Gözleriniz yaşınızı ele veriyor!

Birinci hasta grubu ergenliği henüz tamamlamış genetik bir yapı olarak karşımıza çıkan göz çevresi yumuşak dokunun yetersiz olduğu grup; ikinci grup ise orta yaş ve üzeri uykusuzluk, bilgisayar karşısında vakit geçirme ve alkol sigara kullanımı gibi durumlara sekonder olan hasta grubu. Bu ikinci grupta ayrıca sabah uyandığında gözler özellikle şiş, günün ilerleyen saatlerinde şişliğin azalması gibi durumlar görülür. Alt ve üst göz kapaklarının fasya dediğimiz gerginlik sağlayan yapılarının yaşla birlikte gevşemesi sonucu ortaya çıkan bir aging durumdur.

İki hasta grubunda da görülen “Total göz kapağı gençleştirme” için öncelikle muayene ile problemleri tespit etmek gerekir; çünkü tedavide “şu merhemi kullan geçer” diyebileceğimiz bir tedavi seçeneği yoktur. Özellikle alt göz kapağı bölgesinde volüm kaybı olup olmadığı tespit edilmelidir. Eğer volüm kaybı mevcut ise bunu yerine koymak lazım. Bu iki şekilde yapılıyor:

Birincisi; hastanın kendi yağı alınıp belirli bir işlemden geçtikten sonra ihtiyaç olan bölgelere enjekte ediliyor. Bu işlemde verici bölge olarak genellikle göbek bölgesi kullanılıyor. Transfer edilen yağın rengi sarımsı olduğu için mor rengi düzeltmede daha etkili olduğu belirtiliyor.

İkinci seçenek ise; ışık dolgusu denilen dolgu enjeksiyonudur. Bu işlemin avantajı ise herhangi bir anestezi ihtiyacı olmadan uygulanabilmesidir. Işık dolgusu enjeksiyonunun teknik detayı, derin plana yapılmasından geçmektedir. Ancak bu derin plan, anatomi iyi bilinmezse istenmeyen sonuçları da beraberinde getirebilir. Bu nedenden dolayı bu işlem, bölgenin anatomisine hakim olan Plastik Cerrahi Uzmanı tarafından yapılmalıdır. Yukarıda bahsettiğimiz problem “göz çevresi iskeletizasyonu” dediğimiz problemin tedavisi idi. Ancak bu bölgedeki diğer esas problem “mor renk” problemidir.

Bu bölgedeki mor rengi yani 'rakun eye'yi düzeltmek için kremler-merhemler işe yaramamaktadır. Bu soluk, damardan yoksun, yorgun görünen bölge, buradaki kan damarlarını aktive ederek ve deride sıkılaştırma sağlanarak, ayrıca yeni kollajen sentezi oluşumunu tetikleyerek ve genellikle eşlik eden torbalanma problemini göz önünde bulundurarak düzeltilebilir.

Lazerli işlemler genellikle seanslı işlemlerdir. Ancak taktir edilmelidir ki her insan farklıdır; cilt rengi, iyileşme potansiyeli ve lazere verilen cevap insandan insana farklılık gösterir. Dolayısı ile bunu önceden öngörmemiz mümkün değildir. Ancak bilinmesi gereken, birden fazla seansın gerekebileceğidir. Eğer yağ transferi veya ışık dolgusu yapılmışsa bu işlemi de tekrar etmek gerekebilmektedir ayrıca. Ortalama 2-3 aylık aralıklarla seans devam ettirilebilir.

Rakun göz tedavisinden gelen güzellik

Uygulamadan hemen sonra hafif şişlik görülebilir. Hemen buz tedavisine başlamak ve 3 gün boyunca buz uygulamak gerekir. Bir de uygulama bölgesinde kızarıklık olur ki bu başlangıçta biraz fazladır, giderek azalır. Esasında bu istenilen bir özelliktir. Ne zaman bu kızarıklık geçerse işte o zaman ikinci seans açısından değerlendirilir. Eğer sonuç kişi tarafından tatminkar bir seviyeye ulaşmışsa ikinci seansa gerek yoktur. Lazerin bu bölgede asıl sağladığı kazanım yani etki mekanizması kollajen stimulasyonudur. Bu da bilindiği gibi gerilme ve gençlik sağlamaktadır.

Sonuç yüzde yüz müdür?

Hiçbir ameliyatın veya uygulamanın sonucu yüzde yüz olmayacağı gibi bu işlem sonrasında da yüzde yüz değildir. Bu sebepten dolayı kusursuzluk beklentisi olan hastalar için bu tedavi uygun değildir. Ancak her uygulamadan sonra bir ilerleme sağlanacaktır mutlaka.

Tedavi seçenekleri yaşa göre farklılık göstermektedir. Bu bahsedilen seçenekler genellikle genç ,18’li yaşlara uygulanan tedavi yöntemleri. Orta ileri yaş için ameliyatlı seçenekleri de dahil ediyoruz tedaviye. Yani fasya dediğimiz bağ doku yapıları gevşediği için bunların ameliyatla sıkılaştırılması gerekebiliyor. Lazer ileri derecede deforme olmuş yapıları düzeltmede yetersiz kalıyor.

İnsanlara, göz çevresi gençleştirme prosedürleri uygulandıktan sonra problemin nüksetmemesi için nelere dikkat etmelidirler?

Özellikle iki şey üzerinde durmak istiyorum bunlar sigara alışkanlığı ve uykusuzluk. Ayrıca bilgisayar başında gözlerin aşırı yorulması, karbonhidrat ağırlıklı ve rafine gıdalarla beslenme, ve kilo alıp vermeler de bu bölgede deformasyona neden olabilen diğer nedenler arasında.

Op. Dr. Türker Özyiğit
* *\ Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
www.turkerozyigit.com
https://www.instagram.com/opdrturkerozyigit
https://www.facebook.com/op.dr.turkerozyigit/

**