HABER

Grip deyip geçmeyin

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Fikret Çınar, kış mevsiminin en belirgin hastalığı olan gribin hafife alınmaması gerektiğini, aksi takdirde sonucu ölüme kadar varan bir hastalık sürecinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Grip deyip geçmeyin

Soğuk kış mevsiminin yüzünü iyice hissettirdiği şu günlerde vatandaşların soğuk algınlığı ve gribe karşı dikkatli olmaları gerektiğini söyleyen Çınar, hastalığa yakalanan insanların ise ikili temastan kaçınarak bol sıvı tüketmeleri gerektiğini anlattı. Çınar, "Grip ve soğuk algınlığının etkeni virüslerdir" dedi. Bu virüslerin havada asılı olarak durup veya eşyaların üzerine bulaşmış olarak durarak insanlardan insana geçtiğini anlatan Çınar, şöyle konuştu: "Bir insanın hapşırması ile ağızdan 160 km/saat hızla çıkan virüsler 5 metre uzağa taşınabilmektedirler. Virüsler bakterilerden farklı bir mikroorganizmadır. Virüslere yönelik tedavi seçeneği ise antibiyotikler değildir. Bu tip hastalıklarda kesinlikle antibiyotikler ikinci bir enfeksiyon beklenmedikçe kullanılmamalıdır."

Soğuk algınlığının belirtilerine bakacak olursak özellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırık olduğunu anlatan Çınar, sözlerine şöyle devam etti: "Halbuki grip hastalığına baktığımızda hastanın yüksek ateşte olmasıdır. İki hastalık arasındaki en önemli ayırıcı özelliğin hastalığın yüksek ateşte seyretmesi ve ciddi enfeksiyonlara yol açarak ölümcül vakalara yol açabilmesidir. Soğuk algınlığı gribe oranla basit olarak kolaylıkla geliştirilebilmektedir. Grip hastalığının belirtisi yüksek ateş, baş
ağrısı, kas ağrıları ve özellikle öksürüktür. Dolayısıyla bu iki hastalığın seyri de farklıdır. Kuluçka dönemi her iki hastalıkta da yaklaşık üç gündür. Ancak grip hastalığının insanlardan insanlara bulaşma süresi yaklaşık dört-beş gündür. Halbuki soğuk algınlığında bulaştırıcılık üç günden sonra kaybolur. Bu şekilde iki hastalığın seyri de farklıdır. Soğuk algınlığı bir haftada düzelirken grip yaklaşık iki-üç hafta sürmektedir."

Korunma da en önemli noktanın toplu taşıma araçları, konser, sinema ve tiyatro gibi kalabalıkların bulunduğu yerlerde uzun süre bulunmamaya özen göstermek olduğunu ifade eden Doç.Dr. Fikret Çınar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu iki hastalığın en rahat yayılabildikleri yer kalabalıklardır. İkinci olarak bu hastalık havada kalan partiküllerin solunması ile veya hastalıklı kişilerin salgılarının eşyaları üzerinde veya ellerinde kalmasıyla kolayca temas yoluyla da geçebilmektedir. Yani hem solunum yolu ile hem de temas yolu ile insandan insana bulaşmaktadır. El ele tutuşma, tokalaşma, ortak bilgisayar klavyesini kullanma ya da kapı kollarını kullanma gibi temas yoluyla bu hastalık kolayca bulaşmaktadır."

Bu virüslerin uzun süre bulundukları alanlarda canlılıklarını koruyabildiğini anlatan Çınar, şöyle konuştu: "Dolayısıyla korunmanın en güzel örneklerinden biri de ellerimizin çok iyi yıkanmasıdır. Özellikle yapılan çalışmalar sonucunda çocukların ellerinin çok iyi yıkanması annelerindeki enfeksiyon sayısını ileri derecede azalttığı görülmüştür. Bu hastalıklardan korunma aşamasında bol sıvı gıda alınması gerekir. Sıvılar solunum yollarını nemli tutmaktadır. Solunum bölgelerinde yer alan virüslerin
barınması en aza indirgemektedir."

C VİTAMİNİ GRİBİ GİDERMİYOR

Halk arasında C vitaminlerinin hastalığı giderdiği yönündeki yaygın bilginin doğruyu yansıtmadığını ifade eden Doç.Dr. Çınar, sözlerine şöyle devam etti: "C vitamini hastalığı tedavi etmede katkıda bulunduğu ancak hastalığı önlemediği bilinen bir gerçektir. Vatandaşlarımız C vitamini alsınlar ama bilmelidirler ki C vitamini hastalığı önlemeyecektir. Son olarak bağışıklık sistemimizin sağlam olması gerekmektedir. Düzenli uyku da bu hastalığı atlatmada etken olmaktadır. Uykusunu iyi almış bir insan vücudu bu hastalıkla iyi bir şekilde mücadele edebilmektedir. Ayrıca biz, hastalarda belirtilere göre tedavi yöntemleri uygulamaktayız. Ağrıya karşı ağrı kesiciler, burun akıntısı ve öksürüğe karşı anti alerji ilaç kullanıyoruz. Tedavi süresinde riskli bir enfeksiyon görülmedikçe antibiyotik kullanmıyoruz. Bu risklerin neler olduğunu bilmeyen vatandaşlarda soğuk algınlığından sonra özellikle kulak iltihapları ve sinüzitler sıklıkla gözlemlediğimiz olaydır."

Grip hastalığından sonra beyin iltihaplarının yanı sıra kalp kası iltihapları ile diğer kas iltihaplarının sıklıkla görüldüğünü anlatan Çınar, sözlerini şöyle tamamladı: "Dolayısıyla grip salgınları bu yüzden öldürücü özellik kazanabilmektedirler. Amerika'da her yıl bu hastalığa yakalanan 300 bin hasta arasından 10 bin ile 40 bin arasında ölüm vakaları görülmüştür. Hastalarda iş gücü kaybı görüldüğü de diğer bir istatistiki bilgidir. Bu hastalığa kadınlar erkeklerden daha çok yakalanıyor. Bu hastalığın ana kaynağı yakın temas olduğu için okulda hastalık kapan bir çocuk bunu annesine bulaştırabilmektedir. Yine anne de bulunan virüslerin de çocuğa geçmesi kaçınılmazdır."

En Çok Aranan Haberler