Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Suriye'ye yaptığı günübirlik ziyarette Türkiye'nin bölgedeki gelişmelere ilişkin görüşlerini paylaştığını belirterek, "Suriye'ye başka bir ülkenin mesajını götürmediğini" söyledi.
Gül, Almanya'ya hareketinden önce, AB içinde AB kimliği ve AB'nin nihai sınırlarına ilişkin tartışmaların sürdüğünü belirterek, Berlin'de düzenlenecek "Avrupa'nın Kimliği" konulu toplantıda Türkiye'nin kimliği ve gelecekteki AB üyeliğine ilişkin açılış konuşması yapacağını kaydetti. Berlin'de Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'in yanı sıra başbakanlık görevini devralacak Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel ve yeni kabinede dışişleri bakanlığını üstlenmesi öngörülen Frank-Walter Steinmeier ile görüşeceğini kaydeden Gül, Türk dernekleri ve sivil toplum örgütleri temsilcileriyle de bir araya geleceğini söyledi.
Gül, dün Suriye'ye yaptığı günübirlik ziyarete ilişkin bir soru üzerine, Hariri suikastına ilişkin BM yönetiminde soruşturmanın devam ettiğini, Genel Konsey'in oybirliğiyle karar aldığını, ilgili komisyonun görev süresinin 15 Aralık'a kadar uzatıldığını hatırlattı. Gül, komisyonun bazı sorgulamalar yapmak istediğini, bunun yeriyle ilgili bazı sorunlar olduğunu kaydetti.
Gül, Türkiye'nin görüşlerini Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a "açık ve dostane şekilde" ilettiği belirterek, "Ümit ediyorum ki bazı katkılar sağladık" diye konuştu.
Söz konusu soruşturmaların Türkiye'de yapılmasına ilişkin bir öneri getirmediklerini, ancak Türkiye'ye görev düşerse Türkiye'nin elinden gelen katkıyı yapacağını ifade eden Gül, "Ama BM bölgelerinin, BM karargahlarının bu işler için daha uygun olduğu kanaatindeyiz" dedi.
Gül, Suriye ziyaretinde ayrıca Irak'la ilgili güvenlik konularının ve bölgedeki reform çalışmalarının da ele alındığını kaydetti.
Bakan Gül, bir gazetecinin Erdoğan'ın AİHM'nin türban kararına ilişkin açıklamasının hatırlatması ve mahkemenin karar almadan önce din bilginlerine danışmasının gerekip gerekmediğini sorması üzerine, şunları kaydetti: "Bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne sormanız gerekir. Sayın Başbakanın söylediği gayet açıktır. Mademki din ve inançlarla ilgili konular söz konusu, o zaman din bilginlerinden de görüş almak gerekir şeklinde düşüncelerini paylaşmış arkadaşlarla. Bunu farklı mecralara çekmenin anlamı yok. Buradaki tuzağı da gayet iyi görüyoruz biz. O açıdan bu konularla ilgili dikkatli davranmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki günü geldiğinde Türkiye kendi sorunlarını kendisi çözecek olgunluğa ulaşacaktır."