HABER

Gül: "İslam'ın reforme edilmeye ihtiyacı yok"

Gül: "İslam'ın reforme edilmeye ihtiyacı yok"

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, İslamın reforme edilmeye ihtiyacı olmadığını söyledi.

Abdullah Gül, Türkiye olarak İslam dünyasında duyulan reform ihtiyacına uzun zamandır dikkat çektiklerinin altını çizdi. Gül, "Evrensel değerlerin öneminin altını çiziyoruz. İnsan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, cinsiyet eşitliği, şiddetin önlenmesi, iyi bir ekonomik yapı gibi evrensel değerleri başkaları için değil kendimiz için yeniden düzenlemeyi hedef almalıyız. Açıkça söylemeliyim ki ihtiyaç duyulan reform, Müslüman toplumların idareleri içindir, İslam'ın kendisi için değildir. İslam'ın reforme edilmeye ihtiyacı yok. Bu idareler için duyulan reform ihtiyacı değişim taleplerine verilecek cevap olacaktır. Bu bağlamda da reform fenomeninden korkulmamalıdır" dedi.

Dışişleri Bakanı Gül, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Edibe Sözen'in eşi Hakan Yavuz'un kaleme aldığı 'Yeni Türkiye'nin Doğuşu, Demokrasi ve AK Parti' adlı kitabında 'İslam Dünyasında Reform İhtiyacı ve Sivil Toplumun Rolü' başlıklı bir makale yazdı. Gül kaleme aldığı makalesinde İslam dünyasına ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yaptı. İslam dünyasının günümüzü ve evrensel değerleri yakalama kapasitesine sahip olduğuna dikkati çeken Gül, "Biz şimdi bu potansiyeli hem hükümetler hem toplumlar düzeyinde harekete geçirmeliyiz. Politik, ekonomik ve sosyal alanlarda arzulanan kalkınmanın aciliyetinin farkındayız. Müslüman ülkeler sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Kendi problemlerinin çözümlerini kendi bulmalılar ve pozitif değişim için yolu hazırlamalılar. Bizim toplumlarımızda reforma duyulan ihtiyaç açıkça dile getirilmiştir. Bu talebi görmeli, gerekli değişim sürecinin sahibi olmalıyız" ifadesini kullandı.

Bu çabalarda sivil toplumun yerinin doldurulamaz olduğunun altını çizen Bakan Gül, İslam inancında gönüllülerin, sivil toplumun ayrı bir yeri olduğuna işaret etti. İslam ülkelerinde sivil toplumun bugünkünden çok daha etkin olması gerektiğini kaydeden Gül, zamanın bilgi ve teknoloji çağı olduğunu hatırlattı. "Devletler artık sadece kendi toplumları için değil uluslararası toplumdan sorumlular" diyen Bakan Gül, sorunların realist perspektifle ve geniş bakış çerçevesi içerisinde çözülmesi gerektiğini bildirdi.

İslam ülkelerinde bütün meselelerin sorumlusu olarak dış faktörleri suçlamanın yanlış olduğuna vurgu yapan Dışişleri Bakanı Gül, batıdan İslam dünyası üzerinde pek çok çalışma yapıldığını, bu çalışmalardan yararlanılabileceği gibi eşit entelektüel katkıda da bulunulabileceğini ifade etti. İslam'ın temel prensiplerini 'tolerans, ılımlılık, açık fikirlilik, realistlik ve vizyon sahibi olmak' olarak açıklayan Gül, batının İslam dünyasına takındığı tavrın 'azımsama ve genelleştirme' tavrı olduğunu vurguladı. Bir yanlışın tüm İslam dünyasına maledilmesini eleştiren Gül, "Bu genelleştirme tavrı bir risktir. Bu riske dikkat çekmek istiyorum. Bazı batılıların İslam ülkelerine olan yaklaşımı budur" mesajını verdi.

Gül, Türkiye'nin İslami kimliğinin batıyla yakın ilişki kurmasına engel olmadığını kaydetti. Türkiye'nin batılı kurum ve organizasyonların önemli bir üyesi olduğunu anlatan Gül, Türkiye-AB ilişkilerinin karşılıklı çıkarı temel aldığını bildirdi. Gül, "Türkiye'nin AB üyeliği Müslüman bir toplumun Avrupalılarla harmoni içerisinde yaşayacağına kanıt olacaktır" dedi. Müslüman ülkelerde sivil toplumun gelişmesinin, problemlerin çözümüne katkı sağlayacağını ve gelişmenin itici gücü olacağını dile getiren Bakan Gül, kaleme aldığı makalede şu ifadelere yer verdi:

"Sivil toplum, özgürlük ortamının yaratılmasında önemli rol oynayacaktır. Biz Türkiye olarak İslam dünyasında duyulan reform ihtiyacına uzun zamandır dikkat çekiyoruz. Bu bağlamda evrensel değerlerin öneminin altını çiziyoruz. İnsan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, cinsiyet eşitliği, şiddetin önlenmesi, iyi bir ekonomik yapı gibi evrensel değerleri başkaları için değil kendimiz için yeniden düzenlemeyi hedef almalıyız. Açıkça söylemeliyim ki ihtiyaç duyulan reform Müslüman toplumların idareleri içindir. İslam'ın kendisi için değildir. İslam'ın reforme edilmeye ihtiyacı yok. Bu idareler için duyulan reform ihtiyacı değişim taleplerine verilecek cevap olacaktır. Bu bağlamda da reform fenomeninden korkulmamalıdır."

En Çok Aranan Haberler