Göktaş’tan Vergi Yükünün Azaltılması Çağrısı

Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Dursun Göktaş, devletin bütçe açıklarını kapatmak için en kolay yolu seçip dolaylı vergilere yüklendiğini belirterek, “İnsanlara kapasitelerinin üzerinde yük yüklerseniz taşıyamaz patlarlar. İnsanları patlatmamak lazım” dedi.

SMMMO Yönetim Kurulu Başkanı Göktaş, dolaylı vergiler ve yeniden değerleme oranı ile yılbaşından itibaren gelecek zamlar konusunda İHA muhabirine açıklama yaptı. 2013 bütçesinin şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşüldüğüne işaret eden Göktaş, o bütçenin gelirlerini sağlamak gerektiğini kaydetti. Gelirleri sağlamak için de devletin en kolay para kazandığı yerin, vergi topladığı alan olan dolaylı vergiler olduğunu ifade eden Göktaş, Türkiye’de dolaylı vergilerin oranının yüzde 70’lerde, beyana dayanan vergilerin oranının ise yüzde 30’larda olduğuna dikkat çekti. Gelişmiş ülkelerde ise bunun tam tersi bir uygulamanın söz konusu olduğunu dile getiren Göktaş, “Gelişmiş ülkeler gelirlerinin yüzde 30’unu dolaylı vergilerden, yüzde 70’ini de beyana dayanan vergilerden sağlıyorlar. Bizde bütçedeki açıkları kapayabilmek için dolaylı vergilere, maktu vergilerin üzerine yükleniliyor. Bu kapsamda, mahkeme harçlarından diploma harcına, damga vergisinden emlak vergisine, Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu’ndaki vergilerden vergi tarifesine kadar her şey yeniden değerleme oranında arttırılıyor” dedi.

Önümüzdeki yıl için yeniden değerleme oranının yüzde 8-10 aralığında ilan edilmesinin beklendiğini söyleyen Göktaş, bunun da 2013 yılında vergilerin bu yıla göre en az yüzde 8-10 civarında artacağı anlamına geldiğini vurguladı. Vatandaşların, bütçelerini bunu bilerek yapmaları gerektiğinin altını çizen Göktaş, “Vergiye gelecek her zam vatandaşın tükettiği her türlü mala da yansır. Vergi, doğal olarak maliyeti arttıran bir unsurdur. O nedenle de iğneden ipliğe her şeye zam gelecek demektir” diye konuştu.

“EKONOMİNİN YAŞAMASI İÇİN VERGİ YÜKÜ AZALTILMALI”

Vergilere yapılacak zammın yüksek oranlarda olmaması veya vatandaşların ihtiyacı olan temel mallara yansımaması gerektiğini de dile getiren Göktaş, bir sosyal devletten bahsediliyorsa vergilerin de gönüllülük esasına oturtulması gerektiğini, gelişmiş ülkelerin bunu yaptığını kaydetti. Devletin vatandaşına kaliteli hizmet sunması, alınan vergilerin nerelere, nasıl harcandığını net, şeffaf, açık hesap verilebilirlik ilkesi doğrultusunda açıklaması gerektiğine vurgu yapan Göktaş, “Ama yıllardır Türkiye’de toplanan vergilerin nereye harcandığıyla ilgili büyük sıkıntılar var. Şeffaf değiliz, açık hesap verilebilirlik ilkesine maalesef uyulmuyor. Bu da büyük sıkıntı yaratıyor. Onun için devletimizin bu harcamalara karşı toplayacağı vergilerde, ekonominin yaşamını sürdürebilmesi için bir takım motive edecek kolaylıkları da getirmesi, yükleri azaltması, bu dengeyi kurması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de bu dengenin iyi kurulamadığına dikkat çeken Göktaş, şöyle devam etti: “Bütçede açık veriyoruz, dış ticarette açık veriyoruz, bakıyoruz ithalat kalemlerine hep büyük miktarda artıyor ve ülkeye yatırım yapmaya, büyümeye, üretime dayalı bir ekonomik sisteme yönlendirme yok. İthalatta yatırım kalemleri yerine hep tüketim kalemleri var. Biz toplumu tüketici toplumu haline getirmişiz. Bu paraların hepsi yurt dışına gidiyor. Böyle bir tabloda ne kadar ihracatı arttırırsanız arttırın tüketime yönelik ithalatı önleyemediğiniz zaman sizin dış ticaret açığını kapatmanız mümkün değildir.”

Devlet harcamalarının verimli, objektif ve şeffaf bir şekilde kullanılmadığı sürece de bütçe açığını kapatmanın mümkün olmadığını söyleyen Göktaş, “Onun için bütçe açığında böyle kolay yolun seçilmemesi lazım. Gerçekten kazananlardan vergi alınması lazım, kazanmayanlardan da vergi alınmaması lazım, onların yaşamlarını idame ettirecek sosyal devlet ilkesinde yardımcı olması gerekiyor. Nereye kadar vatandaşın sırtına yüklenebilirsiniz? Her insanın, her varlığın bir kapasitesi vardır, ona kapasitesinin üzerinde yük yüklerseniz veya basınç uygularsanız o zaman taşıyamaz, çatlar, kırılır, patlar. Onun için fiziki olayları da dikkate almak lazım; insanları patlatmamak lazım” dedi.