Sık ormanların, yüksek dağların arasından kıvrıla kıvrıla ilerleyen aracımızdan dışarıya bakınca uzaklarda kendisini gösteren volkanlar tüm heybetiyle gözlerimizin önünde uzanıyorlardı göklere doğru.
Niyetimiz bu ülkede bir ay kalmak ve bu süreci kendi aramızda “Küba Modeli” dediğimiz şekilde geçirmek. Yani Küba’da yaptığımız gibi bir hostele aylık makul bir ödeme yapmak ve orası evimizmiş gibi konaklayarak diğer şehirleri eşyaları taşımadan hafif çantalarla gezmek görmek. Bu modeli Küba’da bir hostelde uygulamıştık. Guatemala’da bu uygulamayı yapmanın imkansız olduğunu fark edince ev kiralama seçeneğini devreye soktuk. Antigua’daki colonial mimari mirasından nasibini almış önünde ve arkasında iki bahçesi olan şirin ev (aylık 200 usd) Meksika yorgunluğunun ardından gerçekten iyi geldi. Bizim Küba modelini tüm gezginlere öneririm. Bu arada couchsurfing ile sık sık mekan değiştirerek de olsa konaklamayı bedavaya getirerek gezmeye Meksika Modeli adını verdik. Meksika bunun için fazlasıyla büyük bir ülkeydi.
Antigua Hansel ve Gretel’in pasta evleriyle dolu, taş kaldırımları ve yollarıyla şirin ve sakin bir şehir. Şehrin en büyük şansı aslında yıllar önce başına gelen bir felaket. Yaklaşık 250 yıl önce büyük bir deprem olmuş ve Antigua yüksek oranda yerlebir olmuş. Bunun ardından ülkenin başkenti şu anda berbat bir metropol olan Guatemala City’e taşınmış. Antigua’daki evler onarıldıktan sonra yeni bir inşaat girişiminde bulunulmamış. Bu sayede şehrin sadece merkezi değil her yeri bu güzel tek katlı evlerle dolu.
Guatemala’nın en çarpıcı yanı zengin doğası ve gelmeden önce de ününe vakıf olduğumuz kahvesi oldu. Ülkede 33 adet volkan var. Bu volkanlar Guatemala’nın topraklarını haliyle verimli kılıyor.
Volcan Pacaya için düzenlenen bir tura katıldık. Çok dik sayılmayacak yamaçları iki saat içinde rehberimiz eşliğinde tırmanarak volkan Pacaya’nın haşmetli zirvesine ulaştık. Kendisi aktif olduğundan ve tam bir yıl önce coşup patlayıp önüne gelen herşeyi silip süpürdüğünden etrafı kurumuş lavlarla yani siyah kayalarla kaplıydı. O kayaların üzerinde yürürken bir kaç metre altımızdan lav nehirlerinin aktığını öğrendik. Gerçekten de yere dokunduğumuzda bir sıcaklık hissediyorduk. Kayaların en ince olduğu bölgede açılmış bazı gözlerden birinin yanında durduk. Rehberimiz çantasından marshmellow çıkardı ve tahta çubuklara takıp servis etti. Sonra onları deliklere doğru uzatmamızı istedi, uzattık ve saniyeler içinde marshmellowların pişip şiştiğini hatta karamelize olduğunu gördük. Ağzımız yana yana afiyetle yedik. (sucuk olmalıydı o Sucuk!) 
Mexico City’deykeniletişime geçtiğimiz Guatemala barista şampiyonu Teco bize Antigua’daki Fat Cat Cafe’nin sahibi Gerson’un yardımcı olabiliceğini söylemişti. Antigua’daki üç haftanın aralıksız son 15 günü boyunca her sabah saat 10:00’da soluğu şehrin en güzel caddelerinden birindeki Fat Cat Cafe’de aldık. Gerson ile uzun uzun dalından fincana üretim süreci, Guatemala’daki kahve bölgeleri, bu bölgelerde yetişen kahvelerin özellikleri, kahvenin tadımı, kavrulması vs vs üzerine konuştuk. Bu güzel içeceğin hiç bilmediğimiz tarihi ve üretim sürecini öğrendikçe heyecanımız giderek arttı. Ara ara dükkanı bize bırakıp kayboldukları da oldu.
Antigua’dan sonraki ilk durağımız ülkenin Coban bölgesindeki Semuc Champey oldu. Semuc Champey vadi boyunca ilerleyen nehrin birden durup şelaleye değil de kat kat havuzlara dönüşmek istemesiyle ortaya çıkmış çarpıcı yeryüzü şekillerinden oluşuyor. Bu turkuaz rengi havuzlarda orman içinde yaptığınız orta halli bir yürüyüşün ardından serinlemek çok keyifli. Turistik bir bölge olduğundan meraklısı çok. O nedenle böyle aktivitelere kargalar kahvaltısını yapmadan katılmak iyidir. Sabah 06:00 sularında uyanıp yola koyulsak da bir saat içinde havuz dolmaya başlamıştı.
Semuc Champey’in ardından kuzey’e doğru devam ettik. Bu arada bu yolculuklar için minibus veya chicken bus gibi iki seçenek mevcut. Minibüsleri genellikle seyahat acenteleri ayarlıyor. Nispeten daha maliyetli ama zaten yollar uzun sürdüğünden uzak mesafelerde tavsiye ederim. Macereseverler için oldukça uygun fiyata chicken bus'lar mevcut. Fakat burada size bazı sıkıntılar bekliyor. 1960ların ABD’sinde okul otobüsü olarak kullanılan ve orta amerikada özellikle Guatemala’da Pakistan minibüsü gibi boyanıp süslenen bu araçlar son derece rahatsız ve dar koltuklara sahip. Yani koltuk ölçüleri Guatemalalılara hatta Maya uygarlığı sakinlerinin ölçülerine göre ayarlanmış :)
Tikal Maya uygarlığından kalan en büyük şehir olarak biliniyor. Heybetli piramitleri ve şehri çevreleyen hayvan çeşitliliği ve bitki örtüsüyle görülmeye değer yerlerden biriydi. Ayrıca Star Wars filmlerinden birinin bazı sahneleri bu efsanevi atmosferde çekilmiş. Bizim Latin Amerika yolculuğumuzun ilk ve tek antik şehir ziyareti olarak kayıtlarımıza geçti.
Antigua’ya döndüğümüzde bizi bir sürpriz bekliyordu. Komşumuz volcan Fuego biz şehre ulaşmadan üç saat önce epeyce homurdanmış, sonra aksırıp tıksırmış ve havaya saçtığı külleri rüzgarın da etkisiyle Antigua şehrini griye boyamıştı. Bu gösteriyi kaçırmıştık ama sonuçlarını görmek de keyifliydi. Guatemala dünyanın en güzel kahveleriyle ve volkanlarıyla tanıştığımız ülke olarak yolculuğumuzun favorileri arasındaki yerini aldı.
Guatemala gezimizin detayları için sizi şöyle alalım.
