SALZBURG - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "din ve inanç özgürlüğünün Avrupa'nın önemli değerlerinden biri olmaya devam etmesi gerektiği" uyarısında bulundu.
Gül, AB-Batı Balkanlar Dışişleri Bakanları öğle çalışma yemeğinde, kültürlerarası diyaloğun güçlendirilmesine ilişkin bir konuşma yaptı.
AB dönem başkanı Avusturya'nın özel davetiyle bu konuda bir sunuş yapan Gül, "Yeryüzündeki insanların, din ve vicdan özgürlüğüne saygının, Avrupa değeri olmadığı yolunda bir görüş taşımaya başlamasını görmeyi kaldıramayız. Avrupa'nın en önemli bu değeri zarar görmemelidir" diye konuştu.
Konuşmasında, İslam dünyasını rahatsız eden karikatür krizine de atıfta bulunan Gül, farklı kültürler ve medeniyetler arasında karşılıklı anlayış konusunda giderek büyüyen uçurumun rahatsız edici olduğunu söyledi.
"Fanatik davranışların ve sağduyunun kaybolmasının her yerde geçerli olabileceğini" kaydeden Gül, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığın yarattığı tehlikeden dünyanın hiçbir ülkesinin muaf olamayacağını kaydetti.
Bu hareketleri tecrit ederek ve dünyanın diğer bölgelerine yayılmasını engellemenin çok önemli bir görev olduğunu vurgulayan Gül, "Bizim kontrolümüz dışında birçok faktör olduğunu kabul etmemiz gerekir. Fanatik gösterileri kaynağından açık bir biçimde durdurmada başarısız olursak karşı taraftaki radikal grupların eline malzeme vermiş oluruz" dedi.
Gül, son gerilimlerden önemli dersler çıkarılması gerektiğinin altını çizerek, demokrasinin temeli olan güvenilirlik, şeffaflık, saygı, hoşgörü gibi değerlere önem veren ittifakı büyütmek için Avrupa'nın kararlılıkla hareket etmesi gerektiğini belirtti.
Bu gibi değerlerin çok eskiden İslam coğrafyası ve dünyanın diğer bölgelerinde de geliştiği gerçeğinin göz ardı edildiğini vurgulayan Gül, bu nedenle dünyadaki iki din arasında sürekli bir derin farklılık olduğu yönündeki inancın ciddi bir endişe kaynağı olduğunu ifade etti.
Gül, "Avrupa'nın bu konuda örnek olarak, sorunların parçası olacağına bunların çözümü için olumlu güç olması gerektiğini" vurgulayan Gül, "Avrupa için dünyadaki önemli sorunlara odaklanmanın zamanı geldi. Müslüman ve Musevi karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, köktencilik ve yoksullukla mücadele acil bir biçimde Avrupa'nın dikkatine gelmeli" dedi.
Dinlere karşı hakaret ve karalama konusunda bazı yasal sınırlamalar bulunduğunu, ancak bunların sadece ilgili ülkede ön plana çıkan din için geçerli olduğuna dikkati çeken Gül, "Size buradan, bu yasal sınırlamaların, İslam dinini de kapsayacak şekilde bütün dinler için eşit bir biçimde uygulanması için yasalarınızı tekrar gözden geçirmeniz çağrısında bulunuyorum" dedi.
Gül, bu konunun AB için bir prestij meselesi olduğu uyarısında bulundu ve prestijin zarar görmesi halinde ilk kaybeden tarafın AB olacağını, daha sonraysa gerçekten kaybeden tarafın bütün dünya olacağını söyledi.
Dünyada farklılıklara saygıyı, okulda, evde, komşular arasında olmak üzere her seviyede yaymanın önemine değinen Gül, "Bütün inançlara saygı ve hoşgörüyü dünyanın her köşesinde öğretelim ve bunu hayata geçirelim. Günlük hayatımızdaki bu duyarlılıkla barış ve birlikte yaşamayı sağlayabiliriz" diye konuştu.