"Antalya'da uçaktan indik... Otele gidiyoruz. Sümer abimde vardı araçta... Sohbet muhabbet, bir ara "senin canın mi sıkkın" dedin. "Biraz sıkkın bir an önce odama girip bi akıtmak istiyorum gözyaslarımı Oya abla onemli bir şey değil... Doldum bir sekilde... Endişelenme" dedim... Otele gittiğimizde, odama girip pijamalarimı giydim. Akşama daha çok vardı. 1 saat sonra kapı çaldı. Oya Abla! Elinde iki türk kahvesi, yanında likör ve lokum... "Seni çok seviyorum Gonca şöyle güzelcene çıldır da Oya Ablan izlesin, ne yapayım odada yalnız yalnız öyle..." dedin… Dakikalarca güldük.. Ve kahveleri içip uzun uzun dertleştik.. Sonraki görüşmelerimiz hep telefonla oldu... Yeşilcam'ı, sinemayı, merak ettiğim birçok konuyu sormuştum dertleştigimizde... Nasihatların hala kulağımda. Seni çok sevdi bu ülke. Sıcacık gülüşün.. Bakışın... Açıksözlülüğün... Seni sevmeyen yoktu... Oya Ablam... Oya Ablamız... Oğul bizlere emanet... Gözün arkada kalmasın. Başımız sağolsun. Allah rahmet eylesin. Toprağına nurlar yağsın."