LEJLA BIOGRADLIJA - Bosna Hersek'te 1995 yılında yaşanan Srebrenitsa Soykırımı inkar eden Avusturyalı yazar Peter Handke'nin bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesi, geçmişte verilen tartışmalı ödülleri hatırlattı.
Soykırım ve savaş suçlarından yargılanması sürerken cezaevinde ölen eski Sırp lider Slobodan Milosevic'e duyduğu hayranlığı her fırsatta dile getiren Handke'nin, İsveç Kraliyet Akademisi Nobel Komitesince ödüle layık görülmesi, özellikle Bosna Hersek ve Kosova'da büyük tartışmalara neden oldu.
Boşnak ve Arnavut kurban yakınları, Bosna Hersek ve Kosova'da protestolar düzenlerken, söz konusu hatadan dönülmesi ve ödülün Handke'ye verilmesinden vazgeçilmesini talep etti.
Kosova'da savaş sürerken yayımlanan bir makalesinde "Sırpları destekliyorsanız, ayağa kalkın." ifadelerini dahi kullanan Handke'ye "Nobel" gibi önemli bir ödülün verilmesi, sadece Boşnak ve Arnavutların değil, uluslararası kamuoyunun da tepkisini çekti.
Tanınmış birçok gazeteci, aktivist, akademisyenin de katılımıyla yarın akşam Stockholm'de yapılacak tören öncesinde ve sırasında Handke'ye ödül verilmesi protesto edilecek.
Avusturyalı yazara Nobel Ödülü verilmesi, geçen yıl taciz skandallarıyla gündeme gelen komitenin daha önce verdiği tartışmalı kararları da hatırlattı.
Nobel Komitesi Üyesi Gun-Britt Sundström, bu yıl edebiyat ödülünün Handke'ye verilmesinin hemen akabinde, geçen yılki cinsel taciz skandalının ardından komitede gerekli değişikliklerin yapılmadığını ve bu yılki Handke kararını da sebep göstererek üyelikten istifa etti.
- AB ve Obama'ya verilen ödüller de tartışıldı
Tarihe dönüp bakıldığında Nobel Ödülü almasına ilk tepki gösterilen isim Handke değil. İnsanların hafızalarında yer eden tartışmalı kararlar arasında 2012'de Avrupa Birliğine (AB) Nobel Barış Ödülü verilmesi de yer alıyor. Avrupa'da 60 yıldır insan hakları, demokrasi, barış ve uzlaşma anlayışıyla kararlı bir şekilde mücadele verdiği gerekçesiyle AB'ye ödül verilmesi, AB'nin ekonomik sorunlarla boğuşması ve silah sattığı iddialarıyla tepki toplamıştı.
Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın da 2009'da Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmesi dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Göreve başlamasının henüz dokuzuncu ayında, böylesine önemli bir ödüle layık görülmesi Obama'nın kendisini de şaşırtmış, "Akademiden böyle bir karar beklemiyordum." ifadeleri uzun süre gündemde kalmıştı. Komite Obama'nın yaptıklarıyla bu ödülü hak ettiğini savunsa da Obama'nın özellikle Irak ve Afganistan'daki politikaları tepki çekmişti.
- Maathai ve Kissinger da listede
Nobel Barış Ödülü'ne 2004'te layık görülen Afrikalı çevre eylemcisi Wangari Maathai, bu ödülü alan ilk Afrikalı olarak tarihe geçse de bazı çevreler Kenya'da ormanlık alanların yok olmasına ve yolsuzluğa karşı mücadelesiyle ödüle layık görülen Maathai'nin bu ödülü hak etmediğini savunmuştu. Maathai'nin daha sonra yaptığı bir açıklamada, AIDS virüsünün siyahileri yok etmek için Batılılar tarafından hazırlandığını savunması üzerine ise ödülün kendisine alınması istenmişti.
Nobel Barış Ödülü sahipleri arasında en çok tartışılan isimlerden biri de eski ABD'li siyasetçi Henry Kissinger. Eski ABD başkanlarından Richard Nixon'un danışmanlığını yaptığı 1973'te ödüle layık görülen Kissinger, Vietnam Savaşı'nın sona ermesindeki katkısı nedeniyle bu ödülü almıştı. Ancak Kissinger, savaşın sürdüğü ve barışın sağlanmadığı tepkileriyle karşılaşmış, kendisiyle birlikte aynı ödüle layık görülen Kuzey Vietnamlı siyasetçi Le Duc Tho ödülü almayı reddetmişti.
- Myanmarlı lider de tepkilerin hedefinde
Nobel Barış Ödülü'ne 1991'de layık görülen Myanmar lideri Aung San Suu Çii, özellikle Arakanlı Müslümanlara yönelik zulme sessiz kalmasının ardından tepkilere maruz kaldı. Uluslararası toplumun çağrılara rağmen Arakanlı Müslümanlara yönelik zulmun durdurulması için bir şey yapmayan Suu Çii'nin, on binlerce insanın vatanından edilmesine, binlercesinin hayatını kaybetmesine karşı sessizliğinin, barış ödülüyle ters düştüğü savunuluyor. Suu Çii'nin, Arakanlı Müslümanların öldürülmesinde gösterdiği tutum nedeniyle birçok ödülü elinden alınırken, Nobel Komitesi ödülün geri alınmayacağını açıklamıştı.