Toros Üniversitesi tarafından düzenlenen sempozyuma panelist olarak katılan Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, özellikle Van depreminden sonra yaşanan kitlesel göçü eleştirenlere, “Modern ülkelerde yöneticiler, göçü zenginlik olarak kabul ediyor. Bu nedenle bana göre göç, doğru planlandığında külfet değil nimettir” yanıtını verdi.
Mersin’de, Toros Üniversitesi tarafından üniversitenin yerleşkesinde düzenlenen Mersin Kalkınma Sempozyumu’nda eğitim, iş ve siyaset dünyası bir araya geldi. Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yanı sıra Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, belediye başkanları, oda ve sivil toplum örgütü temsilcileri, işadamları ve Toros Üniversitesi öğrencilerinin de katıldığı sempozyuma panelist olarak katıldı.
MTSO Meclis Başkanı Faik Burakgazi’nin başkanlığındaki ilk oturumda, sırasıyla, Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, “Belediyeler ve- Merkezi Yönetim İlişkileri Açısından Mersin”; Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, “Göçün Getirdiği Beledi Sorunlar Açısından Mersin”; TÜİK Bölge Müdürü Durmuş Ali ŞAHİN, “Mersin’in Sosyal Göstergeleri ve Kentsel İstatistikleri”, Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Göç, Kentleşme ve Yerel Yönetimler Açısından Mersin”, TMMOB İKK Sekreteri ve Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Bülent Halis Demir, “Altyapı ve Çevre Açısından Mersin” ve Gazeteci Yazar Abdullah Ayan,“Mersini Bekleyen Tehditler ve Fırsatlar” konulu sunum yaptılar.
‘Türkiye’de göç sorunu değil, zorla göç ettirilme var’
Özellikle Van depreminden sonra yaşanan kitlesel göçü eleştirenlere yanıt veren Başkan Türk, “Modern ülkelerde yöneticiler, göçü zenginlik olarak kabul ediyor. Bu nedenle bana göre göç, doğru planlandığında külfet değil nimettir” dedi.
Yakın geçmişte, doğudan batıya doğru yaşanan göçü eleştirenleri, “Yeteneksiz ve bilimden uzak yöneticilerin siyasal rant kazanma çabası” olarak değerlendiren Türk, “Serbestçe dolaşma ve ikamet etmek en temel insan haklarından olmasına rağmen, Türkiye’de son 30 yılda devlet otoritesi insanları kendi topraklarından zorla göç ettirmiştir. Bu nedenle bugün Türkiye’de göç sorunu değil, ülke içinde zorla yerinden edilme sorunu vardır” diye konuştu.
Meclis Araştırma Komisyonu’nun 1998 tarihli raporuna işaret eden Başkan Türk, şöyle konuştu: “Bu ülke insanlarının bir kısmının yurttaşlık hakları gasp edilmiştir. Hakları gasp edilenlerin önemli bölümü de zorunlu göçe maruz kalmıştır. Zorunlu göçe maruz kalanlar büyük ölçüde Kürtlerdir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne dek bu sorunlar, çözülmek bir yana giderek büyümüştür. Sosyal devlet olmanın gereği, yurttaşların kültürel yapısının yanı sıra, ekonomik haklarını da korumaktır. Bu nedenle Mersin’e zorunlu göçün yanı sıra, yaşanan ekonomik göç de sistemin çıkmazından kaynaklıdır.”
“Zorla göç ettirilenlere, ‘neden geldiniz’ diye sorulabilir mi?”
Mersin’in, göçe zorlanan yurttaşların yıllardan beri ilk tercihleri arasında yer aldığına dikkati çeken Türk, “Kentimiz, özellikle 80’li yıllarda başlayan yoğun göç dalgasına hazırlıksız yakalanmıştır. Dönemin yerel yöneticileri, yoğun göçle birlikte yaşanacak kentsel sorunlara karşı bir reaksiyon gösterememiş ya da göstermek istememiştir. Mersin’de yaşanan çarpık kentleşmenin temelleri ne yazık ki o yıllarda atılmıştır” dedi. “Bugün yaşanan sorunları, göç mağdurlarına, zorla topraklarından edilen yurttaşlara mal etmek iki kez haksızlıktır” diyen Türk, “Düşünün, bir kez yerinden zorla göç ettiriyorsunuz. İkinci kez ise göç ettikleri yerlerde ‘Neden geldiniz?’ diye tekrar haksızlık ediyorsunuz.
Bu nedenle başta yerel yöneticiler olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları, kamuoyunda oluşan bu algının önüne geçmek için bir an önce ve mutlaka tedbir almalıdır. Kentleşme sorunları, sosyal çatışmalara zemin hazırlamamalıdır. Mersin’de göç ve belediyecilik arasındaki ilişki, daima göçle gelenin aleyhine işlemiştir. Türlü olanaksızlıkla aldığı 80–100 metrekare arsasına, başını sokacak derme çatma bir ev yapan aileler, kent yaşamının gerektirdiği temel hizmetlerden yoksun bırakılmıştır. Göç eden, kendi köyündeki standartların da altında bir yaşama mahkûm edilmiş, adeta cezalandırılmıştır” ifadelerini kullandı.
‘Rantsal değil, insan odaklı dönüşümden yanayız’
Bölge’den zorla göç ettirilen yurttaşların, sıcak iklimi açısından Mersin, ilçe olarak da Akdeniz’i tercih ettiklerini vurgulayan Türk, dolayısıyla kentsel sorunların en çok Akdeniz’de görüldüğünü belirtti. Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ), Mersin’de, uygulamayı planladığı kentsel dönüşüme de değinen Türk, TOKİ’nin, projeye ticari bir mantıkla yaklaştığının altını çizdi. Türk, “TOKİ’nin, siyasal ve rantsal projesine onay vermemiz mümkün değildir. Bizim bu değerlendirmemiz, ‘insanların daha rahat yaşaması için kentsel dönüşüme izin vermiyorlar’ şeklinde eleştiriliyor. Oysa kentsel dönüşüme karşı değiliz. Ama yerinde ve insan odaklı dönüşümden yanayız. Halkımızın, kültürel, sosyal dokusunu koruyacak bir projeden yanayız. Yani kentin siluetini değiştirecek, çağdaş yaşam normlarına yaklaşacak uygulamaların destekçisiyiz. Kentsel dönüşüme konu olan mahallelerde yaşayan insanların sosyal ve ekonomik durumları görmezden geliniyor. TOKİ'nin, insanların yaşam standartlarına uymayan mimarisini ne halkımız ne de biz kabul etmeyiz” şeklinde konuştu.
Türk, sözlerini şöyle bitirdi: “Biz her platformda, üniversiteler, ilgili mesleki ve sivil toplum örgütleri ile kentin diğer bütün dinamiklerinin katkı vereceği bir kentsel dönüşüm projesi oluşturulmalıdır diyoruz. Ancak bu sayede ortaya güzel bir çalışma ve halkımızın yararına olan bir proje çıkarabiliriz. Ondan sonra da halkla masaya oturup girişim başlatabiliriz. Varoş olarak tabir edilen bölgelerimizde dönüşümün mümkün olabilmesi için böyle bir gücün olması gerekir. Buralarda büyük kısmı gündelik veya mevsimlik işlerde çalışan, alt gelir grubuna dâhil insanlar yaşamaktadır. Bu nedenle insanları borçlandıran ve sosyal dokuya uygun olmayan bir projenin başarı şansı olamaz.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz