Glokom göz içi basıncının görme sinirini (optik sinir) tahrip etmesi sonucu görme siniri liflerinin zaman içinde hasar görmesiyle ortaya çıkan hastalık durumudur. Görme siniri görüntüleri beyne taşıyan sinirdir. Bu sinirin liflerinde hasar meydana geldikçe görme alanında kör noktalar oluşur ve görme alanı gittikçe daralır. Optik sinirin tamamı hasar gördüğünde ise, körlük meydana gelir. Hastalığın başlangıç döneminde genelde hastanın şikayeti olmaz. Görme siniri uzun bir süre içinde hasar görür ve bu yıpranma, hasta durumunu fark ettiğinde onarılamaz düzeye gelmiş olabilir.
Her göz içi basınç yüksekliği glokom mudur ?
Göz içi basıncı glokomda önemli bir risk fatörüdür ama tek belirleyici faktör değildir. Görme sinirinde henüz bir hasar yoksa, görme alanından bir kayıp söz konusu değilse henüz glokom gelişmemiş demektir, sadece okuler hipertansiyon vardır (sinir lifi hasarı olmaksızın göz içi basıncının yüksek seyirli olması). Bu durum ancak ileri tetkiklerle anlaşılabilir.
Göz tansiyonu normal veya düşük olan kişilerde de glokom olabilir mi ?
Evet olabilir, bu durumda normotensif glokomdan (normal basınçlı glokom) bahsedilir. Göz içi basıncı normal değerlerde ve belki biraz düşük ölçülüyordur, ancak kişinin kendi göz yapısı dikkate alındığında sinir liflerinin hassaslığı, korneanın inceliği gibi faktörlerle bu tansiyon bu kişiye göreceli olarak yüksek geliyordur. Yani her insanın kendine özel bir göz tansiyonu eşiği vardır ve bu herkeste biraz farklıdır. Bir başkası için yüksek sayılabilecek bir göz tansiyonu değeri diğer bir kişi için normal sayılabilir. Göz içi basıncı 10-20 mmHg arasında normal olarak kabul edilir. 20 mmHg ve üzerindeki değerler glokom şüphesi olarak değerlendirilir.
Glokom kimlerde görülür?
40 yaşın üzerindeki kişilerde glokom riski artmaktadır. Ailesinde glokom öyküsü olan kişilerde glokom oluşma riski daha yüksektir. Diyabet , göz yaralanmaları , üveit veya iritis gibi göz iltihapları, yüksek miyopi ve hipermetropi, uzun süreli kortizon kullanımı gibi durumlar glokom gelişme riskini artırır.
Glokom neden oluşur ?
Gözün içinde salgılanan ve gözün beslenmesi için gerekli olan göz içi sıvısı normalde düzenli bir devri daim içinde akar (bu sıvının, gözün dış yüzeyindeki gözyaşı ile ilgisi yoktur). Sabit hızda göz içi sıvısı üretilirken, aynı miktarda sıvı gözü terk eder Salgılanma miktarı ile boşalma kanallarından dışa atılma miktarı arasında bir denge vardır. Glokomda bu dışa boşaltım kanallarının tam veya kısmi tıkalı olması nedeniyle salgılanan göz içi sıvısı yeterince dışa akamaz ve göz içinde basınç yükselir. Yükselen göz içi basıncı da görme siniri hücrelerine zarar verir.
Ancak geç evrelerde görmeyi geri dönüşümsüz olarak düşüren glokom hastalığı bazı hastalarda sabahları belirginleşen baş ağrıları, geceleri ışıkların etrafında halkalar görülmesi, ara sıra bulanık görme, göz etrafında ağrı gibi belirtilere neden olabilir.
Glokom tanı testleri nelerdir ?
Bir hastada sadece göz tansiyonunun yüksek ölçülmesi glokom tanısı için yeterli değildir. Glokom şüphesi bulunan her hastadan tanıyı kesinleştirmek için
1. Sinir lifi tabakasının kalınlığı (oct)
2. Kornea kalınlığı (pakimetri)
3. Görme alanı (bga)
tetkikleri istenmelidir. Bu tetkiklerin değerlendirilmesi sonucu kesin tanı konulabilir. Ayrıca bu testler hastanın durumunda bir değişiklik olup olmadığının izlenmesi için düzenli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
Glokom tedavisi :
Unutmamak gerekir ki glokom nedeniyle gerçekleşen sinir lifi hasarı geri döndürülemez. Göz damlaları, lazer cerrahisi ve cerrahi operasyonlar hep daha ileri kayıp meydana gelmesini önlemek içindir.
İlaç Tedavisi
Göz tansiyonu ilaçları göz içinde salgılanan sıvının üretimini kısarak veya dışa akımını kolaylaştırarak etki yaparlar.Bu ilaçlar, her gün düzenli olarak alınan ve de hayat boyu kullanılan ilaçlardır. İlaç tedavisine rağmen göz tansiyonu düşmüyor ve görme alanı daralıyorsa veya hasta ilaç kullanmak istemiyorsa veya kullanamıyorsa lazer tedavisi gündeme gelir.
Selektif Lazer Trabekuloplasti (SLT)
Göz içinde yapılan sıvının dışa çıkışını kolaylaştırmak için dışa boşaltım kanallarına lazer uygulanır. Son derece basit ve risksiz bir işlemdir. 5 dakikadan fazla sürmez. Ameliyathanede değil hasta oturur vaziyetteyken muayene masası benzeri bir ünitede uygulanır. Bu işlemle dışa akım kanalları rahatlar ve göz ışı sıvısı buradan rahatça akmaya başlar. Etkisi 1-2 yıl içinde azalabileceğinden tekrarı gerekebilir.
Göz tansiyonu ameliyatı
En sık kullanılan yöntem göz içi sıvısının gözden dışa akımı için yeni bir kanal oluşturmaktır . Hastanede yatış gerektirmeyen lokal anesteziyle rahatlıkla gerçekleştirilebilen bir operasyondur.
Soru ve görüşleriniz için: drakinakyurt@mynet.com