YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Görmez-kavazoviç Ortak Basın Toplantısı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, devletin gidip hayırsever vatandaşların yaptırdığı cami veya Kur'an...

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, devletin gidip hayırsever vatandaşların yaptırdığı cami veya Kur'an kurslarının bulunduğu binaların gelirlerini bütçeye almalarının doğru olmadığını belirterek, "Bu sebeple Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bir kaç kez görüştüm. İsteğimiz yüzde 30'un da sıfırlanması" dedi.

Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez Binası'nda Bosna Hersek Reis-ül Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç ile ortak basın toplantısı düzenledi. Görmez, toplantıda Mevlit Kandili'nden Suriye Meselesi ve gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Görmez, savaş yıllarından bu yana Bosna Hersek'e hizmet eden Reis-ül Ulema, Bosna Hersek Diyanet İşleri Başkanı Mustafa Efendi Çeriç'in görevini Hüseyin Efendi Kavazoviç'e devrettiğini belirterek, "Birlikte bu dostluğumuzu, kardeşliğimizi iki milletin yararına çok önemli safhalara taşıyacağız" dedi.

15 Kasım'da Bosna Hersek'te Reis-ül Ulema devir teslim törenine davet edildiğini hatırlatan Görmez, "O davette yaşadıklarım benim için çok büyük bir hatıra olarak kalacaktır" diye konuştu.

Görmez, Bosna Hersek Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sadece Bosna için değil Balkanlardaki bütün Müslümanlar için çok önemli bir kurum olduğunu dile getirerek, yetişmiş elemanlarıyla, çok güçlü eğitim kurumlarıyla, fakültesiyle, imam hatip liseleriyle Avrupa'ya örnek olduğunu belirtti.

Avrupa'da hem Boşnak diasporasının hem de Türkiye'den giden 5 milyon vatandaşla beraber 20 milyonu aşkın Müslüman bulunduğunu vurgulayan Görmez, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile Bosna Hersek Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu açıdan da büyük önem taşıdığını söyledi. Kavazoviç ve beraberindeki heyetin Ankara ve İstanbul'da resmi temaslarda bulunacağını anlatan Görmez, şöyle devam etti:

"Gündemimiz yoğun, özellikle Balkanlarda, pek çok ülkede devletler tarafından gasp edilen vakıfların geleceğiyle ilgili görüşmelerimiz olacak. Balkanlarda muhtelif yerlerde dini sorunlar var o sorunları müzakere edeceğiz. Ayrıca bundan sonra Bosna Hersek Diyanet İşleri Başkanlığı ile hangi alanlarda ne tür işbirliği yapacağımızın görüşmelerini yapacağız. Önemli eğitim kurumlarını ziyaret edeceğiz ve yarın akşam da Mevlit Kandili'ni İstanbul Mimar Sinan Camii'nde birlikte geçireceğiz."

GÖRMEZ'DEN ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU ESKİ BAŞKANI ESER'E CEVAP

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da cevaplayan Görmez, bir gazetecinin Alevi Bektaşi Federasyonu Eski Başkanı Turan Eser'in idare mahkemesine Diyanet TV'nin varlığının ve Diyanet'in Alo Fetva uygulamasının laikliğe aykırı olduğu iddiasıyla dava açtığının hatırlatılması üzerine Görmez, "Bunlar Diyanet'in tarihinde çok rutin şeylerdir. Zaman zaman davalar açılır, hukuk müşavirliği de gereken cevabı verir. O konuda sadece bir tarihe işarette bulunulmuş. Diyanet İşleri Başkanlığı hem milletimiz hem de yurt dışındaki millet varlığımız ve bütün insanlık için son derece önemli bir kurum. 80-90 yıl sonra tekrar Diyanet İşleri Başkanlığı'nı bir tartışma konusu yapmak doğru değil. Çünkü meşruiyetini sadece kanunlardan ve yasalardan değil aynı zamanda toplumdan alan bu toplumun doğumunda, ölümünde, düğününde, ibadetinde her yerinde var olan bir kuruluş. Dolayısıyla bu kadar yıl sonra tekrar böyle bir tartışma başlatmanın doğru olmadığını düşünüyorum" karşılığını verdi.

"SURİYE'DE BİR İNSAN ÖLÜNCE ASLINDA HER YERDE İNSANLIK ÖLÜYOR"

Görmez, yarın Mevlit Kandili olduğu belirtilerek, "Suriye'de maalesef sıkıntılı süreç devam ediyor. Bu konuda hem Esad'a hem de Türkiye'de kamplarındaki Suriye vatandaşlarına ne söylemek istersiniz?" şeklindeki soru üzerine, "Suriye'deki kardeşlerimize yönelik bir yardım kampanyası başlatmıştık. Suriye'deki hadiselerin ortaya çıkış nedenleriyle ilgili insanların düşünceleri farklı olabilir ancak hepimizin artık sonuçlar üzerinde yoğunlaşması lazım. Sonuç; on binlerce insan katledildi, yüzbinlerce insan kendi memleketlerinden edildi ve dünyanın muhtelif yerlerinde mülteci olarak yaşıyor. Özellikle Halep'te ve yakın şehirlerde çocuklar, kadınlar, yaşlılar, dermansız kalan hastalara yardımcı olmak sadece bizim değil tüm insanlığın ortak görevi. Dolayısıyla ben Mevlit Kandili vesilesiyle tekrar hem milletimizin hem de bütün İslam dünyasının ve bütün insanlığın bakışlarını buraya çevirmelerini istiyorum. Suriye'de bir insan ölünce aslında her yerde insanlık ölüyor. Bunun için hepimizin üzerinde bir insanlık borcu olarak dost, kardeş, komşu, akraba olduğumuz Suriye halkının bir an önce içine düştüğü bu durumdan kurtulması için yardımcı olmaktır" cevabını verdi.

"DEVLETİN HAYIRSEVER VATANDAŞLARIN YAPTIRDIĞI CAMİ VEYA KUR’AN KURSLARININ BULUNDUĞU BİNALARI BÜTÇEYE ALMASI DOĞRU DEĞİL"

Sayıştay'ın dün gazetelere yansıyan 2011 Yılı Taslak Denetim Raporu'nda Hazine arazileri üzerine tahsisli camilerin ticari faaliyetleriyle ilgili değerlendirmeleri bulunduğunun sorulması üzerine ise Görmez, "Türkiye'de bildiğiniz gibi bütün camileri, Kur'an kursu binalarını halk yapıyor. Üstelik, kamu kurumu olmasına rağmen Müftülük binalarını da halk yapıyor. Camileri yaptıkları zaman camilerin müştemilatı içinde yer alan bir takım binalar da yapılıyor. İşte bu binalardan geçen yıla kadar devlet doğrudan adeta el koyuyor ve buraların gelirlerini alıyordu. Yapılan bir düzenleme ile bunların gelirlerinin yüzde 30'unu devlet almaya başladı. Yüzde 70'ini de camilere harcanmak üzere Dini Sosyal Hizmet Vakfı alabiliyordu. Aslında o yüzde 30'u da doğru değil. Yani vatandaş hem cami yapacak, hem de caminin yanı başına bir takım müştemilat yapacak. Bütün bunları kamu yararına yapacak. Sonra devletin gidip hayırsever vatandaşların yaptırdığı binaların gelirlerinin yüzde 30'unu bütçeye almaları doğru değil doğrusu. Bu sebeple şahsen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüştüm. İsteğimiz yüzde 30'un da sıfırlanması. Müftülük binalarının kamu kurumu olduğu halde bunu halkımızın sırtına yıkmamız bizi mahcup ediyor, doğru değil. Dolayısıyla yapıldıktan sonra da bunların kira gelirlerini devletten talep etmesi, o kamu tüzel kişiliği olan vakıfların ve derneklerin en tabi hakkıdır. Bütün bunları yok sayarak işin içerisinde bir usulsüzlük varmış gibi gösterilmesi üzücü" ifadelerini kullandı.

"BATI TRAKYA MÜSLÜMANLARININ DİNİ HAYATLARINA MÜDAHALEYİ KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"

Görmez, Yunanistan parlamentosunun aldığı kararla Batı Trakya'daki din görevlilerinin atanması için 2'si Hristiyan ve 3'ü Müslüman görevliden oluşmak üzere 5 kişilik bir kurul oluşturulduğunun hatırlatılması üzerine, "Bu kanun aslında yeni bir kanun değil. 2007 yılında Yunanistan hükümeti bir karar alarak Yunanistan'da görev yapacak bütün din dersi öğretmenleriyle, din adamlarının seçimini 5 kişilik, Hristiyanlardan oluşan hem de için kilise mensuplarının bulunduğu bir heyete bırakmıştı. Batı Trakya'daki Müslüman azınlık bunu kabul etmedi. Bu kabulü kolaylaştırmak için yeni yönteme başvuruldu, sadece bir değişiklik yapılarak, imamların ve öğretmenlerin seçimini 5 kişilik bir Hristiyan değil de 3'ü Müslüman 2'si Hristiyan veya tersi denilebilecek bir heyete bıraktı. Bütün bunlar din, ibadet özgürlükleri, uluslararası sözleşmeler tarafından garanti altına alınan ve Batı Trakya Müslümanlarının dini hayatlarına müdahaleyi içerdiği için hem onların kabul etmesi mümkün değil hem bizim bunu başkanlık olarak tasvip etmemiz mümkün değil. Batı Trakya'daki müftülükler, bizdeki il müftülükleri gibi sıradan müftülükler değildir. Onlar aynı zamanda oradaki azınlığın temsilcileridir, öncüleridir" cevabını verdi.

Bu süreç içerisinde hem İskeçe hem de Gümülcine Müftüsü'yle görüştüğünü hatırlatan Görmez, onların da aynı şekilde tepkilerini kendisine ifade ettiklerini söyledi.

“KUTLU DOĞUM HAFTASI'NIN TEMASI 'HAZRETİ PEYGAMBER VE İNSAN ONURU' OLACAK"

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, her yıl Kutlu Doğum Haftası'nda bir tema işlediklerini belirten Görmez, bu sene üzerinde duracakları temanın "Hazreti Peygamber ve İnsan Onuru" olduğunu vurguladı. Görmez, bütün dünyada ortaya çıkan felaketlerin ve yanlışlıkların temel sebeplerinden bir tanesinin insana bakış açısının zayıflamaya başlaması olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İnsanı onursuzlaştırma, insanın onurunu zedeleme, onurunu kırma çabaları bütün dünyada yaygınlık kazandığı için varlığı insanlık için bir onur olan Sevgili Peygamberimizi özellikle insana verdiği değeri yeniden bütün toplumla paylayı düşündüğümüz için hem Mevlit Kandili münasebetiyle hem de Kutlu Doğum Haftası nedeniyle paylaşıyorum."

"BÜTÜN MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR ŞEYLER YAPMAK İSTİYORUZ"

Bosna Hersek Reis-ül Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç ise ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirmenin heyecanını yaşadığını söyledi. Türkiye'nin Bosnalılar'ın ikinci evi olduğunu belirten Kavazoviç, şunları kaydetti:

"Bizim Türkiye ile tarihten gelen güçlü bağlarımız var. Bunu Fatih Sultan Mehmet başlattı. Bu yıl Fatih'in Balkanlara gelişinin 550. yılı. Türkler ve Boşnaklar aynı değerlere sahip. Sadece Balkanlardaki Müslümanlar için değil, bütün Müslümanlar için bir şeyler yapmak istiyoruz ve bu yönde projeler gerçekleştiriyoruz. Türkiye ile işbirliğimizi özellikle eğitim alanında güçlendirmek istiyoruz. Avrupalı Müslümanlar bizde özellikle bunu bekliyorlar. Bosna'da savaş sırasında yüzlerce cami ve vakıf binası yıkıldı, vatandaşlarımız topraklarını terk etmek zorunda kaldı. O dönemde sadece 600 cami yıkılmış, bunların 430'unu yeniden inşa etmeyi başardık."

Açıklamaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Bosna Hersek Reis-ül Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç'e Kur'an-ı Kerim ve çini ibrik hediye etti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler