Mumcu, "Bir sabah kalkarsınız, hayatınız akışı değişir, yakınlarınızı yitirirsiniz" dedi.
Eşi Uğur Mumcu'nun bombalı saldırıyla katledildiği 24 Ocak 1993'ten bu yana suskunluğunu koruyan Güldal Mumcu, yaşadıklarını anlattığı "İçimden Geçen Zaman" adlı kitabını İzmirli okuyucuyla paylaştı. Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, CHP ilçe başkanları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.
-"SIĞINMA EVLERİNE ERKEKLER GİTSİN"-
Bir sabah kalktığında hayatının akışının değiştiğini söyleyen Mumcu "Her sabah kalktığımızda yaşamın bize güzel ve önemli şeyler getirmesini dileriz, dilemeliyiz de. Ama bazen uyanırsınız ve olmadık bir haberle, olayla karşılaşırsınız; yakınlarınızı yitirirsiniz. Karşılaştığımız olumsuz tablolara da hazırlanmak gerekiyor galiba. Bir 24 Ocak günü güzel, ileriye yönelik umutlarla kalktığımız sabah benim hayatımda yeni bir dönem başladı" dedi.
20 yıldır yaşanan süreci ve çelişkileri anlatan Mumcu, insanca bir yaşam için birey olarak toplumdaki herkese görev düştüğünü söyledi.
Söyleşi sırasında seyircilerden gelen soruları da yanıtlayan Mumcu, şiddet gören kadınlar için açılan sığınma evleri hakkındaki soru üzerine, "Kadın evinde kısıtlı, şiddet görüyor. Bir de üstüne sığınma evine giderek evinden de ayrı düşüyor. Bence erkekleri sığınma evine götürmeli ve rehabilite edilmeli" dedi.
-"UĞUR MUMCU YAŞASAYDI ACABA TÜRKİYE'DEKİ DENGELER NASIL DEĞİŞİRDİ?"
Konak Belediye Başkanı Tartan da, Güldal Mumcu'nun kitabının yeni bir umut yaratacağını belirterek şunları söyledi:
"İnsanın tanıdığı, örnek aldığı, sevdiği insanların yitip gitmesi her zaman bir boşluk yaratıyor. Özlediği insanları her an yakınında bir yerlerde görmek, hissetmek istiyor. "İçimizden Geçen Zaman'ın düşündürdükleri, özlem ve inanışları bizi yeni bir umut penceresinin önüne taşıyacak diye düşünüyorum. Bu sıkıntı ve kabus kara bulutların arasında aradığımız, duymak, yaşamak istediğimiz, özlediğimiz de bu.
Uğur Mumcu yaşasaydı acaba Türkiye'deki dengeler nasıl olurdu, nasıl değişirdi? Yazıları, düşünceleri, öngörüleriyle farklı bir bakış aşısı getirir, başka bir pencere aralardı."
ANKA