Üniversitelerde türban serbestisi sağlayan Anayasa değişikliği davası ile AK Parti'nin kapatılması istemli dava birbiriyle doğrudan ilinti. Başsavcı'nın AK Parti'nin kapatılması istemine ilişkin iddianamesindeki temel suçlamalar, türbanla ilgili Anayasa değişikliğine dayanıyor.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, türban düzenlemesinin anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle açılan davada, raportörün hazırlayacağı raporu bekliyor. Bu raporun ardından Yüksek Mahkeme türban serbestisinin Anayasa'ya aykırı olup olmadığına karar verecek.
Ancak yargılama sürerken açılan AK Parti kapatma davası, türban davasından çıkacak kararı bir başka açıdan da önemli hale getirdi. AK Parti iddianamesinde suçlamaların önemli bir bölümü türban düzenlemesine dayanıyor.
Yargı kulislerinde bu nedenle, türban düzenlemesiyle ilgili kararın, kapatma davasını etkileyeceği belirtiliyor.
Anayasa Mahkemesi türban düzenlemesini anayasaya aykırı bulmazsa, kapatma davasının önemli dayanaklarından birini kaybedeceği savunuluyor. Laikliğe aykırı bulunmayan bir düzenlemenin, "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" olma suçlamasının gerekçesi olamayacağı dile getiriliyor.
Ancak tersi olur Anayasa Mahkemesi türban düzenlemesini iptal ederse, bu kararın AK Parti'nin kapatılması ihtimalini arttıracağı savunuluyor.
Dahası Yargıtay Başsavcısı'nın, kapatma davasını, türban davası sonuçlanmadan başlatmak için erken açtığını iddia edenler de var. Bu görüştekiler "Başsavcı, türban davası reddedilirse kapatma davası açamayacağını biliyordu, o nedenle acele etti" görüşünü savunuyorlar
Bu durumda, Anayasa Mahkemesi'nin iki dava sürecini nasıl yürüteceği merakla bekleniyor. Mahkemenin, önce geldiği için türban kararını önce vereceği savunulurken, bu davanın kapatma davasını etkilememesi için öncelikle, öncelikle kapatma talebinin sonuçlandırılması gerektiği de iddia ediliyor.