HABER

Gül EİT 10. Liderler Zirvesi'nde konuştu

TAHRAN (İHA) - İran'ın başkenti Tahran'da düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 10. Liderler Zirvesi'ne Türkiye'yi temsilen katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaptığı konuşmada, Filistin ve Karabağ sorunlarının bölgesel işbirliğini zorlaştırdığını söyledi.

Dost ve kardeş ülkelerin liderleriyle bir arada olmaktan onur duyduğunu ifade eden Gül, "Başta ticaret ve ulaştırma olmak üzere farklı alanlarda işbirliğinin gelişmesi nedeniyle gerçekleştirilen bu zirvenin çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum. EİT 10. Zirvesinin tüm dünyada çok ciddi etkileri görülen küresel bir ekonomik krizin yoğun şekilde hissedildiği bir dönemde gerçekleştiriliyor olması, bu toplantının bizler için önemini daha da arttırmaktadır. Yaşanan küresel ekonomik kriz neticesinde gelişmiş ülkelerde ekonominin küçülmesi, gelişmekte olan ülkelerde ise ekonomik büyümede görülen yavaşlamalar, ülkelerimizin de bu krizden belirli ölçüde etkilenmesini tabiatıyla kaçınılmaz kılmaktadır" ifadelerini kullandı.

Teşkilatın üye ülkelerinin Doğu ile Batı arasında çok önemli bir coğrafi konumda bulunduğunu ifade eden Gül, "Gerek sahip oldukları doğal kaynaklar ve eğitimli insan gücü, gerek EİT çerçevesinde belirli bir seviyeye ulaşmış olan ekonomik ve ticari işbirliği bağlamında sözkonusu krizi fırsata çevirebilecek bir imkâna da sahip bulunmaktadır. Yaşanan küresel krizin etkilerinin en aza indirilebilmesinin, ticaret, sanayi, bankacılık, sigortacılık, iletişim ve ulaştırma başta olmak üzere ekonomik faaliyetlerde ülkelerimiz arasında işbirliğinin daha da ileriye taşınması ve politikalarımızın uyumlulaştırılması ile mümkün olabileceği kanaatindeyim. Bu bağlamda, bugünkü toplantımız marjında gerçekleştirilecek olan küresel ekonomik krizin EİT bölgesine etkilerinin tartışılacağı oturumun da son derece yararlı ve verimli olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin dış politikasında Avrasya boyutunun önemine değinen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Avrasya coğrafyasında barış, istikrar ve refahın sağlanması amacıyla tarihi ve kültürel bağlara dayanan ilişkilerimiz bulunan bölge ülkeleri ile ilişkilerin her alanda geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Bu bağlamda, Avrupa ve Asya'nın enerji ve ticaret koridorları ile birbirine bağlanması ve bölgesel işbirliği için yeni dinamikler yaratılması için çalışıyoruz. Bölgemizde ekonomik işbirliğinin ve kalkınmanın desteklenmesinin sürekli ve kurumsallaşmış bir diyalogu gerekli kıldığını düşünüyoruz. Bu anlayışla, EİT'in bölgemizde oynadığı role ayrı bir önem atfetmekteyiz. Bu çerçevede, Bakü'de 2006 senesinde gerçekleştirilen EİT 9. Zirve Toplantısından günümüze kadar geçen dönemde üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin kurumsallaştırılarak geliştirilmesi için tarihi ve çok değerli adımlar atılmış olduğunu görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bölgesel ekonomik işbirliğinin hayata geçirilmesi bakımından üye ülkeler arasında gümrük tarifelerinin indirildiği, serbest ticarete olanak veren düzenlemelerin gerekliliği aşikardır. Bu kapsamda, EİT Ticaret Anlaşmasının imzalanarak yürürlüğe girmiş olmasını bölgemizde ekonomik entegrasyon yolunda kritik bir eşiğin aşılması olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.

Üye ülkelerin ekonomik bütünleşmelerinin tamamlanması konusunda EİT Ticaret ve Kalkınma Bankasının İstanbul'da faaliyetlerine resmen başlanmış olması üzerinde de durulması gerektiğini belirten, Gül, "Ayrıca, EİT Sigortacılık şirketinin faaliyete geçirilmesinde son dönemece girilmiş olmasını da yine geçtiğimiz yıllarda atılan önemli bir adım olarak değerlendirmekteyiz. Üye ülkelerin çoğunun denize çıkışı bulunmadığı da dikkate alındığında, EİT bünyesinde hedeflediğimiz ekonomik işbirliğinin hayata geçirilmesi için, ulaştırma ve iletişim işbirliğinin geliştirilmesi ihtiyacı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda, Transit Ulaştırma Çerçeve Anlaşmasının tam olarak uygulamaya geçirilmesi ile bölge içerisinde ticaret ve yatırım koridorlarının geliştirilmesinin kolaylaştırılabileceğine inanıyorum. EİT ülkeleri arasında bölgesel ticaretin ve özel sektör girişimlerinin artması, bölgenin bütününde refah ve istikrara katkıda bulunacaktır. Bu bağlamda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yürütülen EİT Ticaret ve Sanayi Odası'nın başlattığı çalışmalar somut adımlarla ilerlemektedir. EİT Ticaret Sanayi Odası Kadın Girişimciler Konseyi'nin kurulmasını da memnuniyetle karşılıyoruz. EİT TSO, EİT ülkeleri arasında ikili ve çok taraflı ticareti teşvik etmekte, EİT bölgesinde özel sektörün gelişimini kolaylaştırmakta ve ekonomik alanda politika oluşturma süreçlerine katkıda bulunmaktadır" dedi.

Gül ayrıca, "Teşkilatımızın öngördüğü hedeflerin hayata geçirilmesi bakımından yürütülen tüm bu değerli çalışmaların başarılı olabilmesi için çerçevesinde uygulamanın öneminin altını çizmek isterim. Dile getirmiş olduğum hususlarda uygulamaya geçilebilmesi bakımından gerekli önlemleri en kısa zamanda almaları yönünde üye ülkelere burada çağrıda bulunuyorum" diyerek, EİT ülkelerinin işbirliği bağlamında öncelikli ve büyük potansiyel arzeden alanlardan birinin de enerji olduğu kanaatindeyim. Üye ülkelerimizin enerji kaynakları, enerjinin ilgili pazarlara ulaştırılması konusundaki avantajları değerlendirildiğinde bugün enerji alanındaki işbirliğimizin potansiyelin altında kaldığını gözlemlemekteyiz. Üye ülkeler arasında sürmekte olan enerji alanındaki ikili işbirliğinin EİT çatısı altında çok taraflı boyutunun da geliştirilmesi yönünde gayretlerimizi arttırmamız gerekmektedir. Küreselleşme olgusunun belirleyici hale geldiği günümüzde, yaşanan siyasi ve ekonomik sorunların ülkelerin sınırları içerisinde kalması imkânsız hale gelmiştir. Bu bağlamda, ülkelerin vatandaşlarının refahı ve güvenliğini tek başlarına ve uluslararası işbirliğini güçlendirmeden sağlamaları giderek zorlaşmıştır. Bu yeni küresel ortamda, bölgesel örgütlerin öneminin de giderek artmakta olduğu gözlemlenmektedir" dedi.

Filistin ve Yukarı Karabağ'ın işgalinden kaynaklanan siyasi ve insani sorunlar olmak üzere terör, kitle imha silahlarının yayılması, uyuşturucu, insan kaçakçılığı gibi sorunların bölgesel işbirliği çabalarından azami fayda sağlanmasını engellediğini, bölge ve dünya barışının tesisini daha da zorlaştırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "EİT'i bölgemizde ekonomik kalkınmanın sağlanması bağlamında değerli bir araç olarak görmekteyiz. Bu anlayışla ülkemizin, EİT tarafından ortaya konulan prensip ve hedeflere bağlı olduğunu ve sözkonusu hedeflerin hayata geçirilmesi bakımından üye ülkeler ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ortaklık yürütmeye devam edeceğini bir kez daha teyit etmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

Sadabat Sarayı'nda yapılan zirvede, Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve diğer yetkililerden oluşan bir heyet refakat ediyor. Türkiye, İran ve Pakistan arasında 1985 yılında kurulan EİT, Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan'ın da 1992 yılında katılmasıyla 10 üyeli bir bölgesel ekonomik işbirliği örgütü haline geldi.

Tahran'daki zirveye, Özbekistan ve Kazakistan dışında bütün ülkeler cumhurbaşkanı veya devlet başkanı düzeyinde katılırken, Özbekistan Meclis Başkanı, Kazakistan ise başbakan düzeyinde zirvede yer alıyor. Tahran'ın ev sahipliğinde yapılan ve Irak, Katar ve Suriye'nin de davet edildiği EİT zirvesinde küresel ekonomik krizinin yanı sıra bölgesel ticari, siyasi ve ekonomi konular da ele alınıyor.

En Çok Aranan Haberler