UNESCO Dünya Mirasi Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'deki dikili taşların benzerlerinin bulunduğu Karahantepe'deki kazı çalışmaları 2 yıldır sürüyor. Kazı alanında incelemelerde bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, daha sonra Karahantepe Ören Yeri'nde düzenlenen toplantıya katıldı. Çok sayıda yerli ve yabancı akademisyenin de takip ettiği toplantıda konuşan Ersoy, Göbeklitepe'nin isminin değiştiği iddialarına değinerek "Çatı bölgesine Taş Tepeler adını veriyoruz. Ana istasyon Göbeklitepe ve Karahantepe olarak anılacak. İsim değişikliği yok. Taş Tepeler çatı isimdir. Çünkü burası 100 kilometrelik bir hattır. Eskiden turistler konaklamadan geçiyordu ama artık konaklayacaklar. Çünkü çok büyük bir alan burası, bir günde gezilebilecek bir yer değildir" dedi.
Karahantepe'nin Tek Tek Dağları Milli Parkı içinde bulunması nedeniyle iyi korunmuş bir bölge olduğunu hatırlatan Ersoy, Karahantepe'ye olan ilginin Göbeklitepe'de yapılan kazılarla paralel arttığını söyledi. Buradaki çalışmalarla Göbeklitepe'de henüz araştırılmamış olan dönemin yerleşimcileri ve yerleşim yerleri hakkında bilgilere ulaşılmasının hedeflendiğini aktaran Ersoy "İnanıyorum ki, Göbeklitepe’de olduğu gibi bu çalışmaların sonuçları da arkeoloji dünyası için ciddi bulgu ve bilgiler ortaya koyacaktır. En az 12 noktayı kapsayacak Taş Tepeler Projesi'nde Göbeklitepe ve Karahantepe ana istasyon; Sefertepe, Taşlıtepe, Ayanlar Höyük gibi alanlarda ise ara istasyonlar planlanmıştır. Karahantepe ana istasyon noktasında ziyaretçi merkezinin 2022 yılında hizmete açılmasını hedefliyoruz" diye konuştu.
Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle Höyüğü’nde kazıların sürdüğüne dikkat çeken Ersoy, "Yakın zamanda Ayanlar, Yoğunburç, Harbetsuvan, Kurt Tepesi ve Taşlıtepe yerleşimlerinde de kazı çalışmaları başlayacak. İşte bütün bunlar, Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi çatısı altında yapılıyor. Bu, ülkemizde yapılmış en büyük ve kapsamlı arkeoloji projesidir. Japonya, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa’yı kapsayan uluslararası iş birliği çerçevesinde ise 8 ayrı üniversite ile 4 uluslararası akademi, enstitü ve müzeyi de projemize dahil ettik. Saha dışında da çalışmalar olacak. Uluslararası Dünya Neolitik Kongresi gibi uluslararası bilimsel toplantılar ve etkinlikler yapacağız. Ziyaretçi karşılama ve tanıtım merkezleri, sergi ve çevre düzenleme projeleri, ulaşım ve altyapı düzenlemeleri gibi çalışmalarda hayata geçirilecek" dedi.
Karahantepe Kazı Başkanı Necmi Karul ise insanların yerleşik hayata geçme sürecinin bir günde yaşanmadığını söyledi. Okul kitaplarındaki bilgilerin arkeolojik kazılarla birlikte değiştiğini vurgulayan Karul, "Dünyanın en eski köylerinde anıtsal yapılar var. Bunların tamamı zemine gömülmüş ve üzeri çatıyla kapatılan yapılardır. Ve henüz o zaman köşe yapmayı bilmiyorlar ve bu yüzden yapıları daire yapıyorlar. Köşeli yapılarda bu bölgede ortaya çıkıyor. Bugün gökdelenler inşa edebiliyorsak geçmişte köşeyi bulan bu insanlar sayesindedir. Hepsinin içerisinde 12 tane dikili taş var. Bu taşlar, yerleşkelerin kenarındaki taş ocaklarında yapılıyor. Yapıların ortak özelliği; işlevleri bittiği zaman bir insanın gömülmesi gibi gömülüyor" ifadelerini kullandı.
Bölgedeki bütün yapıların çapı ne olursa olsun gömüldüklerini ifade eden Karul "Bütün yaşanmışlıklarla birlikte bu yapılar gömülüyor. Karahantepe 10 bin 500 yıl önce başlıyor. Sürecin ileri aşamalarında hayvan betimlemeleri değil, insan betimleri yer alıyor. 3 boyutlu çok sayıda insan başı ve heykeli var. Zamanla daha karmaşık hale geliyor. Karahantepe'yi, Göbeklitepe'yle birlikte düşündüğümüzde bir anlam ifade ediyor. Aradaki bin 500 yıllık bir süreci anlaşılıyor kılmaya çalışıyoruz. İnsanlar, ilk yerleşik hayata başladığında kendilerini bir hayvanlar alemi parçası olduğunu görürken zamanla kendilerini daha önemli gördüklerini ve evrenin en önemli parçası olarak gördüklerini görüyoruz. Biz soruları arttırıp cevaplarını buluyoruz" diye konuştu.
Kaynak: DHA