NEW YORK (ANKA)- Fethullah Gülen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'ye dönmesi yolunda yaptığı çağrıyı, "Türkiye'deki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha ömrüm vefa ederse burada kalmayı ülkeme, milletime, ülkemde olan o şeylere zarar vermemek için dönmeyeceğim" şeklinde yanıtladı.
[
](http://video.mynet.com/habervideo/Basbakan-a-aglayarak-yanit-verdi/1456610/)
Başbakan Erdoğan'ın önceki akşam TT Arena'da düzenlenen 'Türkçe Olimpiyatları' kapanış töreninde, 1999 yılının Mart ayından beri ABD'nin Pensilvanya eyaletinde kendine ait bir çiftlik evinde yaşayan Fethullah Gülen'e, Türkiye'ye dönmesi yolunda yaptığı çağrıya yanıt geldi. Gülen, dün çiflik evinde yaklaşık yüz kişinin katıldığı ikindi sohbetlerinde kamera karşısında Erdoğan'ın çağrısını yanıtladı. Gülen'in dün ABD yerel saatiyle 17.15'de yaptığı sohbet konuşmasında çarpıcı açıklamalar yer aldı.
[
](https://www.mynet.com/erdogandan-gulene-davet-110100636054)
Gülen, gözyaşlarına hakim olamadığı ve hıçkırarak ağladığı konuşmasında, "Türkiye'deki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha ömrüm vefa ederse burada kalmayı ülkeme, milletime, ülkemde olan o şeylere zarar vermemek için dönmeyeceğim" dedi.
Gülen ile birlikte Pensilvanya'da ki çiflik evlerinde yaşayan herkul.org ekibine ait sabit kamera tarafından gerçekleştirilen çekimler, Gülen'in konuşmasını tamamlamasının ardından sitede yayınladı.
-SALONDA BULUNANLAR DA AĞLADI-
Gülen'in konuşması sırasında duygulu anlar yaşandı. Gülen Erdoğan'ın çağrısıyla ilgili soruyu cevaplarken gözyaşlarına hakim olamayıp ağlamaya başlaması salonda kendisini dinleyenleri de ağlattı. ANKA'nın Gülen'in konuşmasını Pensilvanya'da ki çiftlik evinde dinleyen kişilerden elde ettiği bilgiye göre, konuşmasını gözyaşları içersinde sürsüren Gülen'in ağlamaya başlaması salonu dolduran yaklaşık yüz kişiyi de ağlattı. Gözyaşları içerisinde sürdürdüğü konuşmasını "Kusura bakmayın diyecek halim kalmadı" sözleriyle yarım bırakan Gülen, salonu terk edip doğruca odasına çekildi. Gülen'in aşırı duygusal ve hüzünlü hali salonda bulunanları şoke etti.
Salonda bulunan bir kişi, "Gülen'i ilk kez bu kadar aşırı duygusallık içerisinde gördüm. Konuşmasını normalden çok kısa kesti. Konuşmasının ardından hemen odasına çekildi. Salondakiler gözyaşları içerisinde kaldı, hepimiz ağlıyorduk. Kendi aramızda onun aşırı duygusal olduğunu konuştuk" dedi.
Pensilvanya'da bulunan çiflikte yeni inşa edilen evde dün gerçekleşen ikindi sohbetleri sırasında önce kendisine "Türkçe Olimpiyatları'nı dil eğitimi üzerinden değerlendirmek doğru mudur?" sorusu ile "Dünü bugünü, yarını ve gayeleri açısından Türkçe Olimpiyatları"yla ilgili düşüncesisoruldu. Gülen, Türkçe Olimpiyatları'nın sadece Cemaat'in bir başarısı olarak ifade edilmesinin doğru olmayacağını belirterek, bu başarılı organizyonun tüm Türkiye'nin bir başarısı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ardından Gülen'e "Sayın Başbakan'ın hüzünlü gurbeti bitirme davetiyle alakalı mülahazalarınızı lütfeder misiniz?" sorusu yöneltildi.
-"ERDOĞAN'IN ÇAĞRISI İLK DEĞİL"-
Gülen soruya, "Şimdi bunu hemen söyleyeyim, orda o kendine yakışanı yaptı. Fakat o ilk değil onu söyleyeyim. Sayın Cumhurbaşkanı da O da açıktan açığa dedikleri de oldu bir vasıta ile bana ulaştırdıkları da oldu. söyledikleri de de oldu daha başka ricari devletten daha başkaları da kendilerine yakışan o cihan mertliği her zaman sergilediler. Bugüne kadar. Ben defaatla duydum. Yanıma gelen, aynı zamanda o arkadaşlardan yanıma gelen kimseler de aynı şeyleri teklif ettiler. Artık Türkiye'ye gelme zamanı değil mi, filan dediler. Şimdi onlar onu yapmada kendilerine düşen. kendilerine yakışanı yapıyorlar. Ben bu mevzuda ben demek de çok çirkin bir şey de, ben de bana kanaitaizemce bana yakışanı yapmam lazım. Şimdi onlar davet ederler , gel derler normal. Millet de onlar davet etmeleri lazım geliyor gibi onlara bakabilirler ve nitekim zannediyorum orada alkışın ritmi dozu biraz yükselince de heralde öyle bir talep şeyi imajı aldı Sayın Başbakan. Ondan da anlıyorum da dedi yani ordaki anlayışını ortaya koydu. Halk da öyle diyebilir yani onlar çağırdığı zaman çağırmasalar ben gidemem, Türkiye emin, böyle güvenlikli bir yer değil dolayısıyla başıma gayile açarım, dert açarım başıma. Arz edeceğim şeyler böyle yakışıksız şeyler olabilir de ben hiçbir zaman böyle başıma dert açacağım mülazası yaşamadım yani" yanıtını verdi.
-"12 EYLÜL'DEN 6 SENE ŞAKİ GİBİ KAÇTIM"-
Gülen şöyle devam etti:
"Yani 27 Mayıs gördüm ben, tekdir gördüm. Hatta ölümle şey yapıldım bir yönüyle. Yani karşıma çıkan bir emniyet amiri merdivenlerin başında eğer dur demeseydi o dramatik filimlerde olduğu gibi dirseğini kaldırmıştı beni merdiven boşluğuna atacaktı ordan ifadeye götürürken. Dur deyince durdu orada. Sonra da beni kovdu oradan, ne arıyorsun burada caminin imamı yani. Askere gitmemişim daha. 12 Mart ondan sonra geldi. 3 sene mahkeme sürdü. Ben 3 sene mahkumiyet aldım. Bir sene de sürgün aldım. ve aylarca içeride kaldım. Ama seve seve gittim yani hiç şikayet etmedim. Şikayet ettimse siz de bilirsiniz. 12 Eylül'de bir şaki gibi 6 sene kaçtım sadece. İçeriye girenler dediler ki, gireni iflah etmiyorlar.
Rahmetlik askeriyeden ayrılma Cahit Efendi aman Hocam dedi bana. İçeriye girdi çıktı. Ben de kader başta böyle beni teslime götürmeyen bir yol ira etti bana ben de o yolda yürüdüm, Teslim olmayı düşünmedim. Suiniyetliymiş insanlar. Kötü şeyler düşünüyorlarmış. Daha önce çok kötü şeyler düşündüklerine göre bu zamanda kötü şeyler düşünüyorlarmış. Daha sonra 28 Şubat, 27 Nisan meseleleri oldu. O dönemde de tehditler oldu.
-"DEVLETİN BAŞINDAKİ İNSAN 'GEL DURUM DEĞİŞTİ' DEDİ"-
Hatta ben yine Amerika'daydım 97'de. Devletin başındaki insan bir yerde önemli bir değişiklik olunca bana telefon etti, devletin başındaki insan. Gel dedi artık durum değişti. Bura emniyet ve güven içinde dedi. Gittim yine hastane için Mayo Kliniği'ne geldim ben. O zaman tedaviye geldim yani. Belki stend taktırmaya geldim o zaman işte o gelişte de kaldı öyle. Aslında şahsım adına endişe dumadım ben."
-EVLENMESİNİ İSTEYEN AMCASINA: "BEN SİZİN DİNİNİZDEN DE ŞÜPHE EDİYORUM"-
Gülen, kamuoyunun kendisinle ilgili merak ettiği bir çok sorunun da cevabını verdiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü dünyaya beni bağlayacak hiç birşeyim yok. Bunları desem biraz iddia gibi olur. Bir dikili taşım olmadı. Çoluğum çocuğum olmadı. İleriye matuf bir heasbım da olmadı. Bunları ben mensubu olduğum. gönlümü verdiğim gayeyi hayal yaptığım davama düşünceme hep aykırı saydım. Burada utanarak birsey arz edeceğim size. Askerliğim esnasında bana annem babam amcamı araya koyarak ve bütün büyüklerim orda başımda bana hayatını değiştirme dediler çok cazip bir teklif sunduklarında arkasında yürüdüğüm amcama ben sizin dininizden de şüphe ediyorum dedim. Din böyle künde künde üstüne giderken ben boynumu ona kaptırmışım bir de ayağıma böyle bir pranga vurusanız sırtım yere gelir benim dedim. Ben öyle şeyleri hiç düşünmüyorum. Hiç düşünmüyorum dedim. Çok sevdiğim Yaşar Hoca, İzmir'e geldiğim zaman da boynuma sarıldı Kestane Pazarı'nın avlusunda. Yav hoca dedi, falan dedi. Hocam dedim hiçbir zaman aklımdan geçirmedim ben öyle bir şeyi. Ben sadece kendimi bu işe vakfettim . Başka şey düşünmeyi kendime haram sayıyorum. Objektif değil, herkes için değil. Ben zayıf bir insanım. İki şeyi birden taşıyamam diye, tek şeyi omuzumda taşıyayım diye. Boynuma sarıldı, sen de beni dinlemazsen kim dinler dedi. Ağladı, öyle mahsun bıraktım onu. Dünya adına hiç bir sevdam olmadı. Hiç bir şeye bağlanmadım. Hayatımı çok cazip şeyler ayağımın ucuna kadar geldiği halde bu da benim için olsun falan demedim, düşünmedim. Tek şey namı celili Muhammedi dört bir yanda şehval açsın istedim ben. Ama o mevzuda denecekleri doğru diyemedim. Söylenecekleri söyleyemedim. Nefsimi karıştırdım. Sesim ayarlayamadım."
-"BENİ ASARLAR DİYORDUM ASMADILAR"-
Konuşmasının bu bölümünü gözü yaşlı ve ağlayarak sürdüren Gülen, "Sizin sorunuza geleyim, ben şahsım adına endişe duymadım. Hatta 45 yaşındayken 'belki beni asarlar' diyordum. 44'te asmadıklarına göre 55 o da onbirin bir katı dedim. Belki o zaman asarlar. 66 oldu. Belki o zaman asarlar dedim asmadılar. Ben hep o hülyalara bağlı yaşadım. Rabbim buna şahit kalbim herkese dahi o biliyor benim" dedi.
-"DÖNERSEM TÜRKİYE'DE OLUMLU ŞEYLERE ZARAR GELEBİLİR"-
Gülen, konuşmasının özellikle Erdoğan'n geri dönmesi yolunda yaptığı çağrıyı değerlendirdiği bölümünde, "Bir gayeyi hayaliniz varsa, bir mefküreniz varsa, o da o Türkiye'de yeni yeni probemlerin olmaması, bir kısım huzursuzlukların çıkmaması, bir kısım kazanımların hafizinallah kaybedilmemesi için yüzde bir ihtimalle oraya gitmeniz bu hususlara zarar verecekse işte ben o endişeyle, şahsım adına değilde o endişeyle gitmek istemem. O endişemi de izale edebilecek bir tablo görürsem o zaman fakirin bileceği şey benim bileceğim sey demek yine benlik kokuyor. Benim bileceğim şey demiyeceğim. Fakirin bileceği şey gittiğimde oraya birileri, işin rövanşı peşinde koşan birileri, bazı müesseselere zarar vermek suretiyle idareyi zor durumda yüzde bir ihtimalle bırakacaklarsa şayet, Türkiye'deki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha ömrüm vefa ederse burada kalmayı ülkeme, milletime, ülkemde olan o şeylere zarar vermemek için daussıla deyip sıla sevdasyla kahve içtiğim kahveleri bile böyle hatırlayarak, ve sonra ondan kaçarak burnumun kemikleri sızladığı anda ondan uzaklaşarak burada kalacak, yaşayacağım" ifadelerini kaydetti.
-"KADER BİRLİĞİ YAPTIĞIM ARKADAŞLARIMLA KARAR VERİRİM"-
Gülen şöyle devam etti:
"Bütün bu endişeler zail olduğu zaman oturur kendi arkadaşlarımla kader birliği yaptığıım arkadaşlarımla meseleyi detaylı görüşürüm ondan sonra bende arzu ediyorum. Burada öldüğüm zaman bile buraya gömülmek istemiyorum. Kendi ülkeme kendi toprağıma gömülmeyi arzu ediyorum. Gelirken bile burada ölürüm kalırım diye arkadaşlarıma demiştim paranızla bir yer alın, bize ait olsun Türk milletine ait olsun, oraya gömersiniz demiştim ama fakat sonra vazgeçtim. Kendi ülkemde ölmeyi ve kendi annemin ayaklarının dibine gömülmeyi arzu ederim. Bunu da benim vasiyetim sayın. Ama yaptığım şeylerde düşüncelerimde, planlarımda , gayretlerimde milletime ülkeme zerre kadar zarar gelmesine razı olamam. Yüzde bir ihtimalle bile olsa razı olamam ona. O talep eden arkadaşlarımız devlet büyüklerimiz kusura bakmasınlar. Talep etmeleri onların civan mertlikleri ama benim bu mevzuda böyle düşünmemde onlara karşı onların yaptığı şeylere karşı saygımın gereği kusura bakmayın diyecek halim kalmadı."