HABER

Gribe karşı ne yapabiliriz?

Gribe karşı ne yapabiliriz?

Her sene beklenen ‘olağan grip salgını’ Avrupa ülkelerinden sonra bizim de kapımızı çaldı sonunda. Hastaneler, yüksek ateş, kas ve baş ağrıları, öksürük, halsizlik iştahsızlık… gibi şikayetlerle başvuran hastalarla dolup taşıyor.

Grip çoğu zaman okul çocuklarından başlayıp onlardan erişkinlere yayıldığı için, öğrencilerin yarıyıl tatiline girmiş olmaları bu seneki en büyük şansımız.
Japon usulü selamlaşın
Grip olmamanın tek çaresi hasta kişilerle temas etmemek. Evinizde oturur, kapı dışına çıkmazsanız grip de olmazsınız. Ama, işe gidiyor, otobüse, trene biniyor… kapalı ortamlarda bulunuyorsanız grip salgınından etkilenmemeniz çok zor, çünkü grip virüslerinin bulaşıcılıkları çok fazla. Hastalık, gripli kişinin öksürmesi, aksırması, hatta konuşması sırasında havaya saçılan virüslerle veya bunlarla kirlenmiş eşyalara temas edilmesiyle bulaşıyor. Gripli kişi hapşırdığında ağzını eliyle kapatmasıyla eline bulaşan virüsler de hastalığın yayılmasında büyük önem taşıyor.
Gripten korunmada, salgınlar sırasında mümkün olduğunca ‘kapalı mekanlarda bulunmamak, tokalaşmamak, göz veya başla selamlaşmak, oraya buraya dokunmamak, başkalarına ait eşyaları kullanmamak, elleri sık sık yıkamak çok önemli.
Grip belirtileri gösterenler de evde istirahat etmeliler. Böylece hem hastalığı daha çabuk atlatırlar ve hem de başka insanlara virüs bulaştırmamış olurlar.
Aşı mutlak koruyucu değil
Gripten korunmada en etkili yöntem grip aşısı olmak, ama bunun salgınlar başlamadan en az 2-3 hafta önce yapılması gerekiyor. Aşı, gribin hafif atlatılmasını, gribe bağlı komplikasyonların ve ölümlerin azalmasını sağlayabiliyor, ancak tabii ki yüzde yüz etkili değil.
Aşı olamadım diye de üzülmeyin. Gribe karşı alabileceğiniz başka tedbirler de var. Bunlardan biri düzenli yapılan egzersiz. Son yıllarda yapılan araştırmalar, düzenli egzersizin bağışıklık sistemini kuvvetlendirebileceğini ve grip ve diğer enfeksiyon hastalıklarını önlenmesinde önemli rolü olabileceğini ortaya koydu.
Hastalıklardan korunmada önerilen egzersiz, herkesin kolayca uygulayabileceği, her gün 30 dakika süreyle tempolu bir şekilde yürümek. Bu efor sonrası bir miktar terlenilmesi ve solunumun da biraz hızlanmış olması gerekiyor. Ama, nefes nefese de kalınmamalı.
Egzersiz sırasında vücut ısının yükselmesi de enfeksiyonlarla savaşta çok önemlidir. Çünkü, ateş bir çok bakteri ve virüsün üremelerini durduran önemli bir etkendir. Düzenli egzersiz bağışıklığı kuvvetlendirir ve enfeksiyonları önlerken ağır egzersizlerin ise tam tersine üst solunum yolları enfeksiyon riskini artırabileceği de unutulmamalı.
Beslenmenize özen gösterin
Bol sebze ve meyve yiyin. Sıcak sıvılar için; mesela, ıhlamur, ada çayı, nane, limon çayları bunun için idealdir. Kokusundan rahatsız olmayacaksanız sarımsak da gribe karşı koruyucu olabilir.
Sofranızdan tavuk sulu sebze çorbasını eksik etmeyin. Büyüklerimizin üşütmelere ve gribe karşı önerdikleri havuçlu, patatesli, kerevizli, soğanlı, maydanozlu tavuk suyuna çorbanın soğuk algınlığı ve grip belirtilerini gidermede etkili olduğu artık bilimsel olarak da gösterildi.
Doğal beslenme ürünleri veya bitkisel ilaçlar adı altında satılan ıvır-zıvırlar şeylere de çuvalla para vermeyin. Gidin pazardan portakal, mandalina, yer elması, marul, maydanoz… kesenize uygun ne bulursanız alıp afiyetle yiyin.
Öksürük şurupları da antibiyotikler de gereksiz
Grip genellikle bir hafta içinde kendiliğinden geçen bir hastalıktır. Grip tedavisinde amaç, hastalık belirtilerini gidermek ve hastayı rahat ettirmektir. Antibiyotik kullanmak gereksiz, hatta zararlıdır. Çünkü, virüslere antibiyotiklerin hiçbir etkisi yoktur. Antibiyotikler, sadece orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit gibi komplikasyonlar için ancak doktor önerisiyle kullanılabilir.
Öksürük şurupları ve grip ilaçlarının da genellikle hiçbir yararları olmadığı gibi, yan etkileri hastaları daha çok rahatsız da edebilir. Özellikle 6 yaşından küçük çocuklara bu tür ilaçları vermekten olabildiğince kaçınmalıdır.
Karaciğerde yağ birikimi, beyin içi basınçta aşırı yükselmeye yol açan Reye sendromuna karşı da, 16 yaşından küçüklere ateş düşürücü olarak aspirin verilmemelidir.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi
ahmetrasimk@mynet.com

En Çok Aranan Haberler