GTSO'dan girişimcilik semineri

14-20 Kasım 2011 tarihleri arasında kutlanan Global Girişimcilik Haftası kapsamında Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonunda “İÇİNDEKİ GİRİŞİMCİYİ HAREKETE GEÇİR” konulu bir seminer düzenlendi.

Toplantıya Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Meclis, Yönetim Kurulu, Meslek Komiteleri, Disiplin Kurulu Üyeleri, Gümüşhane Genç Girişimciler, Kadın Girişimciler, Meslek Odası Başkanları katıldı.

Toplantının açılış konuşması Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail AKÇAY tarafından yapıldı.

İsmail AKÇAY Dünyada ekonomide söz sahibi olan ülkelere bakıldığında Amerika’nın sermaye gücü, Çin’in ucuz işgücü, Türkiye’nin ise insanında bulunan Girişimci Ruhunun önemine vurgu yaptı.

Gümüşhane İlimizin dağlık olması insanımızın ekmeğini taştan çıkartan girişimciler yetiştirdiğini söyledi. Katılımcılara teşekkür ederek Ticaret ve Sanayi Odasının üyeleri, düzenlediği etkinlik ve toplantılara katılan ve yalnız bırakmayanlarla var olduğunu dile getirdi.

Kamuoyunun her işi Ticaret ve Sanayi Odasından beklediğine vurgu yaparak herkesin sorumluluk alması gerekmektedir dedi.

Açılış konuşmasının ardından; Trabzon ABİGEM (Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi) Müdürü Yunus Emre KATRANCI dinleyicilere girişimcilik konusunda bir seminer verdi.

Yunus Emre KATRANCI; TOBB’nin düzenlemiş olduğu global girişimcilik haftası çerçevesinde beni Gümüşhane’ye davet ettiğiniz için teşekkür ederim.

İzin verirseniz ilk önce girişimcilik kelimesinin kısa bir tanımını yaparak başlamak istiyorum.

Girişimci ekonomi içerisinde gördüğü fırsatı hayata geçirmek için tüm üretim araçlarını insan kaynaklarını bir araya getiren ve iş yerini açarak mal ya da hizmet üreten kişidir. Sanıyorum salonda misafirlerimizin %99 bu niteliktedir.

Girişimci niçin önemlidir ve neden bu kadar üzerinde duruluyor?

Sayın başbakanımızın 2623 vizyonu ve hedeflerinde de girişimcilik büyük bir yer tutmaktadır.

TOBB başkanı Sn. Rıfat Hisarcıklıoğlu’da her fırsatta girişimciliğin önemine vurgu yapmaktadır. TOBB bünyesinde ve yerel odalarda kurulan Kadın Girişimciler merkezi ve Genç girişimciler merkezi de bu çerçevede kurulmuştur.

Herkes bunun üzerinde bu kadar önemle duruyor fakat sebebi ne? Aslında sebep son derece açık; her şeyden önce girişimcilik, bir yerde çalışmanın alternatifidir. Yani bir işyerinde işçi, memur, amir olarak çalışmanın alternatifidir. Kendi işini kuranlar otomatik olarak işsizler arasında çıkacaktır. Yanında en az 1,2 belki daha fazla çalıştıracak bir işveren birçok kişiyi de iş sahibi yapacaktır.

Başka bir açıdan baktığımızda girişimci ekonominin damarında dolaşan kan olan vergiyi oluşturacak olan bir mekanizmadır. Ülkemizde vergi büyük bir çoğunlukla dolaylı vergilerden oluşsa da, üreten, kazanan vergi veren bir sistem hep ideal olanıdır.

Herkes girişimci olabilir mi? Tabi ki HAYIR. En iyi girişimci mutlaka çok iyi bir eğitim almak zorunda mıdır? Bu da HAYIR. Bu biraz sezgilerle ilgilidir. Etrafınızda eğitim seviyesi düşük bir çok iyi yatırımcı, girişimciye rastlamak mümkündür. Zamanında risk alabilen fırsatları algılayabilen, ticaret hayatının dinamiklerini anlayıp hızlı hareket edebilen insanlar iyi girişimcidirler.

Şimdi sizden ricam kendi işlerinizi kurduğunuz dönemi tekrar hatırlamanız, sizler işlerinizi ya ailelerinizden devraldınız ya da kendiniz kurdunuz. Kendi işlerini kuranlar sorun şu? Siz şirketinizi kurduğunuz dönemlerde devletin size verdiği destekler nelerdi?

İşinizi kurarken, şirket kurulumu işin size bugünün parası ile 3.000 TL verse sizde gidip rahatlıkla LTD, Anonim ya da şahıs firmanızı kursaydınız daha iyi olmaz mıydı?

Ya da makine alacaksanız 10.000 TL de benim sana katkım olsa dese ya da 12 ay boyunca ayda 1000 TL elektrik, su,yakıt vs. masrafını ben ödeyeceğim dese ya da bak iş kuracaksın gel seni bekleyen tehlikeleri anlatayım, bir plan yap, ben de sana rehberlik yapayım dese. Şu an bu sorunun cevabının keşke olsaydı olduğunu düşünüyorum. Ben eski bankacıyım 0 faizli 5 yıl vadeli 70.000 TL de kredi verseydi bırakın saydıklarımı biz bankacıyken kişilerin firmalarının en az bir yıllık olmasını beklerdik. Şu an geldiğimiz noktada bu saydıklarım devletimiz tarafından yeni yatırım yapacak, işyeri kuracak girişimcilere verilmektedir.

Yapılan bir araştırma şunu göstermiştir, kurulan 100 işletmeden 80’i ilk yıl işinde batmakta kalan %20 inde %15 kısmı 2. Yıl içinde kapanmakta yani 100 adet kurulan firmadan 5 adet firma uzun soluklu hayatta kalabilmektedir. Bu da bize şunu gösteriyor, kurulan işyerlerinin büyük bölümünü ilk iki yıl işinde ölüm çukuru bekliyor. Buralara köprüler inşa etmemiz lazım. İşini kuracak kişileri iş hayatına hazırlamak ve onlara bir takım mali destekler ile yardımcı olmak lazım.

Neden firmalar kapanıyor, batıyor bekleyen temel sorunlar nedir? Bunlar üzerine uzun süre bizde kafa yorduk. Yapılan çalışmaları inceledik ve bizde bir çalışma yaptık. Önümüze çok temel ve ortak sorunlar çıkmaya başladı. Bunlardan birkaç tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. En temel sorunu bir hikaye gibi anlatayım size. Bakalım böyle insanlar sizinde etrafınızda var mı?

Bir girişimci ya da 2 kardeş ya da birkaç arkadaş iş kurmaya karar veriyorlar. İnanıyorlar yapacakları işe oturuyorlar masaya başlıyorlar hesap yapmaya bir yer lazım, bu yer bazen ortakta var bazen yapılıyor bazen kiralanıyor. Makine lazım ya da ticari mal hani alınıp satılacak ya paralar birleştiriliyor, yetmiyor kredi alınıyor. Bina tamam makine tamam işçilerde bulunuyor. Bizim karşımıza çıkan en büyük sorun bu. Peki bu işletme nasıl çalışacak. Hammadde alacaksın diyelim ki vadeli aldın işçiler, elektrik, yakıt sattın malı hemen tahsil edebilecekmisin? Bankaya gittin kısa vadeli borçlanmaya başladın. Artık kar marjları enflasyonist dönemdeki gibi değildir. Yani banka görünmez ortağın oldu. Birkaç defada alacağın tahsilatında zorlandın, başladı çöküş kısacası bizim net işletme sermayesi dediğimiz nakdin yönetilmemesi firmaların sorunu ise girişimciyi tanımlamıştım size girişimci iş yerini kurduktan sonra bazı kavramları karıştırıyor. Yöneticilik başka bir şeydir bir girişimci üretimden çok iyi anlayacak, pazarlamayı bilecek, finansı bilecek bilgiye hemen ulaşacak. Bunların dışarıdan ya da çalıştırdığı insanlardan yardım isteyebilmeli. Her şeyi en iyi ben bilirim mantığı önce ilerlemeyi durduruyor sonrada bitiriyor.

Bu konuda söylenebilecek daha azla çok şey var ama toparlamak gerekirse;

Bölgemizde işyerlerinin çoğalması her açıdan iyi

Devletimizin yeni sunduğu yardımlar var. Bu bilgiyi yaygınlaştırmamız lazım.

En son da bir haber olarak çok kısa bir süre içinde Gümüşhane yapmış olduğumuz eğitimlere bir yenisi daha ekleyeceğiz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.