'Greve Gerek Yok Zaten Açız'

'Açlık grevine gerek yok' diyen taşeron işçiler kamu şirket personellerine uygulanan düşük ücret nedeniyle zaten hep aç olduklarını ifade etti.

Kamu Şirket Personelleri Derneği (KAŞİP) yönetimi ve dernek üyeleri Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde basın açıklaması yaparak “ücret adaletsizliğinin” giderilmesini istedi. Kadrolu kamu çalışanlarıyla aynı işi yapmalarına rağmen çok daha düşük ücretler alındığı ifade edilen açıklamada insani bir yaşam için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiği aktarıldı.

Açlık grevlerinden esinlenerek, ““Greve gerek yok zaten hep açız. Bir kurumun temizliğini yapan, güvenliğini sağlayan ve ekonomik veri girişlerini yapıp hizmet üretenler, asıl işi yapmaktadır” benzeri ifadelerin yer aldığı pankartları taşıyan taşeron işçiler adına açıklamayı, Kamu Şirket Personelleri Derneği Genel Başkanı Hakan Aydın yaptı.

Hakan Aydın, “Çalışma bakanlığının yeni uygulaması yasallaşırsa ucuza hemşire, hastabakıcı, röntgenci çalıştırılmayacak. O hastanede çalışan 3 yıllık hemşire, hastabakıcı, röntgenci ne maaş alıyorsa taşeronda çalışan da aynını alacak. Bu güzel bir çalışma peki temizlik bilgi işlem ve güvenlik alanında çalışan taşeron işçi ne olacak. ?

Taşeron işçiler tarafından açılan binlerce dava ve muvazaa kararı nedeniyle büyük sıkıntı yaşayan kamu, hazırlanan taslakla bu sorunu da çözmeyi amaçlıyor. Soruyoruz, bu davaları kazanıp hak elde edenler ve onlara emsal teşkil edenler ne olacak ?

Çalışma bakanlığı taşeron işçiye sendikalaşma, iş güvencesi ve statü verip bütün sorunları çözebilecekken basit maddelerle gündemi meşgul ediyor. Söylemlerden ibaret olan taşeron işçi taslağında yapılmak istenen çalışmalar aslında yasada var. Ama biz yinede onları ele alarak cevaplarını da verelim” dedi.

İlgili yasa ve kanunlara da değinen Hakan Aydın, “4857 sayılı iş hukukunun 2. maddesi değiştirilmek isteniyor. 2. Madde hayatımızdır, tutunacak tek dalımızdır. Bu madde değişirse kadroya açılan kapımız kapanacaktır. Yeni düzenleme ile muvazaa kararı veren iş müfettişlerinin yetkisi düşürülecek ve yetki iş mahkemelerine verilecek. 2 madde değişir ise iş mahkemesi tabiî ki eskisi gibi kurum personeli olduğumuza değil şirket işçisi olduğumuza hükmedecek. Fazla çalışma ücreti zaten doğal bir haktır. Kıdem tazminatı emeğin karşılığıdır. Yıllarca emek verdiğiniz kurumda istihdama devam etmek tecrübe ve kazanılmış hakkın gereğidir. Sendikal hak devlet kapısında olmanın devlete yakışan büyüklüğüdür. Babalık ve süt izni insanlık gereğidir. Kuzuyu doğuran koyuna bile hassasiyet, inançlar gereğidir. Tam ve düzenli ücret almak emeğin üstünlüğüdür.İnsan seyyar reklam panosu değildir. İş kıyafetleri rencide edici olmamalı bu sosyal yaşamın şartıdır. Ağa ve maraba ilişkisi bitsin.Askere giden taşeron işçi işini kaybediyor, kadrolu ve memur çalışmaya devam ediyor. İşçiye bu hakkı kazandırmak devlet olmanın gereğidir. Banka promosyonları parasal değer kazanımıdır. Yıllık izin zaten her çalışanın hakkıdır biz robo insan değiliz. ikramiye ve döner sermayeden pay vermek hizmeti arttırmanın karşılığıdır” ifadelerini kullandı.

Aydın, “Kamu şirket personelleri derneği genel merkezi 1 milyon 76 bin taşeron işçiyi temsil eder 21 ilde örgütlüdür. Kamu kurumlarında 4857 sayılı iş hukukuna tabi çalışan işçi ile emekçilerin haklarını koruyan tespit teşhis ve teşhir eden saygın bir kurumdur. Kaşip olarak eylem çalışmalarımız bütün şubelerimizde farklı şekillerde bugün itibariyle başlamıştır.

Türkiye taşeron işçisine sesleniyoruz uyumayın elinizde olanı da kaybetmeden ve edep üzerinden hareket ederek haklarınızı savunun” dedi.

“Bizim talebimiz kadro dur ancak meclis tavrını taşeron işçilikte bir düzenlemeden yana koymuş alt işverenlikte ısrar ediyor” diyen Başkan Aydın sözlerini şöyle tamamladı, “Sendika konfederasyonlarının tepkisizliği bizleri sivil insiyatif hakkında düşündürüyor. Güvensizleştiriyor. Sendikalar bizden uzak durarak aslında kendini yok ediyor.

Çalışmalar eksik ve talepleri karşılamaktan uzak. Bu olumlu eleştirileri yapmamızın sebebi devlette hizmet eden işçi ve emekçinin siyasal mecralara ters düşmemesidir. Emeğin karşılığı, zor yaşamak ve yarın işe gelme deyimi olmamalıdır. Kamu şirket personellerine samimiyet güven ve istikrar ortamı bir an önce sağlansın.”