Güldü ve güldürdü. Hem de kahkahalarla. Sevdi ve sevildi. Fırtınalı denizlerde. Siyasetten de anlardı, pilav yapmaktan da. Bir tek para işlerine kafası basmazdı. O yüzden para değil, dost biriktirdi hayatı boyunca. Ekranları başında, tiyatro koltuklarında; milyonlarca… Güle güle büyük usta…
(Savaş Özbey/Hürriyet)
18 Nisan 1943
Aslen Kıbrıslı bir ailenin altı çocuğundan biri olarak İstanbul'da doğuyor. Robert Kolej'de okuyor.
1958
15 yaşında babasını kaybediyor; annesine yardımcı olmak için çalışmak zorunda. MTTB tiyatrosuna başlıyor. Arena, Genar ve Ulvi Uraz tiyatrolarında çalıştı. Metin Akpınar'la tanışması bu döneme denk geliyor.
1959
Yine fakirlik... Metin Akpınar'la aç kalmamak için tahta kaşık boyayıp satıyorlar. İmdatlarına Haldun Taner yetişiyor: Devekuşu Kabare...
1965
‘Hababam Sınıfı' oyununda ‘Tulum Hayri' rolü
1972-74
Film çevirmeye başlıyor ve Metin Akpınar ile birlikte Türk sinemasının efsane ikilisi oluyorlar. İlk filmi ‘Karaoğlan Geliyor'da ‘Çalık' rolü. ‘Köyden İndim Şehire'de ‘Himmet Ağa' ve ‘Mavi Boncuk'ta ‘Şeker Kamil' rolleri...
1975
Kandemir Konduk'la bu dönemde tanışıyorlar ve siyasi mizahın temelleri atılıyor.
1976
Sonradan şarkıcı olacak kızı Zeynep Alasya doğuyor.
ZEYNEP ALASYA: Uslu bir çocukmuşum. Bu nedenle de beş-altı yaşımdan itibaren babam beni çanta gibi her yere taşıdı. İzmir'e turneye giderdi, üç ay kalırdı. Ben arada yanına gider kalırdım, ona omletler yapardım. Babam çok iyi dolma, çok iyi pilav yapardı. Giderken melekler gibiydi. Çok mutlu gitti. Bir elinde benim diğerinde Jülide'nin eli vardı.
KANDEMİR KONDUK: O dönemki siyasi yanlışları sahneliyorduk. Süleyman Demirel kaç kez, kendisinin eleştirildiği oyunları kahkahalarla izledi. Bugün öyle bir ortam, hoşgörü yok.
1977-78
Oyunculuğun yanında yönetmenlik de yapıyor. ‘Aslan Bacanak' hem oynayıp hem de yönettiği filmlerden biri. ‘Mirasyediler', ‘Güler misin Ağlar mısın', ‘Nereden Çıktı Bu Velet', ‘Petrol Kralları'... Artık beyaz perdede de ‘Zeki' olarak tanınıyor.
1984
‘Beyoğlu Beyoğlu', ‘Aşkolsun', ‘Reklamlar', ‘Deliler', ‘Yasaklar' gibi Devekuşu Kabare oyunları kapalı gişe oynuyor. Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisinin bir kadın partnerleri var: Nevra Serezli....
NEVRA SEREZLİ: Oyun aralarında, kuliste çok neşeliydi. Keyif alırdı insanları güldürmekten. Sahnede de bunu yapardı. Seyircinin anlamayacağı, sadece aramızda geçen konularla ilgili göndermeler yapıp bizi sahnede güldürür ve mutlu olurdu.HALE SOYGAZİ: Zeki ile ‘Nereden Çıktı Bu Velet'te çalışıyorduk. Ulus'ta ev tutmuş kendine. "Çok güzel, ağaçlıklı, yeşil” diye methetti. Doğayı ve yeşili çok severdi zaten. Merak ettim ve hep birlikte eve bakmaya gittik. O zaman Ulus gerçekten yeşillikler içinde. Hemen biz de ev tuttuk orada. Komşu olduk.
Perran Kutman Zeki Alasya'ya 46 yıldır tanışıyordu. Turnede gece kaçıp eğlenmeye gitmek istiyorduk. "Misafirimin doğum gününe” diyordum. Yalan... İki gün sonra yine karşılaşıyorduk, unutup, yine aynı yalanı söylüyordum. "Geç odana çabuk” diyordu, "Kaç kere doğuyor senin misafirin!” Perran Kutman: Zeki'nin bana karışma hakkı vardı. Gençliğimde ilk defa kaşlarımı düzelttiriyordum. Gayet güzel boyamışlardı. Sonra boyayı sildiğimde bir baktım, hiç kaşım kalmamış. "Eyvah şimdi Zeki'ye ne diyeceğim" demişim…
1987
19 yıllık eşi Oya Alasya'yla boşanıyor. Aynı kabarede beraber çalıştıkları Sema Yunak'la ilişkisini "15 yıla yakın fırtınalı beraberlik” diye anlatıyor.
SEMA YUNAK: 16 yaşında Türkiye güzeli seçildim. 18 yaşında da oyunculuğa başladım. O dönem en kaliteli işleri onlar yaptığı için onlarla çalıştım. Zeki'yle ilişkimden dolayı değil. Zeki'nin karizması şöhreti değil, insanlığı önemliydi benim için. Hiçbir zaman Zeki, ben onun sevgilisiyim diye beni oynatmadı. Ben de böyle bir şeyi tercih etmedim.
1990
Bedrettin Dalan'ın kurduğu Demokrat Parti'nin genel başkan yardımcısı oldu.
1992
Metin Akpınar'la birlikte televizyonda ‘Zekimetince' adlı güldürü programı.
1993
Yine Metin Akpınar'la hastane dizisi...
1998
Devlet Sanatçısı unvanı
1999
‘Güle Güle' filminde yıllar sonra tekrar Metin Akpınar'la birlikte. Onlara Yıldız Kenter, Harun Kolçak, Haluk Bilginer, Ayşegül Aldinç, Serra Yılmaz eşlik ediyor.
2002
‘Rus Gelin'deki federasyon başkanı rolü.
2008
Kendisinden 23 yaş küçük olmasına rağmen "Beni idare eden sakin limanım” dediği Jülide Atak'la evlilik. Nikâh şahidi, ‘patron' diye hitap ettiği Türker İnanoğlu...
1976
2004
Yıllar sonra tekrar komiser: ‘Cennet Mahallesi'. Ve ‘Yabancı Damat'ın ‘Ökkeş Usta'sı...
2014
‘Akasya Durağı', ‘Arka Sokaklar' gibi birçok TV dizisinden sonra nihayet ‘Mehmet Ağa' rolüyle ‘Küçük Ağa' dizisinde.
TÜRKER İNANOĞLU: Zeki, Yeşilçam'dan hayatta kalan üç-beş arkadaşımdan en yakın olanıydı. Adam gibi adamdı. İki sinema filminde de yönetmen oyuncu olarak beraber çalıştık. Son 10 senemiz devamlı birlikte geçti. Ne zaman üzülsem, sıkılsam, "Gel patron biraz hava alalım” diye moralimi düzeltmeye çalışırdı. Sinema ve tiyatromuzdaki eğitimli nadir sanatçılardandı.
MÜJDAT GEZEN: En son ‘Cennet Mahallesi' dizisinde beraber oynamıştık. Zeki'nin gülmediği zaman hemen hemen hiç yoktu. Kelimelere dökemiyorum içim yanıyor. Parayla hiç işi olmayan, dost biriktiren bir insandı. Zeki'nin gülmediği zaman hemen hemen hiç yoktu. Büyük bir sanatçıyı, büyük bir dostu kaybettik. Ama hepsinden önemlisi bizi güldürerek düşündüren çok önemli bir hiciv ustasını kaybettik.
Arda Turan (Sporcu): Biz sayı saymayı, nerede kaldığımızı unutup her seferinde baştan başlamayı senden öğrenmiştik. Nur içinde yat büyük usta Zeki Alasya.
Hülya Koçyiğit: Şu an konuşmak ve onu tanımlayabilmek de çok zor. Ben hastalığının bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum. İnsanlar onu çok güler yüzle hatırlasın istedi herhalde. Allah tüm onu sevenlere sabır versin. Ama filmleri var. Bundan sonraki nesiller hep onun filmleri ile büyüyecek.
Hayko Cepkin (Müzisyen): Şimdi biz aramızda hep kullandığımız 'Allaaaah Metiiiin' seslendirmesini yaparken çok üzüleceğiz...
Ali Sunal (Oyuncu): Ne güzelsiniz ne büyük güzellikler miras bıraktınız... Ve şimdi kavuştunuz. Babam gittikten sonra...
Sen bizi güldürdün ya Uğur VARDAN Zeki Alasya, partneri Metin Akpınar'la sinemamızın en akılda kalıcı tiplemelerine imza atan sanatçılarımızdan biriydi. İşte beş maddede Alasya'nın bize hatırlattıkları...
Sinema tarihinde ‘Komik ikililer'in yeri ayrıdır. ‘Stan Laurel ve Oliver Hardy'nin açtığı yoldan sonraları Jack Lemmon ve Walter Matthau ya da İtalyan patentli, bizde ‘Yavru ile Kâtip' olarak bilinen ‘Franco e Ciccio' (Franco Franchi ve Cicico Ingrassia) gibi isimler geçmiştir. İşin bu coğrafyadaki uzantılarında ise Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisini buluruz. Dolayısıyla Alasya'ya ilişkin acı haberi aldıktan sonra Akpınar'ın "Diğer yarımı kaybettim” ifadesi o kadar önemli bir saptamadır ki...
Zeki Alasya bize insanın servetini sayarken başka şeylerle uğraşmanın nafile olduğunu da göstermişti. Malum sinemamızın unutulmaz komedi klasiklerinden ‘Köyden İndim Şehire' filminde dört kardeşin en büyüğü olarak ‘Himmet Ağabeeey' ‘altınlar'ı sayarken diğerleri araya girip dikkatini dağıttığında hep başa dönerek servetini saymanın ne kadar önemli bir iş olduğunu bize bizatihi kanıtlamıştır!
Sanat-sanatçı cesurdur, vicdanlıdır, baskı, sansür dinlemez. En azından onlar bize böyle bir mirası bıraktılar. ‘12 Eylül faşizmi'ne karşı Kandemir Konduk'un yazdığı ‘Yasaklar' oyunu bugün bile tazeliğini her dem koruyan enfes bir taşlamadır... Zeki Alasya-Metin Akpınar öncülüğünde Devekuşu Kabare'nin medar-ı iftiharı işlerden biridir ‘Yasaklar'...
Sinemada mimiğin ne denli önemli olduğunu hatırlatan ‘yerli' temsilcilerimizden biridir Zeki Alasya. Partneri Metin Akpınar'ın söze, nükteye ve taklide dayalı diyalogları karşısında o da cevabını çoğu kez mimikleriyle verir. İkili arasındaki pas alışverişinin kısa bir tarifidir adeta bu durum. Yüzünü bin bir şekle sokar ve dudaklarından adeta alametifarikası olan o kısa ifade dökülür: "Vıyyyyyy....”
Hulusi Kentmen'den sonra ‘Dede' profilinde sorunlar yaşadı sinemamız. Kentmen ‘İyi kalpli patron'un yanı sıra ‘Tonton dede'nin de simgesiydi. Zeki Alasya son dönemde özellikle dizilerde böylesi bir yerin yeni ifadesiydi. Ayrıca bir Yeşilçam taşlaması olan ‘Ömerçip'te canlandırdığı karakterin ismi de ‘Tonton dede'ydi.