Gümüşhane, zengin doğal güzellikleri ile Türkiye’nin en çok ziyaret edilen şehirlerinden biridir. Yaylalar ve dağlarla çevrili bu bölge, ormanlar ve şelaleler gibi doğal zenginlikleriyle de dikkat çeker. Gümüşhane'deki doğal alanlar genellikle köylerde yer almakta olup, birbirine yakın mesafelerde bulunur. Şehirdeki ulaşım olanaklarının kolaylığı sayesinde, bu doğal güzelliklerin çoğu, bir ya da iki gün içinde rahatça keşfedilebilir.
Gümüşhane'nin tarihi, derin bir yerleşim geçmişine dayanır ve birçok medeniyetin izlerini taşır. İlk yerleşim, günümüzde Canca Mahallesi olarak bilinen alanda kurulmuştur. Canca Kalesi'nin yapım tarihi ise kesin olarak belirlenememekle birlikte, yapılan arkeolojik araştırmalar ve tarihi kaynaklar, kalenin daha eski dönemlere ait olduğunu göstermektedir. Kurtuluş Savaşı'nın ardından, Gümüşhane yeni bir yerleşim merkezi olarak seçilmiş ve 1924 yılında il statüsüne kavuşmuştur. Günümüzde, tarihi zenginlikleri ve kültürel mirasıyla Gümüşhane, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.
Limni Gölü, benzersiz manzarası ve doğal zenginlikleriyle dikkat çeker. Gölün etrafı, ladin, sarıçam, ardıç, köknar gibi ağaçlar ve mor çiçekli orman gülü ile sarı çiçekli orman gülüyle bezenmiştir. Bu bitki örtüsü, göl çevresine hoş bir koku ve görsel zenginlik katmaktadır. Gümüşhane'nin en çok beğenilen doğal alanlarından biri olan Limni Gölü, doğaseverlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir.
Limni Gölü Tabiat Parkı, doğa yürüyüşleri için çeşitli parkurlara sahip olup, ziyaretçilere uzun doğa yürüyüşleri yapma imkanı sunar. Ayrıca, göl manzarası eşliğinde huzurlu bir piknik yapmak için ideal bir ortam sağlar.
Torul ilçesinin Cebeli Köyü’nde bulunan Karaca Mağarası, sarkıtlar ve dikitlerle oluşturduğu etkileyici görüntüsüyle "yer altı sarayı" olarak nitelendirilmektedir. Denizden 1550 metre yükseklikte yer alan mağarada, farklı renk tonlarına sahip sarkıtlar ve dikitler, doğal bir görsel şölen sunar. Bu mağara, yer altı oluşumlarının büyüleyici örneklerinden biri olarak dikkat çeker.
Örümcek Ormanı Tabiatı Koruma Alanı, Gümüşhane'nin Kürtün ilçesinde yer alır. Bu alan, geniş köknar ve ladin ağaçlarıyla çevrili olup, bünyesinde 400 yılı aşmış ve 70 metreye kadar uzanan anıt ağaçlara ev sahipliği yapmaktadır. Doğanın büyüleyici güzelliklerini keşfetmek ve bu tarihi ağaçları yerinde görmek isteyenler için ideal bir ziyaret noktasıdır.
Gümüşhane'nin öne çıkan yaylalarından biri olan Kadırga Yaylası, Kürtün ilçesinde konumlanmaktadır. Şehir merkezinden yaklaşık 2 saatlik bir yolculukla yaylaya ulaşmak mümkündür. Kadırga Yaylası'nda her yıl temmuz ayının üçüncü cuma günü başlayan yayla şenlikleri, yaz boyunca her cuma devam eder. Gümüşhane gezisi sırasında bu şenliklere katılarak hem doğanın tadını çıkarabilir hem de çeşitli etkinliklerle eğlenceli bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Tomara Şelalesi, 40 farklı kaynaktan dökülen suları ile büyüleyici bir görsel şölen sunar ve Türkiye’nin görülmesi gereken şelalelerinden biri olarak öne çıkar. Halk arasında "Kırk Gözeler" olarak bilinen bu şelale, Gümüşhane'nin Şiran ilçesine bağlı Seydibaba Köyü'nde yer alır ve 1380 metre yüksekliğiyle dikkat çeker. 2011 yılında tabiat parkı statüsü kazanan şelale, yaklaşık 25 metre ve 15 metre yüksekliğinden etkileyici bir şekilde düşer, ziyaretçilerini büyüler. Tomara Şelalesi Tabiat Parkı'nda doğa yürüyüşleri, bisiklet turları ve fotoğrafçılık gibi çeşitli aktiviteler gerçekleştirilebilir.
Gümüşhane, doğal güzellikleri kadar lezzetleriyle ünlü de bir şehirdir. Özellikle pestil ve kömesi, hem Türkiye’de hem de yurt dışında büyük beğeni toplar. Ayrıca Gümüşhane’nin dut pekmezi, kuşburnu marmelatı ve karalahana dolması da oldukça meşhurdur. Şehrin yaylalarında yapılan doğal tereyağı ve süt ürünleri de çok lezzetlidir.
