Vücuda gıda yoluyla alınan karbonhidratlar, sindirim süreci sonucunda glukoza parçalanır. Bu glukoz, kan dolaşımına emilir ve hücrelere taşınır. Hücreler glukozu alarak, enerji üretmek için gerekli olan ATP (adenozin trifosfat) moleküllerini üretirler. Bu ATP, kas kasılması, sinir iletimi, organların çalışması ve birçok temel metabolik süreç için gereklidir. Ayrıca, glukozun kan şekerini düzenlemekte kritik bir rolü vardır. İnsülin adı verilen bir hormon, kan dolaşımındaki glukoz seviyelerini kontrol eder. İnsülin, hücrelere glukozun alınmasını sağlar ve aynı zamanda fazla glukozun karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanmasını teşvik eder. Bu sayede kan şekerinin dengeli bir seviyede tutulması sağlanır. Glukoz aynı zamanda beyin fonksiyonları için de vazgeçilmezdir. Beyin, enerji kaynağı olarak glukozu kullanır ve sürekli olarak bu molekülü ihtiyaç duyar.
Glukoz, karbonhidratların temel yapı taşı olan bir şeker türüdür. Halk arasında "üzüm şekeri" olarak da bilinir. Glukoz, vücudumuzun temel enerji kaynağıdır. Sindirim sistemimizdeki enzimler tarafından parçalanarak kana karışır ve tüm vücut hücrelerine taşınır. Hücrelerimiz, glukozu enerji üretmek için kullanır. Glukoz, ayrıca hücrelerin büyümesi ve onarımı için de gereklidir.
Glukoz, çeşitli yiyeceklerde bulunur. Meyveler, sebzeler, tahıllar ve süt ürünleri glukoz bakımından zengindir. Yetişkin bir insanın günlük glukoz ihtiyacı yaklaşık 130 gramdır. Glukozun vücutta yaptığı görevler şunlardır:
Glukoz eksikliği, kas zayıflığı, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik gibi sorunlara yol açabilir.
Kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) kandaki şeker seviyesinin normalin altına düşmesi durumudur. Kan şekeri seviyesi 70 mg/dL'nin altına düştüğünde hipoglisemi olarak kabul edilir. Kan şekeri düşüklüğünün nedenleri şunlardır:
Kan şekeri düşüklüğünün belirtileri şunlardır:
Kan şekeri düşüklüğü yaşayan kişilerde şu belirtilerden biri veya birkaçı görülürse, hemen tatlı bir şeyler tüketmeleri veya şekerli su içmeleri gerekir. Kan şekeri seviyesi 15 dakika içinde yükselmezse, acil tıbbi yardım alınmalıdır. Kan şekeri düşüklüğünün tedavisi, düşüklüğün nedenine bağlıdır. Yetersiz beslenmeden kaynaklanan hipoglisemi, karbonhidrat bakımından zengin besinlerin tüketilmesi ile tedavi edilebilir. İlaçlardan kaynaklanan hipoglisemi, ilaçların dozunun ayarlanması ile tedavi edilebilir. Alkol tüketimi nedeniyle oluşan hipoglisemi, alkol tüketiminin kesilmesi ile tedavi edilebilir. Sağlık sorunlarından kaynaklanan hipoglisemi ise, altta yatan sorunun tedavisi ile birlikte tedavi edilebilir.
Kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi), kandaki şeker seviyesinin normalin altına düşmesi durumudur. Kan şekeri seviyesi 70 mg/dL'nin altına düştüğünde hipoglisemi olarak kabul edilir. Kan şekeri düşüklüğü yaşayan kişilerde terleme, titreme, nöbet, baş dönmesi, açlık hissi belirtilerinden biri veya birkaçı görülürse, hemen tatlı bir şeyler tüketmeleri veya şekerli su içmeleri gerekir. Kan şekeri seviyesi 15 dakika içinde yükselmezse, acil tıbbi yardım alınmalıdır. Glukoz düşmesi aşağıdaki yöntemlerle düzeltilebilir:
Glukoz düşmesini önlemek için şu önlemler alınabilir:
Kan şekeri düşüklüğü altta yatan bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Bu nedenle kan şekeri düşüklüğü sık sık tekrarlayan kişiler, bir doktora başvurmalıdır.
Kandaki glukoz değeri açlık ve tokluk durumunda farklıdır. Açlık kan şekeri sabah aç karnına ölçülen kan şekeri değeridir. Normal açlık kan şekeri değeri 70 ile 100 mg/dL arasındadır. Tokluk kan şekeri yemek yedikten 2 saat sonra ölçülen kan şekeri değeridir. Normal tokluk kan şekeri değeri 70 ile 140 mg/dL arasındadır.
Diyabetli kişilerde kan şekeri değerleri, açlık ve tokluk durumunda farklı hedeflere sahiptir. Diyabetli kişilerde açlık kan şekeri değeri, 70 ile 130 mg/dL arasında olmalıdır. Diyabetli kişilerde tokluk kan şekeri değeri, 140 ile 180 mg/dL arasında olmalıdır.
Glukoz ve glikoz aynı şeydir. Glukoz halk arasında "üzüm şekeri" olarak da bilinen bir monosakkarittir. Glikoz kimyasal adıyla 6-karbonlu bir aldehit şekeridir. Glukoz vücudumuzun temel enerji kaynağıdır. Sindirim sistemimizdeki enzimler tarafından parçalanarak kana karışır ve tüm vücut hücrelerine taşınır. Hücrelerimiz glukozu enerji üretmek için kullanır. Glukoz ayrıca hücrelerin büyümesi ve onarımı için de gereklidir.
Glukoz çeşitli yiyeceklerde bulunur. Meyveler, sebzeler, tahıllar ve süt ürünleri glukoz bakımından zengindir. Yetişkin bir insanın günlük glukoz ihtiyacı yaklaşık 130 gramdır. Glukoz eksikliği, kas zayıflığı, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik gibi sorunlara yol açabilir. Glukoz fazlalığı, diyabet gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Glukoz serum plazma düşüklüğü kandaki glukoz seviyesinin normalin altına düşmesi durumudur. Kan şekeri seviyesi 70 mg/dL'nin altına düştüğünde hipoglisemi olarak kabul edilir.
Glukoz serum plazma düşüklüğünün tedavisi, düşüklüğün nedenine bağlıdır. Yetersiz beslenmeden kaynaklanan hipoglisemi, karbonhidrat bakımından zengin besinlerin tüketilmesi ile tedavi edilebilir. İlaçlardan kaynaklanan hipoglisemi, ilaçların dozunun ayarlanması ile tedavi edilebilir. Alkol tüketimi nedeniyle oluşan hipoglisemi, alkol tüketiminin kesilmesi ile tedavi edilebilir. Sağlık sorunlarından kaynaklanan hipoglisemi ise, altta yatan sorunun tedavisi ile birlikte tedavi edilebilir.
Glukoz serum plazma düşüklüğü, kan şekeri seviyesinin normalin altına düşmesi durumudur. Bu durum, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Glukoz serum plazma düşüklüğünün belirtileri arasında açlık hissi, terleme, titreme, baş dönmesi, konsantrasyon güçlüğü, halsizlik ve nöbetler yer alır. Glukoz serum plazma düşüklüğü yaşayan kişilerde, kan şekeri seviyesini yükseltmek için tatlı bir şeyler tüketmek veya şekerli su içmek gerekir. Glukoz serum plazma düşüklüğü, altta yatan bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Bu nedenle, glukoz serum plazma düşüklüğü sık sık tekrarlayan kişiler, bir doktora başvurmalıdır.
Evet, gebelikte glukoz düşüklüğü tehlikelidir. Glukoz, bebeğin büyümesi ve gelişimi için gerekli olan bir besindir. Gebelikte kan şekeri seviyeleri normalden düşükse, bebek yeterli besin alamayabilir. Bu, bebeğin büyüme ve gelişiminde gecikmelere, düşük doğum ağırlığına ve hatta ölüme neden olabilir. Gebelikte glukoz düşüklüğünün belirtileri şunlardır:
Gebelikte glukoz düşüklüğü yaşıyorsanız, hemen bir doktora görünmeniz önemlidir. Doktorunuz, kan şekeri seviyenizi kontrol etmek için bir glikoz testi yapabilir. Kan şekeri seviyeniz düşükse, doktorunuz size şekerli bir içecek veya atıştırmalık verebilir. Gebelikte glukoz düşüklüğünün nedenleri şunlardır:
Gebelikte glukoz düşüklüğünün önlenmesi için yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır:
Gebelik diyabeti olan kadınlar, gebelikte glukoz düşüklüğü riski altındadır. Bu nedenle, bu kadınlar düzenli olarak kan şekeri seviyelerini kontrol etmeli ve doktorlarının talimatlarını takip etmelidir.