Gümrük Bakanı Yazıcı, İzto Yönetim Kurulu Başkanı Demirtaş'ı Kabul Etti

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, çözüm sürecine ilişkin olarak,"Türkiye'nin en büyük projesi olan milli birlik ve kardeşlik projesinde hedeflediğimiz gibi Türkiye'yi terörden arınmış, herkesin özgürce konuşabileceği, birbirine sataşmadan konuşulanların tartışılacağı Türkiye’ye erişimi sağlarız. O zaman Türkiye’yi hiç kimse tutamaz" dedi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İzmir Ticaret Odası'nın (İZTO) yeni seçilen Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Yazıcı, İZTO'nun yeni seçilen yönetim kurulu başkanı ve üyelerini tebrik ederek, başarı dileğinde bulundu. Türkiye ekonomisinin dünya ülkeleriyle kıyaslandığında iyi bir seviyede olduğunu belirten Yazıcı, "Hepimiz ülke için çalışıyoruz. Ekonomik hayatın aktörleri sizlersiniz. Kamunun görevi sizin önünüzü açmak, engelleri kaldırmak, rekabet gücünüzü artırmaktır. Türkiye'nin ekonomisi dünya ekonomileriyle kıyaslandığında elbette ki iyi bir görünümdeyiz. Derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye'nin puanın artırılması önemli bir gelişmedir ama geç kalınmış bir karardır. O kuruluşlar mutlaka dünyada olup biteni hesaplıyorlar. Yani, onların da kendilerine göre bir siyasetleri var. Öyle derecelendirme kuruluşları mutlaka her şeyden arınmış, yalın bir şekilde değerlendirme yaptığını söylememiz pek mümkün değil. Yani, farklı bakışları var, eninde sonunda bunu ifade ediyorlar" dedi.

"FİNANS SEKTÖRÜ KAR GÖZETİRKEN SOSYAL SORUMLULUKLARINI UNUTMAMALI"

Finans alanında faaliyet gösteren tüm kuruluşların bankaların, sanayi ve ticari müesseselerin kar gözetirken, sosyal sorumluluklarını da unutmaması gerektiğini ifade eden Yazıcı, "Dolayısıyla finans sektörü, Türkiye'de faizlerin çok önemli ölçüde düştüğü bir süreçte daha önceki dönemlerde yapılmış kredi sözleşmelerine bağlı olarak onları sona erdirme noktasında yaptırımların veya tazminat oranlarının çok yüksek tutulması o sorumluluğa çok fazla uymaz. Aslında bunu bankaların gözetmesi gerekir diye düşünüyorum. Yani, biz yeri geldiğinde bunları hatırlatıyoruz. Ama 6111 sayılı kanun, tabii Türkiye’nin en büyük borç tasfiye kanunudur. Cumhuriyet döneminde de gerçekten devletle ilişkisi olup borcu olan her birey, hem kurumsal, hem kişisel olarak borcunu bir yapılandırmaya bağlayan ve bu tasfiyeyi amaçlayan bir kanuni düzenleme, kapsamı çok geniş. Elbette ki bunu yaparken de Hükümetimiz bir maliyet hesabı analizi yapmıştır. İşte 1 liralık bir tahsilat için 5 lira harcama yapıyorsun, olacak bir şey değil. Geçen de bir gazetede bir şey gördüm, çok ilginç buldum. Orada da 91 kuruş için adam hakkında ceza davası açıldığını gördüm, çok ilginç yani, tuhafıma gitti. Nihayet kanun öyle öngörüyorsa bunları da tasfiye etmemiz lazım. Kamuda görev yapanlar, sorumluluk altında bulunan insanlar, kamunun zaman israfını, kaynağın gereksiz harcanmasını önleyici o tür alanları, sorunları tasfiye edebilecek donanımda olması lazım" şeklinde konuştu.

İZMİR EXPO

İzmir'in Türkiye için önemli olduğunu ama hak ettiği yerde olmadığını ifade eden Yazıcı, "İzmir şehircilik açısından, dünya ticaretindeki stratejik duruşu itibarıyla çok daha iyi bir yerde olması lazım. Yani bu potansiyeli hep birlikte sağlayabiliriz, hem özel sektör, hem yerel yönetim, merkezi yönetim birlikte sağlayabiliriz. EXPO, Türkiye için İzmir önemli bir proje; tanıtım açısından, uluslararası duyarlılık açısından, ekonomi açısından. Türkiye ve İzmir bu hedefe odaklanmış durumdadır. Geçen dönem birtakım atraksiyonlar nedeniyle EXPO’nun İzmir’e gelmesini başaramadık. Ama bu sefer başaracağız. Buna yürekten inanıyorum" dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Yazıcı, çözüm sürecine ilişkin konuşmasında şunları kaydetti:

"Çözüm süreci dediğimiz Türkiye'nin en büyük projesi olan Milli birlik ve kardeşlik projesinde hedeflediğimiz gibi Türkiye'yi terörden arınmış, herkesin özgürce konuşabileceği, birbirine sataşmadan konuşulanların tartışılacağı Türkiye’ye erişimi sağlarız. O zaman Türkiye’yi hiç kimse tutamaz. Hele hele şu süreç, yaşanan şu süreç dolayısıyla insanlar yıllardır çıkamadığı, görmediği yaylalara çıkışlarını gösteren fotoğrafları görmek hepimizi mutlu ediyor. İnşallah bunu da birlikte sağlarız. Her zaman söylediğim gibi, bizim tabii kaynaklarımızı toplarız, büyümemiz şudur deriz, milli gelirimiz şudur, fert başına düşen gelir şudur, dolayısıyla ekonomik büyüklükle ülkenin gücünü ortaya koymaya çalışırız. Ama bizim en büyük gücümüz, en büyük sermayemiz de kardeşliğimizdir. Yani, bu ülkede olan bütün insanlar hiçbir ayrım yapmadan kardeşliğimiz en büyük zenginliğimiz. İnşallah bunu hep birlikte başarırız."