HABER

Gül: "Hedef demokrasidir"

ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Vekili Abdullah Gül, "Çok tecrübeliyiz. Başımızdan 70'li 80'li yıllar geçti. Bu acıları hep beraber yaşadık. Soğukkanlı olarak değerlendirip kim olursa olsun nereden gelirse gelsin bunların üstüne elbirliğiyle varmamız gerekiyor. Acılar şüphesiz çekiliyor, ateş düştüğü yeri yakıyor.

Hükümet bunu basit bir olay olarak görmemiştir. İlk olduğu andan itibaren bunu devletimize bütün halkımıza, Türkiye'deki istikrara yapılmış olay olarak görmüştür. Düşünün, Türkiye'de istikrar kaybolsa Türkiye'de tekrar enerjimizi birbirimize harcamaya başlasak bundan kim zarar görür? Hepimiz zarar görürüz. Bütün kurumlarımızda zarar görür bundan" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda hükümete terörle mücadelede koordinasyon görevi verilmesini öngören 'Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilmesini Öngören Yasa Tasarısı' görüşmeleri yapılıyor. Genel Kurul'da tasarının geneli üzerinde yapılan görüşmelerde özellikle Anavatan Partisi ve CHP'li milletvekilleri Danıştay'a yapılan saldırıyı gündeme taşıdı. CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, yaptığı konuşmada, 'olayın Menemen saldırısından sonra en

önemli olay' olduğunu belirterek, "Menemen saldırısından sonra en önemli saldırı Danıştay'a saldırı. 138 yıllık tarihinde Danıştay'a böyle bir saldırı ilk kez oluyor.

Hükümetten tek ses çıkmadı, ne zaman ses çıktı? Bir can yok oldu 4 üye yaralandı. Böyle bir terörle mücadele olur mu? Daha da vahimi bence, on binlerce kişi cenaze törenine koşuyor ama, sayın başbakan Antalya'da kavşak açılışında daha önce örneklerini de gördük" dedi. Hükümet adına Genel Kurul'da tasarıyla ilgili konuşan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Vekili Abdullah Gül, tasarıyla ilgili bilgi verirken, "Yeni bir kurum getirilmiyor, var olan bir kurum güvenlik işleri genel müdürlüğü.

Polisler de güvenlik güçleri de kanunlardan doğan yetkilerini sonuna kadar kullanacak. Varolan kurumlarımız da görevlerini yerine getirmeye devam edecek. Yeni tehditler pek çok kurumun koordinasyonunu gerektiriyor. Küreselleşen dünya teknolojisinin ilerlemesi birçok yeni imkanları getirirken hayatımı kolaylaştırırken, yeni tehditleri de getirmektedir. Modernleşmenin avantajlarını kullanırken bir taraftan da dezavantajları da getiriyor. Birtakım tedbirleri almamız gerekiyor. Buraya çok sayıda uzman güvenlikle ilgili insanlar kaydırılarak yeni bir güvenlik birimi ortaya çıkmayacak. Tam tersine çok dar ama uzmanlardan oluşan insanlar istihdam edilecek. Uzman olan kişilere raporlar hazırlattırılacaktır. Bunları yapmak zorundayız, çünkü yeni şartlara göre kendimizi yenilemek zorundayız. Aslında başbakanlığın teşkilat yapısına baktığımızda eskiden çok hantal bir yapı vardı. Eskiden başbakanlığa gittiğinizde sanki icracı bir bakanlıkmış gibi koridorları tıklım tıklım dolu olduğunu görürdünüz.

İstihbarat birimlerinin görevlerini üstlenmek gibi düşüncemiz olmamıştır. Tam tersine onları ilgili bakanlıkları dağıttık" ifadelerini kullandı.

"BİZE OY VERSİN VERMESİN, BİZİ BEĞENSİN BEĞENMESİN, BİZ BÜTÜN VATANDAŞLARIN HÜKÜMETİYİZ"

Bakan Gül konuşmasında, Danıştay'a yapılan saldırıyla ilgili önemli açıklamalarda da bulundu. Gül, saldırının demokrasiye, istikrara zarar verilmek için yapıldığını belirterek, hükümetin olayı kriminal bir olay olarak bakmadığını, ilk günden itibaren gerekli her şeyi yaptığını belirtti. Gül şöyle konuştu:

"Tabii ki Türkiye de huzurun bozulmasını isteyen kargaşanın çıkmasın isteyen tekrar enerjimizi kendi kendimize harcamamızı isteyen insanlar çıkacaktır, vardır. 73 milyon insanız, dolayısıyla marjinal insanlar olacaktır. Bunlar bazen eyleme de dönüşecektir. Biz hükümet olarak 73 milyonun hükümetiyiz. Bize oy versin vermesin, bizi beğensin beğenmesin. Biz bütün vatandaşların hükümetiyiz. Dolayısıyla her şeyden önce huzuru tesis etmek görevimiz. 70'leri 80'leri hatırlayın, nasıl kamplara ayrıldı insanlar? Evlatlarımızı kaybettik. O zaman birikmiş olan enerjimizi kendi kendimizle uğraşarak harcadık. Tabiri caizse yılanı soktuğu delikten bu millet bir kez daha iki kez daha üç kez daha onu tadacak vakti yoktur. Dolayısıyla biz güçlenirken, bütün partiler olarak üstümüze düşeni yapmamızı gerekiyor. Son olay aslında demokrasiye karşıdır. Demokrasiyi hedef almıştır. Hepimiz zaman kaybederiz eğer demokrasi Türkiye'de zayıflarsa. Önce hepimizi bu bilinçte olması lazım. Danıştay'a da bu saldırı bu amaçla yapılmıştır. Hepimiz hedef alındık. Laiklikten demokrasiye her şey hedef alınmıştır. Olay ortaya çıkığında hükümetimiz çok ciddi takip etti.

Herhangi bir kriminal olay gibi bakmadı hükümetimiz. İlk günden itibaren ilgili bakanlık ve kuruluşlarla devamlı toplantı halinde olundu. Gerçekten polisimizin ve diğer güvenlik güçlerinin olağanüstü çabalarıyla olay çözümlenmeye başlamıştır. Tek tek çözülmeye başlamıştır. Bugün çözülmemiş olsaydı bugün hepimiz farklı şeylere konuşuyor olurduk. Türkiye'ye de farklı bakılırdı. Ama olaya karışanlar alt bağlantıları da tek tek toplanmıştır. Onların şimdi üst bağlantılarına da bakılıyor. Tabii ki kim suçlu onlarda mahkeme karar verecek. Ortaya çıkan şudur ki hedef demokrasidir. Onun için hepimiz hep beraber önce bu zemini muhakkak sağlam olması hepimizin birinci görevi olması lazım. Bunu yaparken hepimizin soğukkanlı olması lazım. Çok tecrübeliyiz. Başımızdan 70'li 80'li yıllar geçti. Bu acıları hep beraber yaşadık.

Soğukkanlı olarak değerlendirip kim olursa olsun nereden gelirse gelsin bunların üstüne elbirliğiyle varmamız gerekiyor. Acılar şüphesiz çekiliyor ateş düştüğü yeri yakıyor. Hükümet bunu basit bir olay olarak görmemiştir. İlk olduğu andan itibaren bunu devletimize bütün halkımıza, Türkiye'deki istikrara yapılmış olay olarak görmüştür. Düşünün Türkiye'de istikrar kaybolsa Türkiye'de tekrar enerjimizi birbirimize harcamaya başlasak bundan kim zarar görür? Hepimiz zarar görürüz. Bütün kurumlarımızda zarar görür bundan. Düşünün biz son kaçmış treni yakaladık. Adeta AB'de eski Sovyet bloğu üyeleri bile AB ye üye oldular. O dönemlerde bizler elimizi çabuk tutmadık. Düşünün şimdi biz AB yi askıya alsak reformlarımızdan geriye gitsek, bundan kim zarar görecek herkes zarar görecek. Sermaye de, fakir de, köylü de, çiftçi de, memur da. Hepimizin itibarı zedelenecek. Türkiye'de rejim düşmanları da vardır, laiklik düşmanları, da hukuk düşmanları vardır. Ama hepimizin görevi nedir, bunları izole etmek, bölücüler de vardır. Bunlarla en iyi şekilde mücadele etmenin yolu da ülkemizde çağdaş demokrasinin kurallarını oluşturmak, şeffaflığı daha ileriye götürmek, Türkiye'de hukukun üstünlüğün pekiştirmek. Böyle olunca kalkınma, refah otomatik olarak gelecektir. Bunun üstüne inşa edilecektir."

En Çok Aranan Haberler