HABER

Gül'den dünya medyasına Gezi mesajı

Cumhurbaşkanı Abdulah Gül, uluslararası basına seslenerek Ortadoğu'daki olaylarla Türkiye'deki olaylar arasında benzerlik kurulmasının yanlış olduğunu söyledi.

Gül'den dünya medyasına Gezi mesajı

Rize'ye bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Gül, açıklamalarda bulundu. Gezi Parkı protestoları esnasında gergin zamanlar geçiren Rize'de kardeşlik mesajları veren Cumhurbaşkanı Gül, "Bu güzel vatanın hep beraber kıymetini bileceğiz, memleketimizin hep beraber değerini bileceğiz ve hep beraber huzur, kardeşlik içinde geleceğimizi daha da parlak yapmak için elbirliğiyle çalışacağız" dedi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, bir soru üzerine Gezi Parkı protestolarını değerlendirdi.

Gezi Parkı protestolarına ilişkin ilk açıklamalarında "İyi niyetli olarak verilen mesajların alındığının bilinmesini isterim. İyi niyetli olarak verilen mesajların hepsi alınmıştır. Bunların muhakkak ki günü geldiğinde gereği de yapılacaktır" diyerek sağduyu mesajı veren Cumhurbaşkanı Gül, Rize'de ise bir gazetecinin sorusu üzerine, "Türkiye açık bir toplum. Türkiye demokratik bir ülke. Türkiye'nin demokratik standartları Batı kültüründe olan bir ülke. Mahkemeleri var, itirazlar var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerini tanımışız. AB ile tam üyelik müzakereleri yapıyoruz. Bunları şunun için söylüyorum; hatırlatmak istiyorum. Bir yerde bir olaya baktığınız o olayı tarif ederken yanlışa düşmemek gerekir. Özellikle uluslararası camiaya, uluslararası basına seslenmek istiyorum; içinde bulunduğumuz yıllarda çevre ülkelerde, komşularımızda, Ortadoğu ülkelerinde birçok olaylar oldu. Bunlar çok heyecanlandırdı. Birden bire Türkiye'deki televizyonları veya Taksim'deki olup bitenleri seyredenler onlarla benzerlik kurmaya kalktılar. Bu tamamen yanlış bir şey. O ülkelerde temel hak ve özgürlükler için insanlar, "demokrasiye, çok partili sisteme geçelim, çoğulculuk olsun, herkes istediğini rahatça korkusuz ifade etsin' diye ayaklandılar. Türkiye'ye bakarsanız, bütün bu olup bitenlere; böyle talepler yok. Hatta Avrupa'nın en gelişmiş bazı ülkelerinde insanlar sokakları dolduruyorlar, "iş bulun bize, işsiziz' diye" şeklinde konuştu.

-"ŞİDDETE FIRSAT VERMEMEK GEREKİR"-

Türkiye'de durumun farklı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:

"Çok şükür bütün dünyadaki ekonomik kriz içerisinde ekonomisi düzgün giden nadir ülkelerden biriyiz. Veya insanlar eskiden olduğu gibi "faili meçhul cinayetler dursun, olağanüstü haller kalksın, katiller yakalansın' bunlar için de değil. Bunun için önce bu olup bitenleri ve Türkiye'yi faklı bir safhaya koymak gerekir ve uluslararası özellikle yayın kuruluşlarının da buna çok dikkat etmesi gerekir. Türkiye'nin de muhakkak ki açık bir toplum olduğunu, demokratik hak ve hukukunun teminat altında olduğunu ve buna saygı duyulduğunu herkesin bilmesi gerekir. Bu bağlamda biz barışçı bir şekilde şiddete kaçmayan, şiddetin içinde olmadığı her türlü düşüncelerin açıklanması, bunların demokratik hak olduğunu başından beri söylüyoruz. Bunla da onur duyuyoruz. Bunları söylemek gerek. Ama şiddet eğer bütün vatandaşların hayatını rahatsız edici, kuralları hiç tanımayan, Türkiye'nin en önemli kavşaklarını, meydanlarını, Kızılay, Taksim gibi, buralar kilit yerler, trafik için, hayatın yaşandığı yerler, buraları eğer sürekli kuralsız bir şekilde şiddetle tutulmaya çalışırsa, tabi ki demokratik bir hak olarak buna bakılamaz. Gezi Parkı'nda insanların "benim farklı bir düşüncem var, düşüncelerim ayrıdır' diye bunları dinlemek de şüphesiz ki hepimizin görevidir. Nitekim bu gün bu bağlamda çeşitli görevler yapılıyor ve yapılacaktır. O açıdan ben ilk günlerden itibaren ne söylediysem, hepimizin almak istediği mesajlar da bunlar. Dolayısıyla bu tip problemleri, farklı düşünceleri konuşarak görüşecek, nihayette bir hukuk düzeni içinde, itirazlar olur, mahkemeler olur, şiddetten uzak bir şekilde bunlar çözülür. Ben bu şekilde olacağına da inanıyorum. Ama şiddete fırsat vermemek gerekir. Bu yakışmaz. Türkiye'de değil sadece başka ülkelerde de şiddete müsaade etmezler. Onun için ben uluslararası basına duyurmak isterim; Türkiye'de olup bitenler farklıdır. Bunlar temek hak ve özgürlükler veya demokrasi talebiyle değil ama başka talepleri olan insanların, sesini duyurmak istedikleri için Gezi Parkı'ndaki gösterileri vardır ama bir de bunun ötesinde dün de dolduğu gibi şiddete başvuranlar bu da ayrı bir şeydir. Kurallara herkesin uyması gerekir. Kurallar çerçevesi içersinde en aykırı fikirler, düşünceler de tabi ki söylenebilir. Konuşmak, dinlemek demokratik olgunluğun gereğidir."

-"BİREBİR ONLARLA GÖRÜŞMESİ GÜZEL ŞEYLER"-

Cumhurbaşkanı Gül, kendisinin yaptığı "mesaj alınmıştır" açıklamasının anımsatılması ve bunu Başbakan Erdoğan'a iletip iletmediğinin sorulması üzerine, "Olabilir tabi yani ilk günün bir karmaşası vardı herkeste" yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan'ın bugün yapacağı Gezi Parkı görüşmelerini anımsatan Gül, "Onların da düşüncelerini birinci ağızdan öğrenmek için görüşüyor. Birebir onlarla görüşmesi güzel şeyler. Başında demokratik olgunlukla bunları karşılayacağız dedim. Bunlar kesinlikle zafiyet değildir. Bunun bilinmesini isterim. Bunların hepsi demokratik olgunluktur. Bütün vatandaşlarımızın farklı fikirleri, aykırı düşüncesi olabilir. Olacaktır ki o zaman zaten ülkenin demokratik olduğu ortaya çıksın. Türkiye bunları başarabilecek bir ülkedir" diye konuştu.

-"TÜRKİYE'DE OLUP BİTENLER GAYET ŞEFFAF"-

Türkiye'nin açık bir toplum olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz başka ülkelerde olup bitenleri nasıl seyrediyorsak, Türkiye'de olup bitenleri başkalarının seyredebilir. Bunların içerisinde kimi iyi gazetecilik yapar kimi yapmaz. Kimi iyi yayıncılık yapar, kimi farklı yayın yapar. Bunlar bütün bu kuruluşların inandırıcılığı ve ilkesiyle ilgili konulardır. Biz başkalarında olup bitenleri nasıl seyrediyorsak, onlar da bizde olup bitenleri seyrederler. Olaylar anlatılırken, bunların çevresi, nitelikleri de güzel bir şekilde anlatılırsa yanlış imaj ve bilgiler verilmemiş olur. O açıdan Türkiye'de olup bitenler gayet şeffaf. Ortadoğu ülkelerinde olaylar olurken ne büyük maliyetleri oldu. O çok büyük olayların olduğu, temel hak ve özgürlükler için sokağa çıkılan ülkelerdeki polislerin yaptıklarına, güvenlik güçlerine bir bakın neler oldu oralar. Bu açıdan biz yerli yerli oturarak analiz etmemiz gerekir. Başkalarını çok suçlamayalım. Türkiye'de de farklı, televizyonlar, gazeteler kendileri açısından farklı farklı yansıtıyorlar."

-"BARIŞÇI BİR ŞEKİLDE İNSANLAR GÖRÜŞLERİNİ İFADE EDEBİLİR"-

Gül, bir gazetecinin "Demokrasi yalnızca sandık değil' demiştiniz. Başbakan da aksi yönde bir görüş açıkladı. Bir görüş farklılığı var mı?" sorusuna, "Şimdi ben bir konuşma yaparım, şu yaptığım konuşma içerisinden de öyle bir cümle alırsınız ki başka bir şey olur. Konuşmaların tamamına bakmak lazım. Ben bugün neden bahsediyorum; Türk demokrasisinin Batı kriterlerinde demokratik standartlara ulaştığını, noksanlıklarımızı da kapatmak için uğraştığımızı söylüyorum. Bu ne demektir; tabi ki bir ülkeyi kim yönetecek? Bunun temel kuralı demokrasi, çoğulcu seçimlerdir. Açık şeffaf seçimler, millet iradesiyle sandıktan çıkan bu bir temel husus. Ama gelişmiş demokrasiler, ileri demokrasilerde, biz de öyleyiz, bunun ötesinde yapılacak şeyler var. Barışçı bir şekilde insanlar görüşlerini ifade edebilir, yazabilir, çizebilir, anlatabilir, dolayısıyla bütün bunlar gelişmiş demokrasilerin bir parçasıdır. Başbakan da ileri demokrasi derken bunları kastediyor" cevabını verdi.

-YANLIŞI İSTANBUL POLİSİ DE, YÖNETİMİ DE GÖRDÜ"-

Yanlışların görülmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, "Yanlışları görmemiz ve yanlışlara biz "bu yanlış oldu' demezsek o zaman bu da işte olgunluğumuza yakışmaz. İlk gün Gezi Parkı'nda olanlar yanlıştı maalesef. Bunu İstanbul polisi de, yönetimi de gördü. Yanlışta ısrar ederseniz inandırıcılığınız gider. Bunu hepimiz gördük" dedi. (ANKA)

En Çok Aranan Haberler