Diyarbakır'da, Merkez Bağlar ilçesinde bulunan Özel Bağlar Hastanesi'nde görevli göz hastalıkları uzmanı Op Dr. Balyen, göz alerjisi konusunda vatandaşları uyardı. Göz kapaklarının içini ve gözün beyaz kısmını saran zarın alerjenlerle teması sonrasında gelişen alerjik reaksiyona alerjik konjonktivit (göz alerjisi) dendiğini belirten Balyen bu durumun ortaya çıkmasında çevresel faktörlerle birlikte genetik yatkınlığın da önemli olduğunu söyledi.
Gözlerde kızarıklık, sulanma, yanma, kaşıntı, göz kapaklarında ödem, görme keskinliğinde azalma ve ışığa karşı duyarlılık ile göz alerjisinin kendini gösterdiğini aktaran Balyen, göz alerjisinin çok sık rastlanan bir göz rahatsızlığı olduğunu ifade etti.
Alerjik hastalıklarda genetik yatkınlığın önemli olduğunu fakat tek başına neden olmadığını dile getiren Balyen, "Genetik yatkınlık bulunan bir birey alerjenlerle karşılaştığında alerjik hastalık riski diğer bireylere göre daha fazladır. Aslında alerjik konjonktivit bir grup hastalığı tanımlayan genel bir terimdir. Alt tipleri arasında mevsimsel alerjik konjonktivit, pereniyal alerjik konjonktivit (uzun süreli alerjik konjonktivit), vernal keratokonjonktivit, atopik keratokonjonktivit ve dev papiller konjonktivit yer almaktadır" dedi.
Sağlıksız kozmetik ve makyaj malzemeleri kullanımının göz alerjisini tetiklediğini vurgulayan Balyen, "Sağlıksız kozmetik ve makyaj malzemeleri kullanan kadınlarda, göz alerjisi belirtileri ortaya çıkabilir veya mevcut olan alerjik göz hastalığını alevlendirebilir. Ayrıca uzun süreli bilgisayar kullanmak, kitap okumak, televizyon seyretmek ya da dikkat gereken işlerde göz kırpma refleksini azaltıp gözün kurumasına neden olarak, alerjik problemler karşısında gözün hassasiyetini artırır" diye konuştu.
"GÖZ ALERJİSİ TEDAVİ EDİLMEZSE KERATOKONUS GİBİ CİDDİ SORUNLARA YOL AÇABİLİR"
Göz alerjisinin genellikle her iki gözü birlikte etkilediğini kaydeden Balyen, alerji belirtilerini şöyle sıraladı:
"Gözlerde kaşıntı, kızarıklık, yanma, ışığa karşı duyarlılık, göz kapaklarında ödem ve gözlerde sulanma genel belirtilerdir. Ayrıca burun akıntısı, burun kaşıntısı ve baş ağrısı gibi şikayetlerle kendini gösterebilir. İleri durumlarda saydam tabakanın yani korneanın etkilenmesi halinde görme sorunlarına yol açabilir."
Özellikle çocukluk döneminde gözün sıkça ovalandığı alerjik göz hastalıkları keratokonus hastalığına neden olabileceğini vurgulayan Balyen, "Korneanın öne doğru sivrileşip incelmesi sonucu ortaya çıkan keratokonus hastalığı, özellikle sıcak, toz ve alerjenlerin yoğun olduğu ülkelerde ortaya çıkar. 15-30 yaş arası gençlerde sık görülen hastalık, kornea naklinin birincil nedeni olarak gösterilebilir" şeklinde konuştu.
"GÖZ ALERJİSİ OLANLAR SİGARA VE HAVASIZ ORTAMDAN KAÇINMALIDIR"
Göz alerjisi hastalığı bulunanların nelere dikkat etmesi konusunda da açıklamalarda bulunan Balyen şunları söyledi:
"Alerjik konjonktivitin tedavisinde alerjenden (polen) korunma çok büyük önem taşıyor. Bunun yanında yapılması gerekenler, polenlerin yoğun olduğu dönemlerde evin pencereleri kapalı tutulmalıdır. Evlerde polen filtresi bulunan klima cihazları tercih edilmelidir. Evde tüylü hayvan bulunmamalı ve bitki yetiştirilmemelidir. Sağlıklı beslenmek, sağlıklı yaşamak ve spor yapmak önemlidir. Sigara ve havasız ortamlardan da kaçınılmalıdır. Sigara içilmemeli sigara dumanından uzak durulmalıdır. Havası kuru olan evlerde hava nemlendirici cihazlar kullanılmalı. Polen uçuşma dönemlerinde araba camları kapalı halde seyahat edilmeli araç klima filtreleri düzenli periyotlarla değiştirilmeli. Evde tozları daha kolay barındıracak halı kilim gibi eşyalar kullanılmamalıdır. Ayrıca yatak odasında toz çekmeyen kumaşlardan yapılmış, sık yıkamaya müsait yatak örtüleri ve nevresimler tercih edilmeli, toz alırken ıslak bez kullanılmalıdır. Özellikle polenlerin yoğun olduğu ve güneş ışınlarının en dik olarak geldiği ve en çok zararlı ışın içeren 10.00 ile 17.00 saatleri arasında imkan olduğu sürece güneşe çıkılmamalıdır. Dış ortamda maske, şapka, şemsiye ve güneş gözlüğü kullanmak, dışarıdan içeriye girildiğinde kıyafetlerini değiştirip ve duş almak yararlı olabilmektedir."
Göz alerjisinin tedavisi hakkında da bilgi veren Balyen, "Alerjik hastalığın tedavisinde altın standart kural, duyarlı olan alerjenlerle (polen) teması önlemektir. Kaşınma hissinin arttığı durumlarda gözü ovuşturmak yerine soğuk uygulama ve suni gözyaşı damlaları faydalı olabilir. Zira kaşıma hareketi kaşıntıyı daha da artırır ve gözlerin ovuşturmasına bağlı olarak, gözün saydam tabakasında yani kornea mikrotravmalar sonrasında şekil değişikliğine uğrayarak, keratokonus hastalığını oluşturabilir. Göz alerjisinin hafife alınmayıp, mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Bu nedenle göz alerjisinde erken tanı ve tedavi, hastanın sağlıklı ve konforlu bir yaşam sürmesi açısından çok önemlidir. Tedavi için mutlaka göz hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Göz alerjisinde ilaçlar, mutlaka doktorun önerdiği şekilde ve sürede kullanılmalıdır. Gelişigüzel kullanılan ilaçların yan etkileri gözde geri dönüşü olmayan yan etki yapabilir" ifadelerini kullandı.