Meme ağrısı daha çok doğurganlık çağı, yani menopoz öncesi kadınlarda görülmekle beraber, menopoza girmiş kadınlarda da görülür. Yaklaşık olarak her 10 kadından biri ayda 5 günden daha uzun süren orta veya şiddetli düzeyde meme ağrısı çekmektedir. Bazı kadınlar ise çok şiddetli ağrılar duymakta ve bu da günlük yaşamlarını, çalışmalarını, seksüel aktivitelerini çok kötü yönde etkilemektedir. Meme ağrılarının nedeni çoğunlukla iyi huyludur, ancak nadirde olsa altta yatan kötü huylu bir hastalığın olmadığından emin olmak için bir uzman doktor tarafından incelenmesi şarttır.
Erkeklerde de azda olsa meme dokusu bulunur, erkeklerdeki gözle görülebilir hale gelmiş meme büyümelerine jinekomasti denir, bazen ağrılı olabilir. Ergenlik çağındaki erkek çocuklarında hormonal değişiklere bağlı meme büyüme ve hassasiyetleri oluşabilir, bu kalıcı ise doktora gösterilmelidir.
Göğüsleriniz ne zaman, neden ağrır?
Meme ağrıları direk olarak adet dönemleri ile ilgili olarak periyodik yani döngüsel şekilde, nonsiklik dediğimiz adet devreleri ile ilgisiz olarak veya meme dışı nedenlerle oluşabilirler. Döngüsel ve döngüsel olmayan meme ağrılarının özellikleri birbirinden farklıdır.
Döngüsel (siklik) ağrılar: Döngüsel ağrılar her iki memede de oluşur. Memelerin bütününde ağrı olmakla birlikte özellikle üst dış kısımlarda, koltuk altına doğru yayılan ağrılardır. Siklik ağrılarla birlikte memelerde hassasiyet, şişlik ve dolgunluk hissi de oluşabilir; genellikle künt ve rahatsız edici bir ağrıdır. Adet kanaması öncesi 1-2 hafta boyunca görülür ve kanama sonrası rahatlama olur. Siklik ağrılar en sık görülen meme ağrılarıdır, üreme çağındaki kadınların üçte ikisinde görülmektedir. Çoğu kez kadınlar menopoza girince geçip kaybolurlar. Bu ağrılar menopoz nedeni ile hormon replasman tedavisi yapılan kadınlarda tekrar görülebilirler.
Döngüsel olmayan (nonsiklik) ağrılar: Bu ağrılar mensturasyon periyodu ile ilgisi olmayan devamlı veya aralıklı oluşabilen ağrılardır. Genellikle bir memede oluşurlar ve memenin de belli bir bölgesine lokalizedirler. Daha az oranda da bazı kadınlarda tüm memede yaygın ağrı olabilir ve ağrı koltuk altı veya omuza yayılabilir. Bu tip ağrılar genellikle yanma ve batma tarzında ağrılardır . Daha çok 40 yaş üzerindeki kadınlarda görülürler. Döngüsel olmayan ağrıların çeşitli klinik nedenleri olabilir. Bunlar, fibrokistik hastalık, duktal ektazi denilen kanal genişlemeleri, fibroadenom denilen memenin iyi huylu tümörleri, yağ nekrozu veya meme kanseri gibi nedenler olabilir. Daha önce meme biyopsisi gibi bir cerrahi müdahale geçirmiş kadınlarda da ileri zamanlarda meme ağrısı oluşabilir.Başka bir bulgu olmaksızın yalnızca nonsiklik ağrıları olan kadınların % 2 ile 7’sinde meme kanseri görülmektedir.
Meme dışı ağrılar: Bu ağrılar göğüs duvarının kas ve kemik yapılarından, Tietze Sendromu denilen kaburgalar ile göğüs kemiğinin eklem yerindeki ağrılardan, servikal radikülopati denilen sinirleri tutan hastalıklardan, kalp ve akciğer kökenli rahatsızlıklardan veya psikolojik nedenlerden oluşabilir.
Meme ağrılarında tanı
Tanı için öncelikle hastanın öyküsü önemlidir. Ağrının zamanlaması, yeri, bir memede mi yoksa her iki memede mi oluşu, şiddeti, meme başı akıntısı, sertlik, kitle gibi bir ek bir bulgu olup olmaması önemlidir. Öykü alınmasından sonraki aşama doktorun yapacağı meme muayenesidir. Bu muayenede memeler, her iki koltuk altındaki lenf bezeleri ve ağrı nedeni olabilecek meme dışı bölgeler muayene edilir. Ultrasonografi kist, tümör ve kanal genişlemelerinin belirlenmesinde önemli ve faydalı bir tetkik yöntemidir. 35 yaş üzeri kadınlarda mamografi de tanı yöntemlerine eklenir. Eğer gerekli görülürse bundan sonraki aşamalarda meme MR’ ı ve biyopsiler yapılabilir.
Tedavi
Sadece meme ağrısıyla ortaya çıkan meme kanseri oranı düşük olmakla birlikte özellikle siklik olmayan meme ağrılarında çok dikkatli tanı ve tedavi yapılması gereklidir. Döngüsel ağrıların ise az bir kısmı çok rahatsız edicidir ve bunlarda özel tedavi gerektirir. Basit ağrılarda uygun sütyen takmak, sıcak kompres ve sıcak su masajları, yağsız gıda almak, kafeinli ( kahve, kolalı içecekler gibi ) gıdaları almamak adet öncesi dönemde tuz kısıtlaması gibi önlemler yeterli olabilir. Daha ileri vakalarda nonsteroid antienflamatuar ilaçlar, evening primrose oil ve agnucaston gibi bazı bitkisel ilaçlar ve bazı hormonal ilaçlar kullanılabilir; ancak bunların bir doktor kontrolü sonrası uygun hastaya, uygun dozlarda ve sürelerde kullanılması gereklidir.
Op. Dr. Bülent Koç