Araştırmacı-Tarihçi Cezmi Yurtsever, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ailesinin yaşadığı olaylarla ilgili araştırmaları sırasında, Gül ailesinin kimlik ve kökenlerini aydınlatan önemli belgelere ulaştığını belirtti.
Gül'ün dedesinin, 1934 yılında "Gül" soyadını, Kayseri'nin merkez ilçesi Melikgazi'de yer alan Gülük Külliyesi giriş kapısı üzerinde bulunan Gül çiçeği motifinden aldığını ifade eden Yurtsever, "Gülük Mahallesi'ne de ismini veren külliyenin kuzeydeki ana taç kapısı üzerindeki çiçek motifi 'gül' şeklindedir. Bu gül, Müslümanların Allah inancı ve Peygamber sevgisini göstermektedir. Adı geçen Gülük Külliyesi, Selçuklu Sultanlığı zamanında ve 1210 yılında Danişment beylerinden hayırsever Atsız Elti Hatun tarafından yaptırılmıştır. Aynı yapı, 1334 yılında yaşanan depremden hasar görünce Gülük Alemüddin adındaki mimar tarafından onarılmış ve taç kapı üzerine de Gül kabartmalı bölüm yerleştirilmiştir" dedi.
Abdullah Gül'ün anne tarafından atalarının 13 ve 14. yüzyıllarda Sivas ve Kayseri tarafında ticari hareketleri ile tanınan Sarrafzadeler ve onu izleyen Satıoğulları ailesinden olduğunu belirten Yurtsever, "Türkistan coğrafyasından büyük göç ile Anadolu'ya gelen Türk asıllı insanlardır. 19. yüzyıl sonlarına doğru Kayseri ekonomisinde söz sahibi olan Ermeni sarraf ve banker Gülbenkyan ailesi ile de ilgisi yoktur" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Siirt'te yaşayan baba tarafından atalarının da, 1915 ve onu izleyen yıllarda yaşanan büyük göç esnasında Ermeni komitacıların baskı ve saldırılarından kurtulmak için daha güvenli olan İç Anadolu'ya göç ederek Kayseri'ye yerleştiğini belirten Yurtsever, şunları söyledi: "Çünkü Kayseri merkez şehrinde ve ana yol güzergahlarında Osmanlı'nın Mülteciler Umum Müdürlüğü'nün yerleşim yerleri, çadır kampları ve barınma, sağlık merkezleri vardı. Osmanlı arşivinde bulunan 234 nolu ve 1916 tarihli Mülteciler Umum Müdürlüğü Haritası Rus ordusunun işgalinde bulunan Sivas-Giresun-Diyarbakır'ın kuzeyinde kalan topraklardan İslam ve Türk unsurlarının kitleler halinde göç ettiklerini göstermektedir. Bu olaylar sırasında Siirt yöresi General Antranik'e bağlı Ermeni İntikam Alayı'na mensup silahlı güçlerin saldırı ve toplu katliam alanıydı. Daha önce 1894 ve 1901 yıllarında Ermeni komitacılar Siirt ve Sason yöresini eylem merkezi olarak seçmişler, yörede yaşayan Ermeni-Türk-Kürt topluluklar arasında etnik parçalanma, ayrılık ve savaş ortamı yaratmayı amaçlamışlardı. Siirt yöresinde yaşayan aynı yörede kurulan Artuklu Türkmen ve daha sonra Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı döneminde de şehirli eşraf ailesi olarak yaşayan Hacı Abdullah Efendi, ailesini muhtemel bir Ermeni katliamından kurtarmak üzere bulunduğu toprakları terk ederek daha güvenli olan Kayseri'ye göç ederek yerleştirmiştir. Abdullah Gül'ün babası Ahmet Hamdi Bey'in doğum tarihi 1927'dir. Köken olarak da Türk asıllıdır. Bu bilgiler ışığında sayın Abdullah Gül'ün köken olarak Türk ve ailesinin de 1915 Ermeni tehciri-Müslüman halkın toplu göçü olayından etkilenen 'mağdur olmuş' kişiler olduklarını söyleyebiliriz."
Aynı iddiaların daha önce Devlet Bahçeli ve Necmettin Erbakan için de ortaya atıldığını hatırlatan Yurtsever, "Tarihin ışığında yapılan Abdullah Gül'ün köken araştırmaları sonucu onun Türk olduğunu gösteriyor. Ancak kamuoyunda hiçbir delile dayanmaksızın Abdullah Gül'ün etnik kökeninin Ermeni olduğunu söyleyerek kamuoyunu yanıltan Sayın Canan Arıtman özür dilemelidir" dedi.
İHA