HABER

"Göz tembelliği kalıcı görme kaybına neden olabilir"

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Açıkalın: - "Göz tembelliği kişinin meslek hayatı dahil, tüm hayatını etkileyecek bir durumdur. Ayrıca bir gözünde tembellik olan insanların diğer gözlerini kaybetme riski, her iki gözü gören insanlara göre 2 ila 6 kat daha fazladır" - "Göz tembelliği tedavi edilebilir bir durumdur ancak burada önemli olan tedaviye başlama zamanıdır. 9 yaşından sonra yapılan tedaviler maalesef başarılı olmamaktadır" - "Tembellik ne kadar erken tedavi edilirse sonuçlar o kadar başarılı olmaktadır. Bu nedenle çocukların göz muayenesi doktorların önerdiği aralıklarla doğumdan itibaren, şikayet olsun olmasın mutlaka yapılmalıdır"

İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Açıkalın, göz tembelliğinin kişinin meslek hayatı dahil, tüm hayatını etkileyecek bir durum olduğunu belirterek, "Ayrıca bir gözünde tembellik olan insanların diğer gözlerini kaybetme riski, her iki gözü gören insanlara göre 2 ila 6 kat daha fazladır." dedi.

Prof. Dr. Açıkalın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göz muayenesinde herhangi bir sorun saptanmamasına rağmen görme düzeyi düşük ise göz tembelliğinin söz konusu olabildiğini anlatarak, göz tembelliğinin çocukluk döneminde belirli nedenlere bağlı olarak normal gelişimini tamamlayamayan gözlerde geliştiğini söyledi.

Sorunun genelde tek gözde görüldüğünü ancak bazı durumlarda iki göz de bulunabildiğini aktaran Açıkalın, hastalığın toplumda her yüz kişiden iki ya da üçünde bulunduğunu ifade etti.

Açıkalın, "Göz tembelliği tedavi edilebilir bir durumdur ancak burada önemli olan tedaviye başlama zamanıdır. 9 yaşından sonra yapılan tedaviler, maalesef başarılı olmamaktadır. Tembellik ne kadar erken tedavi edilirse sonuçlar o kadar başarılı olmaktadır. Bu nedenle çocukların göz muayenesi doktorların önerdiği aralıklarla doğumdan itibaren, şikayet olsun olmasın mutlaka yapılmalıdır." diye konuştu.

Erken çocukluk yaşlarında görme işlevinin başta hızlı ancak büyümeyle orantılı olarak 2 yaşından sonra vücudun diğer tüm organları gibi yavaş yavaş gelişmeye başladığını belirten Açıkalın, "Eğer bir çocuk gözlerini normal olarak kullanmıyorsa o gözde görme fonksiyonu gerektiği gibi gelişmez. Normal görme işlevi, hayatın ilk 9 yılında genellikle tam olarak gelişmiştir ve bu yaştan sonra başka bir değişiklik beklenmez." dedi.

Açıkalın, her iki gözde eşit görüşün normal bir görüntü kalitesi için gerekli olduğunu, bunun özellikle derinlik hissi, siyah-beyaz ve renkli görme açısından çok önemli bir unsur olarak ön plana çıktığını dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"İlerleyen yaşlarda bazı iş ve meslek gruplarında her iki gözle bakışta derinlik hissinin olması mesleki başarı için çok önemlidir. Bu nedenle göz tembelliğini sadece bir gözün az görmesi olarak değerlendirmek doğru değildir. Göz tembelliği kişinin meslek hayatı dahil, tüm hayatını etkileyecek bir durumdur. Ayrıca bir gözünde tembellik olan insanların diğer gözlerini kaybetme riski, her iki gözü gören insanlara göre 2 ila 6 kat daha fazladır. Göz tembelliğinin nedenleri arasında gözlerde kayma ve iki gözün gözlük numaraları arasında fark olmasıyla göz kapağında düşüklük ve doğumsal katarakt gibi görme aksını kapatan durumlar yer almaktadır.

Şaşılık göz tembelliğinin en sık nedenidir. Kayan göz, genellikle çift görmeye neden olduğu için beyin iyi gören gözü seçmeye eğilimlidir. Bu nedenle kayan göz baskı altında kalır ve iyi bir görüş geliştiremez. Sıklıkla tembel olan göz, kayan gözdür. Göz tembelliğinin nedeni, iki gözün gözlük numarası arasında farklılık veya yüksek gözlük numarası ise çocuğun dış görünüşünde farklılık olmadığı için dışarıdan ailenin anlaması mümkün değildir. Genellikle bu durumlarda, rutin göz muayenesi yapılmamışsa çocuğa geç tanı konabilir. Geç tanı gecikmiş tedavi demektir, bu da tedaviye zor cevap verilmesi anlamını taşır. Bu nedenle tüm çocukların 6. ay -1 yaş arası, 3 ve 6 yaşında rutin göz muayenesi olması önemlidir."

- "Tedavide ailenin ilgisi ve katkısı çok önemli"

Prof. Dr. Banu Açıkalın, görme aksını kapatan durumlar için de muayenenin çok önem taşıdığını, muayenede saptandığı vakit hastalığa göre tedavinin planlanabildiğinin altını çizerek, hastalığın tedavi edilmesiyle bazen tembellik gelişimine engel olunabildiğini söyledi.

Görme tembelliğinin çocukluğun erken yıllarında (0-9 yaş) tedavi edilebileceği kritik bir dönem olduğunu, öncelikle görme tembelliğine neden olan hastalığın tedavi edildiğini vurgulayan Açıkalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gözlük ihtiyacı göz tembelliğine neden ise hastanın gözlük tedavisi başlanır. Daha sonra hastanın yaşına ve görme tembelliğine göre belirlenen sürelerle sağlıklı göze kapama tedavisi planlanır. Göz kapama tedavisinde yapışkanlı göz bantlarıyla iyi gören göz kapatılır ve çocuğun tembel olan gözü kullanması sağlanır. Hekim tarafından önerilen sürenin sonunda görmede artış miktarı saptanır. Kapama tedavisinin gün içindeki süresi ve devam edilmesi gereken süre tekrar belirlenir. Düzenli takiple görmede artış sağlanmaktadır. Burada tedaviye olan uyum çok önemlidir. Kapama tedavisi dışında başka tedaviler de mevcuttur ancak bu tedavilerin kapama tedavisine üstünlükleri gösterilememiştir."

Açıkalın, başarılı bir tedavi için ailenin tedaviye olan ilgisinin, katkısının ve bunun devamlılığının çok önemli olduğunu belirterek, "Göz tembelliği tedavisinde başarının en önemli şartı, tedaviye erken başlanması ve uygun bir şekilde tedavinin devam etmesidir. Bunun içim öncelikle tanının erken konması gerekmektedir. Çocukluk döneminde tespit edilen, şaşılık veya gözlük numaraları nedeniyle gelişen tembellik, sıklıkla başarıyla tedavi edilebilir. 9-10 yaşına kadar bu çocuklar gerekli görsel veya cerrahi rehabilitasyon aldıklarında 9-10 yaşlarından sonra göz tembelliği tekrarlamayacaktır. Doğumsal katarakt gibi göz dokularının bulanıklığı nedeniyle gelişen göz tembelliği ise çok erken dönemde tespit edilmeli ve hayatın ilk bir iki ayında mutlaka tedavi edilmelidir." şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler