1 adet greyfurt ortalama 50 kalori ve 80 mg C vitamini içerir. Greyfurt suyu içerisinde yüksek oranda bulunan tansiyonun düşürülmesine yararlı olduğu bildirilen naringin ve naringenin isimli flavonoitlerin, aynı zamanda ağız kanseri oluşumunu da azaltıyor. Deney hayvanları üzerinde yürütülen bu çalışmada, ağız kanserine yol açtığı bilinen kimyasal maddelere, greyfurtta bulunan naringin ve naringenin belli bir etki göstermiştir. Greyfurtun lycopene ve liminoids içeriği de aynı zamanda prostat kanserinde olumlu etkiler sağlamaktadır.
Metabolizmayı hızlandırarak insülin direncini azatlığından, bu da kilo vermede oldukça olumlu sonuçlara yol açmaktadır. Greyfurt meyvesi ve suyu ile Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, diyetleri ile birlikte greyfurt meyvesi ve suyu verilen gönüllülerde kilo kaybının daha belirgin bir şekilde arttığı görülmüş. Muhtemelen etki şekli olarak; greyfurtun insülin hormonunu baskılaması ileri sürülüyor. İnsülin baskılanınca kişi kendini tok hissediyor, daha az yemek yeme ihtiyacı duyuyor.
Meyve suyu ile birlikte ilaç içilmemesine dair en çok bilinen örnek ’greyfurt suyu’. Greyfurt suyunun bazı ilaçların, özellikle kolesterol ilaçlarının (statinler) emilimini arttırdığı, dolayısıyla ilaçların bazı yan etkilerinin belirginleştiği bildirilmektedir. Bu nedenle, bazı uzmanlar ilaçlardan en az iki saat önce ve sonrasında greyfurt suyu içilmemesi gerektiğini, diğer bir kısım uzman ise, greyfurt suyu bileşenlerinin vücutta uzun süre kaldığı için, ilaç kullanılan dönemde greyfurt suyu içilmemesini savunuyor. Bence alınan ilaçla arasında iki saatlik süre bırakmak yeterli. Greyfurt suyu enzim üzerindeki etkisini bağırsak lümeninde gösterdiği için, bu kadar uzun süre bağırsak lümeninde kalabilmesi mümkün değil.
Greyfurt suyunun bu etkisinin başlıca nedeni, aldığımız ilaçların büyük bir kısmının sitokrom p450 adı verilen bir enzim grubu tarafından karaciğerimizde bir dizi seri işlemlere tabi tutulmasıdır. Greyfurt suyu bu enzimlerden biri üzerinde (CYP3A4) baskılayıcı etkiye sahip olduğundan, aldığımız ilaç işlemlere uğrayamamakta ve dolayısıyla işlem görmeyen molekülün yüksek miktarda emilmesi ile zararlı etkiler görülebilmektedir.
Yapılan çalışmalarda greyfurt suyu ile görülen bu etkileşmeye rağmen, yakın akrabaları olan ‘portakal suyu’ ve ‘limon suyu’ ile bu tip etkileşme bildirmiyor. Yani CYP3A4 enzimi üzerinde baskılayıcı etkileri tespit edilmemiş. Diğer taraftan, son zamanların popüler meyve suyu olan nar suyunun da deney hayvanlarında greyfurt suyu gibi bu enzim (CYP3A4) üzerinde baskılayıcı etkisi tespit edilmiş.
Son yapılan bir çalışmada, deneysel olarak piyasada bulunan bazı meyve sularının CYP3A4 üzerinde etkili olup olmadığı araştırılmış. Sonuç, bu enzimi baskılama kuvveti sırasıyla, greyfurt suyu > karadut suyu > beyaz üzüm suyu > nar suyu > böğürtlen suyu olarak gözlenmiş. Buna karşılık havuç suyu, mandalina suyu, soya suyu, domates suyunun bu enzim üzerinde etkisi görülmemiş. Bu bulguların deneysel olması nedeniyle klinik olarak da incelemeden kesin bir yorumda bulunulması hatalı olabilir. Ancak greyfurt suyu ve nar suyu üzerinde gözlenen bu deneysel bulguların, daha önce elde edilen klinik veriler ve deney hayvanları ile yürütülen çalışma sonuçları ile de paralellik göstermesi, karadut, böğürtlen ve üzüm suyunun da ilaçlarla birlikte kullanılmasının riskli olabileceğini düşündürüyor.
Sonbahar kış aylarının narenciye çeşitlerinden biri olan greyfurttan, ekşi lezzeti nedeniyle daha ziyade meyve suyu olarak yararlanılıyor. Özellikle son bahar aylarının bir ısınan, bir soğuyan değişken hava koşullarından kendimizi koruyabilmek için, bağışıklığımızı kuvvetlendirecek C vitamini ve diğer bitkisel ürünlerle desteklemek akılcı olacaktır. Yapılan çalışmalar narenciyenin içerisinde bulunan C vitamininin daha yüksek oranda emilebildiğini ortaya koyuyor. Greyfurt ise en yüksek C vitamini içeriğine sahip.
Greyfurt meyvesi suyu içerisindeki etkili bileşenlerin, kuvvetli antioksidan özelliğe sahip flavonoitleri (naringin ve narirutin) olduğu düşünülüyor. Şüphesiz antioksidan etkili doğal ürünlerin en önemli uygulama alanlarının başında kalp ve damar hastalıkları geliyor. Bu bakımdan yeni sonuçlanan bir çalışmada, yüksek tansiyon hastalarında greyfurt suyu verilerek kan basıncındaki değişiklik izlenmiş.
Çalışma için seçilen kırk gönüllünün 20’si normal kan basıncı ve 20’si de yüksek kan basıncı değerlerine sahip. Hastalara gelişi güzel bir şekilde gruplandırılarak greyfurt suyu, portakal suyu, inek sütü ya da C vitamini ilave edilmiş bir meşrubat verilmiş. Belli sürelerle yapılan kan basıncı ölçümlerinde greyfurt suyunun gerek hipertansiyon gerek ise normal kan basıncı olan gönüllülerde kan basıncını (diastolik ve sistolik) belirgin bir şekilde düşürdüğü gözlemlenmiş. Uygulanan diğer meyve suları ile kıyaslandığında greyfurt suyunun meydana getirdiği etkinin belirgin olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Bu çalışma yeterli sayıda gönüllü üzerinde yürütülmediğinden tespit edilen sonuçların daha geniş hasta sayısı ile tekrarlanması gerekiyor. Bu arada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, greyfurt suyunun hastaların kullandığı bazı ilaçlar ile (özellikle kolesterol ilaçları-statinler, kalp ritim bozukluğu ilaçları, erkeklerde sertleşme sorunu ilaçları-sildenafil vb.) etkileşmesi sonucu bu ilaçların daha yüksek oranda emilerek yan etki göstermesine yol açtığı biliniyor. Bu yüzden ilaç kullanan hastaların greyfurt suyu içmeden önce güvenilir kaynaklarda yer alan uyarıları dikkatle izlemeleri gerekir. Yüksek tansiyon hastalarında, tansiyon düşürücü ilaç kullanılmaya başlamadan önce diyet ve idrar söktürücü ilaç verildiğinde greyfurt suyunun tedaviye destek olarak kullanılması riskli olabilir.
Yeni yayınlanan bir çalışmada, greyfurt suyu içerisinde yüksek oranda bulunan ve yukarıda belirtildiği gibi tansiyonun düşürülmesine yararlı olduğu bildirilen naringin ve naringenin isimli flavonoitlerin, ağız kanserleri oluşumu belirgin derece azalttığı bildiriliyor. Deney hayvanları üzerinde yürütülen bu çalışmada, ağız kanserine yol açtığı bilinen kimyasal maddeler ile birlikte çeşitli narenciye meyvelerinde bulunan çeşitli flavonoitler uygulanmış. Portakal suyu ve mandalinada bulunan flavanoitler kanser gelişimini engelleyemezken, greyfurtta bulunan naringin ve naringenin belli bir etki göstermiş.
Sonuç olarak greyfurt suyu çok yararlı bir içecek, ancak etkili bileşenleri olan flavonoitlerin, vücutta ilaçları metabolize eden bazı enzimlerin miktarını azaltması nedeniyle ilaç kullanan hastalarda kullanılması sırasında dikkatli olunması gerekir. Ama herhangi bir ilaç kullanmıyorsanız ya da kullandığınız ilaçların greyfurt suyuyla olumsuz bir etkileşmesi yok ise günde bir bardak greyfurt suyu için.
Yapılan başka bir çalışmada günde 2 greyfurt meyvesi yenmesi ile dişetlerinde kanamaların belirgin bir şekilde azaldığı gözlemlenmiş. Bunun muhtemel nedeni, greyfurtun yüksek C vitamini içeriğine bağlı olarak yara iyileşmesini hızlandırması.