HABER

Gümüşhane'deki Dipsiz Göl'ün rehabilitasyonu için çalışmalar başladı

Gümüşhane Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Alemdağ: - "Topoğrafyayla göl çerçevesi ve göl çanağının olduğu alana baktığımızda, alanda tahribat olmadığı gözlemleniyor. Bu alana su birikintisi de diyebiliriz. Bu tür alanları genelde birikinti suları olarak değerlendiriyoruz, doğada bu tür alanlar çok fazla olduğu için"

Gümüşhane'de define aranması için kazılan ve yörede Dipsiz Göl olarak anılan alanın rehabilitasyonu için akademisyen ve teknik elemanlardan oluşan ekip, çalışmalara başladı.

İl merkezine bağlı Dumanlı köyü sınırları içindeki alana gelen ekipler, gölde toprakla doldurulan alanı iş makinesi yardımıyla boşalttı.

Gölün içindeki toprak kamyonlarla başka alana taşınırken, alanın aslına uygun hale getirilmesi için ekiplerin alandaki çalışması sürüyor.

Alanda çalışma yapan ekipte yer alan Gümüşhane Üniversitesi Doğa Bilimleri ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Alemdağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, morfolojik açıdan mevcut topoğrafyayı incelediğini, alanın vadi tabanından 20 metre yukarıda olduğunu söyledi.

Buzul göllerinin genellikle dağların zirvelerinde, zirveye yakın eteklerde oluşan çanaklarda meydana geldiğini belirten Alemdağ, şunları söyledi:

"Bu, daha çok bizim için yamaç molozu çöküntüsünü andırmakta. Teknik incelemelerde bu durumu yansıtmaktadır. Topoğrafyayla göl çerçevesi ve göl çanağının olduğu alana baktığımızda alanda tahribat olmadığı gözlemleniyor. Bu alana su birikintisi de diyebiliriz. Bu tür alanları biz genelde birikinti suları olarak değerlendiriyoruz, doğada bu tür alanlar çok fazla olduğu için."

Jeolojik anlamda ortamda volkanotortul kaya kütlelerinden oluşan kireç taşları, kil taşları, marnlar ve tabanda volkanikler, andezit bazaltlardan oluşan sağlam bir kaya kütlesi bulunduğunu anlatan Alemdağ, şöyle devam etti:

"Yaklaşık 30 metre çapında bir yamaç molozu birikinti konisi bağlamında değerlendirdiğimiz bir çöküntü alanı. Buradaki çalışma alanının basında belirtildiği gibi buzul gölü olma olasılığı, teknik olarak benim kafama oturmuş değil. Buzul gölü, buzulların aşındırmasıyla oluşan çanaklardaki su birikintileri olarak tariflenirse buradaki topoğrafik eğime baktığımızda bu eğimde kaç metrelik bir buzul kütlesi oluşacak ki bunun mevcut jeolojik yapı üzerinde bir aşındırması olsun ve böyle bir çukur meydana getirsin. Bu durum açıkçası teknik olarak mümkün değil gibi görünmekte."

- "Doğu Karadeniz bölgesi çok sayıda çökel alana sahip"

Alemdağ, alanın Doğu Karadeniz bölgesinde oluşan topoğrafik çökmelerden biri olduğuna, bölgede bu türde çok sayıda çökel alan bulunduğuna işaret etti.

Teknik gözlemler neticesinde mevcut göl tabanının yamaç molozlarından oluştuğunun açık ve net olduğunu vurgulayan Alemdağ, "Yaklaşık 30 metrelik alanda yapılan kazı çalışması sonunda mevcut göl tabanının eski doğal haline getirilmesi bağlamında valilik nezdinde yürütülen bir çalışma var. Burası olasılıklara bağlı olarak 3-4 metreyi geçmeyecek derinlikteki küçük su birikintisi. Göl tabanı uygun hale getirilerek yağış sularına bağlı olarak bu bahar sonrası eski haline gelecektir. Doğa kendini toparlayacaktır." diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler