Gto Başkan Mehmet Aslan’ın ‘suriye’ Yorumu

Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, Suriye’nin Türkiye uçağını düşürmesiyle ilgili soruları yanıtladı. Uçağın düşürülmesini tecavüz olarak değerlendiren Başkan Aslan, "İzah edilebilir, tolerans gösterilebilir ya da herhangi bir şekilde görmezden gelinebilir bir konu değil” dedi.

Suriye’nin dost ülke olduğunu ve Türkiye ile akrabalık bağının bulunduğunu dile getiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, ”Suriye’yle iki gün önce maalesef iki dost ülke arasında yaşanmaması gereken bir olay yaşandı. Bir uçağımız düşürüldü ve Suriye’nin bizim uçağımıza yaptığı tecavüz ne uluslar arası hukuk anlamında ne komşu ülkelerin ilişkileri anlamında izah edilebilir, tolerans gösterilebilir ya da herhangi bir şekilde görmezden gelinebilir bir konu değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi uçağına yapılan tecavüz saldırının karşılığını hem uluslar arası hukuk anlamında hem diploması alanında hem de bir devlet olmanın gerektirdiği her türlü seçeneği masada tutmak ve muhafaza etmek şartıyla yerine getirmeli. Bir savaş çığırtkanlığı yapacak ya da savaş isteyecek insanlar değiliz. Hem millet hem devlet olarak asla çoğu akrabamız olan, binlerce yıl yaşasa komşumuz olan bu ülkeyle böyle bir nedenle savaşa girmek gibi bir yaklaşım içerisinde olmayız. Ama bu şu demek değildir; Türkiye’de herhangi bir şekilde gerek uçaklarına gerek başka anlamda tecavüz, istersek uçağına ya da sınırına tecavüz eden bir ülke olmadığını da ispatlama zorunluluğu var. Türkiye şu an uluslar arası platformda haklılığını ve bütün ülkelere haklı olduğunu çok sağlam belgelerle ispatlamaya çalışıyor. Bildiğim kadarıyla 2011 yılında 114 defa sınır ihlali yaşanmış. İhtar etmeden, uluslar arası hukukun gerekliliklerini yerine getirmeden uçak düşürmek gibi bir eylem olamaz. Onun için de Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunun gereği neyse yerine getirmek durumundadır” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin alacağı kararların ve uygulayacağı politikaların arkasında duracaklarını da dile getiren Başkan Aslan, ekonomik ilişkileri ve ticari kaygının böyle bir konuda ikinci plana itileceğini sözlerine ekledi. Aslan, şöyle konuştu:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetin politikası ne olursa olsun onun arkasında dururuz. Komşu olmak ya da hiçbir ticari kaybı başka bir düşünceye bizi sevk edemez, bunun altını çizmekte fayda var. Karşılık verilecekse devletimizin ve hükümetimizin kaya gibi arkasında dururuz.”

Aslan, Türkiye’nin tuzağa düşürülmeye çalışıldığına da vurgu yaparken, bu konuda dikkatli olunması için uyarılarda bulundu. Türkiye’nin tuzağa düşmemesi gerektiğini belirten Aslan, şunları söyledi:

"Birkaç yıldır aslında böyle uluslararası bir planında var olduğunu herkes gözlemliyor. Yani bu bölgede Suriye’ye müdahaleyi Türkiye baskısıyla yaptırmak, kimin ne emeli varsa bu emeli kendilerinin değil de Türkiye’yi maşa olarak kullanarak yaptırmak gibi uluslararası bir politikanın olduğu da açık. Türkiye buna düşmemeli. Ama Türkiye komşularıyla olan ilişkilerini hem bu bağlamda götürmemeli. Yani her türlü tecavüz olaylarına karşı kendisinin caydırıcı bir güç olduğunu ispatlama zorundadır. Hem de çok daha modern, çok daha anlamlı, ülkelerdeki demokrasi hareketlerini destekleyecek fakat o ülkelere müdahale etmeyecek ya da iç işlerini çok zorlamayacak. Onun yerine muhalefetle o ülkenin yöneticileri arasında diyalog sağlayıcı ve daha ılımlı yaşam politikası uygulamalıdır. Suriye’yle bugün bu geçici sıkıntı devam edecek bir sıkıntı değildir. Suriye bizim komşu ülkemizdir. Suriye bizim kardeş ülkemizdir. Dolayısıyla bu kararı verenler iktidarın ve bu kararı verenlerin süratle karşılık bulacağı uygulamaları daha da süratlendirmeli. Bunu bir karşılıklı savaşa dönüştürme gibi bu konuda bizi itekleyenlerin tuzağına düşürücü bir politika içerisine girmemeliyiz.”

Suriye ile ticari ilişkilerin hatırlatılması üzerine Başkan Aslan, ”Suriye’yle yaşanan sıkıntıların en fazla ceremesini çeken şehiriz. Vizelerin kalkması dolayısıyla ayda 60 bin ziyaretçimizi kaybettik. Bu parasal anlamda Gaziantep’e ve bölgeye 1,5 milyar dolarlık bir kaynaktır. Bundan esnafımız, otellerimiz zincirleme olarak faydalanıyordu. En fazla ceremesini çeken şehiriz ama bu devletim ve milletin menfaatleri söz konusu olduğunda bunlar bizim için ikinci plandadır. Asla ticari kaygı şeklinde bir düşüncemiz olmaz. Biz bu ülkenin çocuklarıyız. Öncelikle ülkemizin genel menfaati, güvenliği her şeyden önemlidir. Ortadoğu şimdi birçok ülkenin hesap yaptığı, menfaatlerine göre at oynattığı bir meydan durumunda. Ortadoğu’da suya balıklama atlanmaz, Ortadoğu’da suya çivileme ayaküstü atlanmalı. Amerika İran’ı yalnızlaştırmak istiyor. Rusya Akdeniz’deki üstlerini kaybetmemek istiyor. Birde İsrail’in planları var. Herkes kendisi için politika uyguluyor. Türkiye burada birilerinin oynattığı ata ucundan ya da kenarından kendi politikaları dışında yanaşmamalı. Türkiye burada büyük devlet olmanın ve kendi politikalarını uygulamanın gereğini yapacak şekilde davranmalı. Politikası ne olursa olsun biz o politikanın arkasındayız” şeklinde konuştu.