TRABZON (İHA) - Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Uzmanı Doç. Dr. Şağdan Başkaya, göçmen kuşlarla evcil kanatlı sürülerinin temasının kuş gribi salgınının en önemli nedeni olduğunu söyledi.
Kuş Gribi hastalığının AIDS, Ebola, SARS ve deli dana gibi hayvanlarda başlayıp, daha sonra insanlara bulaşan ölümcül bir hastalık olduğunu belirten Yaban Hayatı Uzmanı Doç. Dr. Şağdan Başkaya, "İnsanlarda ilk defa, 1997 yılında Hong Kong'da görülen ve 6 kişinin ölümüne sebep olana kadar, virüs sadece kuşlar, tavuklar ve ördeklerde görülmüştür. Hızla bölgeye ve dünyaya yayılma eğilimi gösteren hastalık bugün dünyayı tehdit eder bir hale gelmiştir. Son günlerde ise Rusya'da ortaya çıkan kuş gribi nedeniyle bazı kümes hayvanlarının itlaf edildiği, dolayısıyla bu ülkeden göç edecek hayvanlar (bıldırcın, çulluk, yaban ördekleri, yaban kazları vd.) aracılığıyla göç yolundaki diğer ülkelere de ulaşabileceği endişesi avcılar başta olmak üzere herkesi endişelendiren önemli bir konu olmuştur" dedi.
Doç. Dr. Başkaya, göçmen kuşlar ile evcil kanatlı sürülerinin temasının salgınların en önemli nedeni olduğunu kaydederek, "Kuş gribi virüsleri normalde kanatlı hayvanlar ve domuz dışındaki canlılara bulaşmamaktadır. Ancak araştırmalara göre enfekte canlı kanatlılarla kurulan yakın temasla insanlarda da enfeksiyon şekillenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Vietnam'da kuş gribinin insandan insana da geçmiş olabileceğini açıklamıştır. Kuş gribi salgınlarının her yüzyılda ortalama 3-4 defa yaşanıyor olması yeni salgınların ortaya çıkma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Kuş gribi şimdiye kadar Endonezya, Güney Kore, Kamboçya, Japonya, Tayvan, Tayland, Laos, Vietnam, Pakistan ve Çin'de ortaya çıkmıştır. Türkiye'de bu güne kadar kuş gribinin görülmemiş olması hastalık riskini ortadan kaldırmamaktadır. Kuş gribine karşı Avrupa ülkeleri ve Amerika'da, hastalığa karşı önlemler alınması olayın ciddiyetini ortaya koyan önemli bir göstergedir" diye konuştu.
Virüsün çiğ, soğuk ve donmuş kümes hayvanları yiyeceklerinden insanlara bulaşma riski olmadığını ifade eden Doç. Dr. Şağdan Başkaya "Laboratuar çalışmaları, kuş gribine yakalanan hayvanların yumurtasının da kuş gribi virüsü taşıdığını ve bu yumurtaların da hastalık yayma olasılığı taşıdığını göstermiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), olası virüsün öldürülmesi için, tavuk ürünlerinin en az 70 derecede pişirilmesi gerektiğini bildirmiştir. Örgüt, kümes hayvanlarıyla temas eden kişilerin ellerini yıkamaları ve kuş leşlerinin diğer objelerden uzak tutulması uyarısında da bulunmuştur" şeklinde konuştu.
"Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında köprü vazifesi gören ülkemiz, bıldırcın, çulluk, yaban ördekleri, yaban kazları, leylekler ve gündüz yırtıcı kuşları gibi göçmen kuşlar için çok önemli bir yerde bulunmaktadır" diyen Doç. Dr. Başkaya, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu denli öldürücü bir hastalığın göçmen kuşlar aracılığı ile diğer ülkelerdeki kuş ve insanlara bulaşabilmesi, göçmen kuşların kamuoyu nezdinde sevgilerini kaybetmelerine neden olmaktadır. Avcıların bir kısmı ava çıkmama kararı alırken büyük bir çoğunluğu şimdilik bir tehlike olmadığını düşünerek avlanmaya ve av eti yemeye devam etmektedir. Sadece avcılar değil, tavuk gibi kanatlıların etlerini yiyen herkes göçmen kuşlar veya diğer nedenlerle kuş gribi hastalığına yakalanmaktan endişe duymaktadırlar. Bu konuda yetkililerin hastalığın görüldüğü ülkelerle yapacakları canlı hayvan ve yumurta ticaretinde dikkatli olacaklarını düşünüyor ve umut ediyoruz. Bununla birlikte yetkililerin bu konuda insanları bilinçlendirici yayınları çok sık bir şekilde yapmaları gerekmektedir".