Koçer, yaptığı açıklamada, siyasi depremin, Başbakan'ın hastalığı dönemindeki kadar ekonomiyi olumsuz yönde etkilemediğini ifade ederek, "Reel sektör, siyasilerinden beklentilerini aylardır dile getiriyor. Siyasette yaşanan deprem, ekonomiyi Başbakan'ın sağlığı kadar etkilemedi. Hatta bir iki puan faizler geriledi, borsa pozitife geçti. Dolar yerinde sayıyor diyebiliriz. Başbakan'ın sağlığı kadar kötü duruma gelmedi. Toplumdaki bu sinerjiyi iyi değerlendirmek gerekiyor. Türkiye değişime prim veriyor. Bana göre de bu değişim yakalandı. Ekonomideki yakalanan bu hava yeni reformlara da kredi açıyor" dedi.
Türkiye'nin kaybedecek zamanı kalmadığını ve ülkenin en kısa zamanda seçime gitmesi gerektiğini vurgulayan Koçer, "Seçim tarihi en kısa süreye alınmalı. Toplum ve ülke adına, siyasi partiler seçim tarihi konusunda uzlaşma sağlamalıdır. Finans kuruluşları kredi notumuzu negatife düşürdü. Geçen her gün aleyhimize döneceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmamalı. Seçime de siyasi partiler ve seçim yasaları değiştirilerek gidilmelidir. Türkiye'nin koalisyonlarla idare edilemeyeceği kanıtlandı. Bu hükümet, ilk yıllarında önemli yasalar çıkarmasına ve çok gayretli olmasına rağmen son yaşanan olaylar gösterdi ki, ülke koalisyonla idare edilmiyor. Güçlü bir iradenin çıkması için gerekirse iki turlu seçim yapılmalı" diye konuştu.
İki turlu seçimin olmaması halinde, halkın bu görevi üstlenmesi gerektiğini, sandıkta birleşmeyi yapmadığı takdirde büyük vebal alacağını, bu nedenle sandığa atılan her bir oyun çok daha kıymetli olduğunu ifade eden Koçer, "Bunu yapamayan halkın, ileride hükümetten şikayet hakkı olamayacak. İsmail Cem'in 'AB için seçime gidilmesi gerektiği' şeklindeki sözleri de yanlış. Bu ülkenin AB'den önce çok daha acil çözüm bekleyen sorunları var. Millet aç, fabrikalar üretim yapamıyor, işsizler ordusu arttı. Halkın alım gücü düştü. Bu olumsuzluklar giderilmeden AB demek hayalden öteye gidemez" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA