Nasıl arabasına kasko yaptıran yurdum insanı, yıl sonuna kaza yapmadan eriştiğinde 'Tüh be, boşuna kasko yaptırmışız, keşke yaptırmasaymışız' diye hayıflanırsa, grip aşısı olan biri de grip salgını olmadığı takdirde 'Hay Allah, salgın çıkmadı, aşı da, param da boşa gitti' diye kederlenir.
Oysa, standart bir Türk vatandaşı için ideal olanı, kasko yaptırdığı yıl kaza geçirmesi, kendisine bir şey olmaması, fakat arabasında çok büyük hasar meydana gelmesi, hatta arabanın pert olmasıdır. İşte kasko budur ve bunun için kasko yaptırılmalıdır.
Grip aşısı yaptıran standart bir Türk de, o yıl herkesi kırıp geçiren çok büyük bir grip salgını olmasını, çevresindeki herkesin hastalanmasını, hatta bazılarının ölmelerini, ama kendisine bir şey olmamasını, hastalığa yakalanmamasını bekler. 'İşte aşı budur, bunun için aşı olunmalıdır.'
GRİP AŞISI SADECE GRİBE KARŞI KORUR
Grip aşısının sadece grip hastalığına karşı koruyucu etkisi vardır, soğuk algınlığına ya da saman nezlesine karşı koruma sağlamaz. Bu nedenle de, grip aşısı olanların en azından 'gribin genellikle kış aylarında, salgınlarla ortaya çıkan, daima yüksek ateş, baş ve kas ağrıları, genel durum bozukluğu, iştahsızlık, halsizlik... yapan, insanı paçavraya çeviren bir hastalık' olduğunu bilmeleri gerekir.
Bunları bilmeyenler, aşının kendilerini sadece gripten değil, başka enfeksiyonlardan korumasını da boşuna beklerler. Biraz ateşleri çıksa, bir iki kere burunları aksa, birkaç kere hapşırsalar... başlarlar 'Boş yere grip aşısı olmuşuz, hiçbir işe yaramadı' diye mızırdanmaya.
GRİP AŞISI ZATEN %100 ETKİLİ DE DEĞİL
Bunun da ötesinde, grip aşısı zaten gribe karşı %100 koruyucu da değildir. Aşının ideal şartlardaki koruyuculuğu %70-80 arasındadır.
Etkinlik, aşı içinde bulunan virüslerle o yıl gribe neden olan virüslerin yapısal özelliklerinin birbirine benzemesi ile ilgilidir. Bu benzerlik ne kadar fazla ise, aşının koruyuculuğu da o kadar yüksek olacaktır.
Bir de aşı yapılan kişinin yaşı önemlidir, aşının koruyuculuğu gençlerde yaşlılara göre daha fazladır. Ama, gene de yaşlıların aşılanmaları daha önemlidir, çünkü gripten asıl büyük zararı gören gençler değil, yaşlılardır. Aşının yaşlılarda grip nedeniyle hastaneye yatışları %50, zatürree riskini %60 ve ölüm riskini de %70 oranında azalttığı bilinmektedir.
KUŞ GRİBİNİN HENÜZ AŞISI DA YOK
Dünyanın tüm ülkelerinde insan sağlığını tehdit edebilecek en önemli hastalığın kuş gribi olduğunu söyleyebiliriz.
Uzmanları korkutan, henüz insanlara kolayca bulaşamayan, H5N1 kod adlı kuş gribi virüsünün her an insanlara bulaşıcılık özelliğini kazanabilmesi ihtimalidir.
Bu ihtimal gerçekleşirse, yani kuş gribi virüsü insanlara kolayca bulaşır olursa ve insandan insana yayılmaya başlarsa, dünya çapında bir salgın kaçınılmaz olacaktır. Bu salgın milyonlarca insanın ölümüne yol açabilecektir, çünkü hem insanların bu virüse karşı bağışıklığı yoktur ve hem de elimizde bu virüse karşı ne ilaç ve ne de aşı vardır.
Şu anda uygulanmakta olan 'olağan grip aşısını' yaptıranlar da fazla sevinmemelidir, çünkü bu aşının kuş gribini önlemede hiçbir etkisi olmayacaktır. Ticari nedenlerle de aşı, ancak salgın başladıktan sonra üretilebilecektir. Bu aşamada aşının fazla sayıda üretilmesi mümkün değildir ve üretildikten sonra da aşının herkese ulaşabilmesi için 5-6 aylık bir süreye gerek vardır.
OLAĞAN GRİP AŞISINI KİMLER OLMALI
İşte yukarıda anlatılan gerçeklerin ışığında, grip aşısından ne beklendiği anlaşılmıştır sanırım. Buna göre, gribe karşı mutlaka aşı olması gerekenler, bir grip salgınında ağır hastalık geçirme ve ölme ihtimalleri yüksek olan kişilerdir. Bunlar da, başka bir hastalıkları olmasa da küçük çocuklar, 65 yaşın üzerindeki kişiler ile astım ve KOAH hastalığı olanlar, kalp, yüksek tansiyon, şeker ve böbrek hastalarıdır.
Ayrıca, doktor, hemşire gibi sağlık personeli ile huzurevlerinde çalışanların da grip aşısı olmaları iyi olur.