Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, 12 Eylül darbesi ile açılan davada müdahil olacağını terör örgütü PKK ve yöneticilerinin de yargılanmasını isteyeceğini söyledi. Güçlü, “Avukat ve siyasetçi kimliğimle müdahil olduktan sonra 12 Eylül’ün hazırlanmasında etkin ve belirleyici olan PKK lideri Öcalan ve sorumlularının da bu davada yargılanmasını talep edeceğim.” dedi.
İbrahim Güçlü, Diyarbakır’da düzenlediği basın toplantısında, “Ben Kürt dava adamı, Kürt ve Kürdistan davasının emekçisi, aydın, yazar, hukukçu, 18 yıl sürgün hayatı yaşamak zorunda kalan, yakın arkadaşlarını ve Kürt kardeşlerini kaybeden, Kürt katliamı ve Kürdistan'ın insansızlaştırmasından acı duyan, Kürt örgütlerinin kurucu ve yöneticilerinden biri olarak, 12 Eylül davasında müdahil-taraf olacağım.” diye konuştu.
Darbe koşullarının hazırlanması için öncesinde özel planlamalar yapıldığını anlatan Güçlü, bu planlamalarda iç çatışmaların körüklendiği, sağ-sol, Alevi-Sünni çatışması yaratıldığını ve Kürt isyan provalarının yapıldığını söyledi. Bu gelişmelerin hazırlanması için de gladyo niteliğindeki kontr-gerilla, Askeri Harp Dairesi, JİTEM gibi gizli örgütlerin kullanıldığı söyleyen Güçlü, bu gizli örgütlerin değişik nitelikteki muhalefet örgütlerinin içine sızılmış ya da muhalefet içinde doğrudan devlet örgütleri kurdurulduğunu, olaylar ve çatışmalar geliştirildiğini kaydetti.
Bu nedenle 12 Eylül 1980 darbesinin daha kapsamlı ve kanlı olduğunu aktaran Güçlü, “Kapsamlı Alevi-Sünni, sağ-sol çatışmaları bu dönemde oldu. Maraş’ta, Çorum’da alevi katliamı gerçekleşti. Türkiye genelinde binlerce sağcı-solcu genç, aydın ve Kürdistan’da Kürt katliamı gerçekleşti. 12 Eylül öncesinde genelde toplam 6 bin kişi katledildi. Bu sayıya Siverek’teki bin kişi, Hilvan, Batman, Nusaybin ve diğer Kürt kentlerinde öldürülen binlerce Kürt dâhil edilmiş değildir. 12 Eylül darbesinin Kürdistan’da hazırlanması daha özel bir strateji ve özel örgütlenme çerçevesinde sürdürüldü. Derin devlet güçleri ve Kemalist elit 12 Mart askeri darbesinden sonra Kürtlerin ilk yasal ve açık örgütlenmesi olan DDKO’ları kapatmasına, DDKO kurucu, yönetici ve üyelerini, Kürdistan Demokrat Parti ve TİP yönetici ve üyelerini, Kürt beyleri, ağalarını, şeyhlerini, aydınlarını, köylerini işçilerin kitlesel olarak gözaltına alınmasına, işkence yapılmasına tutuklanmasına ve cezalandırılmasına rağmen Kürt yurtseverleri mahkemelerde Kürt milletinin hakları için başı dik bir şekilde 12 Mart askeri diktatörlüğüne karşı direndi.” ifadelerini kullandı.
“DEVLET PKK’YI KURDU, BUNU ÖCALAN DA İTİRAF EDİYOR”
Devletin 12 Mart tarihinden sonra Kürtlere ve Kürt ulusal hareketine karşı yeni bir strateji benimsediğini belirten Güçlü, bu yeni stratejiye göre eski geleneksel metotlarla Kürtleri yok etmenin yanında, Kürt ulusal hareketini içeriden kuşatma, bağımsızlık ve özgürlük hedefinden uzaklaştırma adına Kürtlerin eliyle Kürt liderlerini, kadrolarını, kanaat önderlerini öldürme, iç çatışma yaratarak yeni darbe koşullarını hazırlamaya çalıştığını söyledi.
Devletin Öcalan eliyle PKK’yı bunun için kurdurduğunu ifade eden Güçlü şunları söyledi: “ PKK operasyonel, hegemonik ve kontrolör bir yapı olarak kurgulandı, senaryolaştırıldı ve başarılı bir şekilde yapılandırıldı. Öcalan’ın kendi ağzından bu gelişmeyi izlemek olanaklıdır. Öcalan’ın ‘Devrimin Dili ve Eylemi’ kitabında bu konu ele alınıyor. Öcalan’ın kitabındaki sözleri; ‘Düşünün, devlete Kürt partisi kurduruyorum. Biz devrimci Kürt partisini nasıl MİT’e dayandırarak kurduysak, Kürt devletini de Türk Devleti’ne dayandırarak kuracağız’ diyerek konumunu meşrulaştırmaya çalışıyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz