HABER

Gülen'le yolları hiç birleşmedi

14 Aralık’ın gerekçesi olarak gösterilen ‘Tahşiyeciler Cemaati’nin lideri Mehmet Ali Doğan, 25 yıl boyunca Muş’ta imamlık yaptı.

Gülen'le yolları hiç birleşmedi

İleri derecede görme kaybı bulunan Doğan, 2010’daki operasyon sonrasında 17 ay tutuklu kaldı. Doğan ve arkadaşları için iddianamede, “Direkt El Kaide’yle bağlantıları görünmese de aynı amaçla ülkemizde eylemler gerçekleştirdikleri görülmektedir” denilmişti.

GÜLEN Cemaati’ne yakın bazı medya kuruluşlarının yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 31 isme yönelik 14 Aralık Operasyonu’nun merkezinde ‘Tahşiyeciler’ adlı grup yer aldı. Gözaltına alınanlar, Tahşiyeciler hakkında ‘suç ve delil’ uydurmakla suçlanıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise operasyonda gözaltına alınanlarla ilgili dün Tahşiye Cemaati’nin öncüsü ‘El Hac Muhammed Ali Doğan’ lakaplı Mehmet Ali Doğan’ı kastederek, “17 ay iki gözü dahi görmeyen bir insanı tüm bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeriye alanlar işte bunlardı” dedi.

NUR HAREKETİ KÖKENLİ

Gülen Cemaati ile Tahşiye Cemaati arasındaki en önemli ortaklık, her iki cemaatin de referans kökeninin Said-i Nursi’nin temellerini attığı Nur Hareketi olması. Taraftarlarının “Zamanın güzelliği” anlamına gelen “Bedi-üz-Zaman” nitelendirilmesiyle övdüğü Said-i Nursi’nin öğrencisi Erzurumlu Mehmet Kırkıncı, Fethullah Gülen’in hocası kabul ediliyor. Gülen’in Nisan 2009 vaazında hedef gösterdiği iddia edilen Tahşiye Cemaati’nin öncüsü ‘El Hac Muhammed Ali Doğan’ lakaplı Mehmet Ali Doğan ise Said-i Nursi’nin öğrencileri arasında özel bir yeri bulunan emekli Albay Hacı Hulusi Yahyagil’in tedrisatında yetişti.

15 YAŞINDAN BU YANA RİSALE-İ NUR OKUYOR

Yahyagil’in 1986’da vefatına kadar ‘yolundan’ ayrılmayan, kendisini “15 yaşından bu yana Risale-i Nur okurum” sözleriyle tanıtan Mehmet Ali Doğan, 25 yıl boyunca Muş’ta imamlık yaptı, 1998 yılında emekli oldu. İmamlığı sırasında ağırlıklı olarak Muş, Elazığ, Bingöl ve Bitlis çevresinde cemaatini büyüttü. İleri derecede görme kaybı bulunan Mehmet Ali Doğan, emekliliği sırasında cemaatiyle aynı ismi taşıyacak olan Tahşiye Yayınevi’nin 2004 yılındaki kuruluşuna öncülük etti. Yayınevi Said-i Nursi’nin ‘Risale-i Nur’ adı verilen eserleri için yazdıkları ‘Risale-i Nur Şerhleri’ ile tanındı. Kendisini “Hz. Muhammed’in tebliğine sımsıkı sarılan sahabe-i kiramın yürüdüğü yoldan yürümeye ve bu istikametten taviz vermemeye kararlı kişiler” olarak nitelendiren yayınevinin yayınladığı şerhlerin hemen hemen tümünde Mehmet Ali Doğan’ın imzası vardı. Tahşiyeciler aynı zamanda Nur Hareketi içindeki ‘Mehdi’ düşüncesine en güçlü vurguyu yapan cemaat olarak da öne çıktı.

SELEFİ DÜŞÜNCESİNE ATIF

Yaklaşık 10 yıl öncesine dayanan aktif yayıncılık faaliyetleri Mehmet Ali Doğan’ı, Hizbullah gibi Said-i Nursi’yi kendisine referans alan ikinci ‘radikal’ cemaat olarak öne çıkmasına neden oldu. Hizbullah’dan farklı olarak ‘Radikal’ atıflarının, El Kaide’nin de beslendiği ‘Selefi’ düşünceyle benzerlikler taşıdığı iddia edildi. Ocak 2010’da Mehmet Ali Doğan ve cemaatine yönelik operasyon başlatıldı. Doğan ve onlarca arkadaşı yaklaşık 17 ay tutuklu kaldı. Savcılık iddianamesinde Doğan ve arkadaşları için, “Direkt olarak El Kaide’yle bağlantıları görünmese de aynı amaç ve stratejiyle hareket ederek ülkemizde eylemler gerçekleştirdikleri görülmektedir” deniliyordu.

BU YAŞTAN SONRA MI ÖRGÜT KURACAĞIM

Vaazlarında, “Kılıç oynamazsa İslamiyet olmaz” ya da “Şu anda şeriatla amel etmeyen Mısır, Suriye, Türkiye, Pakistan, İran, Hindistan gibi Müslüman görünen ülkelerin cümlesi kırılacak. Gerçek devlet cihat yapabilecek iradeyi elinde bulunduran güçtür” gibi ifadeler kullandığı iddia edilen Mehmet Ali Doğan ise kendisini, “66 yaşındayım ve gözümde yüzde 90 oranında görme kaybı var. Ayrıca MS hastasıyım, başkasının yardımı olmadan hareket dahi edemem. Şimdiye kadar örgüt kurmadım da 66 yaşından sonra mı örgüt kuracağım” sözleriyle savunmuştu. Mehmet Ali Doğan, Fethullah Gülen ve Cemaati’nin Risale-i Nur eserlerine getirdiği yorumlara en sert itirazları yapan isimlerden biri olarak da öne çıktı. Ki kendisine yakın isimler, Rumuz-ul Kur’an adlı eserinde Gülen Cemaati’nin 2014 yılında çöküşe geçeceğinden bahsettiğine inanıyor.

O açıkladı

22 Ocak 2010’daki El-Kaide operasyonuna ilişkin basın açıklamasını dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler yapmıştı. Güler, şu detayları vermişti: “İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı, Ankara, Erzurum, Kayseri, Kırıkkale, Niğde ve Samsun il emniyet müdürlükleri ile radikal dini motifli bir terör örgütüne, yani El Kaide terör örgütüne yönelik olarak eşzamanlı ve müşterek bir operasyon gerçekleştirdi. 57 kişi gözlem altına alındı. 3 el bombası, 1 sis bombası, 7 tabanca, fişekler, hançer, kılıç ve çok sayıda örgütsel döküman ele geçirildi. Bazı örgüt üyelerinin El Kaide’nin Avrupa, Türkiye ve Suriye sorumlusu olarak bilinen Louai Sakka isimli şahısla ve daha önce de 15 -20 Kasım 2003’deki bombalama olaylarına karışan ve Irak’ta öldüğü anlaşılan Habib Aktaş ile de ilgili oldukları tespit edilmiştir.” (Hürriyet)

En Çok Aranan Haberler