Resepsiyona 12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Tayyip Erdoğan da katıldı. Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan resepsiyonda bir süre sohbet etti.
Erdoğan'dan Abdullah Gül açıklaması
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Görev sürem boyunca, devlet başkanı olarak ülkemizin içeride huzurunu ve istikrarını, dışarıda itibarını ve gücünü korumasına özen gösterdim" dedi.
Çankaya Köşkü'ndeki veda resepsiyonunda konuşan Gül, konuşmasının başında Recep Tayyip Erdoğan'a atıfta bulunarak, "Artık Sayın Başbakan'a, 'seçilmiş cumhurbaşkanı' diye hitap edeceğim, ona göre" ifadesini kullandı.
"Sayın seçilmiş Cumhurbaşkanı, muhterem Hanımefendi Emine Hanım ve değerli misafirler" diyerek sözlerine başlayan Gül, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı olarak 7 yıllık görev sürem, bitmek üzere. Sonuna gelmiş bulunuyorum. Bu vesileyle eşimle birlikte verdiğimiz bu resepsiyona geldiğiniz için hepinize 'hoşgeldiniz' diyoruz ve hepinize teşekkür ediyorum" dedi.
Gül, şöyle devam etti:
"Geçen pazar günü yapılan seçimlerde 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş bulunan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı canıgönülden tebrik ediyorum. Emine Hanımı, sizi de aynı şekilde. Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum. Kendilerine üstlenecekleri bu şerefli görevden dolayı Cenabıallah'ın hep yardımcı olmasını temenni ediyoruz, niyaz ediyoruz. Cumhurbaşkanı olarak başlıca anayasal vazifem olan, devletin kurumları arasındaki eş güdümü sağlamam konusunda, yasama, yürütme ve yargı organları mensupları olarak sizlerden büyük destek gördüm. TBMM, iktidar ve muhalefete mensup yönetici ve üyelerinin, hükümetlerimizin, bakanlıklarımızın, TSK'nın ve diğer kurumların, yargı organlarımızın işbirliği ve katkıları, içeride ve dışarıda görevimi en iyi şekilde yerine getirmemde kuşkusuz büyük rol oynadı, katkı sağladılar."
"Cumhuriyetimizin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak 90 yılı aşan yürüyüşünün, son 7 yılını hep beraber birlikte devam ettirdik" diyen Gül, bugün hem veda etmek hem de teşekkürlerini ifade etmek istediğini söyledi.
Gül, şunları kaydetti:
"Görev sürem boyunca, devlet başkanı olarak ülkemizin içeride huzurunu ve istikrarını, dışarıda itibarını ve gücünü korumasına özen gösterdim. Toplumumuza halkımıza, ulusal refah ve barışın yolunun demokratik çoğulculuk, insan haklarına dayalı hukuk devleti ve çağdaş eğitimden ve iyi yönetişimden geçtiği anlayışı ile öncülük yapmaya gayret ettim. Her zaman söylediğim gibi: demokratik hayat bir mükemmelleşme sürecidir. Bu süreç, eleştiri, özeleştiri yoluyla eksikliklerinin giderilmesini, kusurların düzeltilmesini, reformlar yoluyla ise yapılanların iyileştirilmesini içerir. Türkiye'de de bugün çok şükür kusurlarını ve eksikliklerini giderme yeteneğine sahip bir demokratik olgunluğa erişmiş buluyoruz. Dolayısıyla görevimden Türkiye'nin geleceğine olan inancımı, güvenimi ve umudumu muhafaza ederek ayrılıyorum. Ancak son günlerde, başta yakın çevremiz olmak üzere bütün dünyada ne yazık ki insanlığın geldiği uygarlık düzeyine yakışmayan çok ciddi siyasi gerginliklerin ve silahlı çatışmaların, işgallerin, katliamların yaşanmakta olduğunu da endişeyle görüyorum. Dolayısıyla, Türkiye'nin her zamankinden daha güçlü, istikrarlı, itibarlı, saygın ve müreffeh olmasına, kendi çıkarlarımız bakımından olduğu kadar, bölge ve dünya barışı için de muhtaç olduğumuzu vurgulamak istiyorum."
Türk milletinin yüzyıllara dayanan tarihsel birikimi olduğuna işaret eden Gül, "Milletimizin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin 21. yüzyıl dünyasında da seçkin bir yeri olacağına ve Türk milletinin daima asaletini koruyacağına hiç kuşkum yoktur" diye konuştu.
Konuşmasının sonunda teşekkürlerini ileten Gül, gelecek hafta toplumun değişik kesimleriyle yine bir araya geleceğini bildirdi.