Ankara (AA)- TBMM Küresel Isınma ve Su Kaynakları Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk, Türkiye'de kişi başına günde 1 kilo 35 kilogram toplamda ise 65 bin ton katı atık üretildiğini söyledi.
Öztürk, yaptığı açıklamada, Türkiye'deki evsel katı atıkların yüzde 50–65'inin organik atıklardan, kalan kısmının ise kağıt, karton, tekstil, plastik, deri, metal, ağaç, cam ve kül gibi maddelerden oluştuğunu ifade etti.
Üretim ve tüketim alışkanlıklarında değişme, nüfus artışı, yaşam standartlarının yükselmesi ve teknolojideki gelişmelerin katı atık miktarlarını, kalitesini son yıllarda önemli miktarlarda değiştirdiğini anlatan Öztürk, "Ülkemizde kişi başına yaklaşık günde 1 kilo 35 kilogram toplam ise 65 bin ton katı atık üretilmektedir" dedi.
Yaklaşık 3 bin belediyeden sadece 18'inde düzenli katı atık depolaması yapıldığını belirten Öztürk, "Vahşi şekilde depolanan çöplerin yer altı ve yüzeysel su kirliliğine, haşerelerin üremesine, çevreye kötü kokuların yayılmasına, görüntü kirliliğine ve çeşitli hayvanlar aracılığıyla taşıyıcı mikropların yayılmasına neden oluyor" diye konuştu.
Katı atıkların sadece yüzde 39'unun düzenli depolandığını ifade eden Öztürk, "Ülkemizde önemli miktarda katı atık, çok sağlıksız şekilde bertaraf edilmektedir. Vahşi depolama yapılan bölgelerde yer altı ve yüzeysel suları, toprak ve hava kirlenmektedir. Belediyelerin her birinin ayrı ayrı katı atık bertaraf tesisi kurmaları mali ve teknik olarak mümkün değildir" dedi.
"Katı atık bertaraf veya geri kazanım tesislerinin özel sektör tarafından yapılması ve işletilmesi gerekiyor. Çünkü, kamunun görevi işletmecilik değil denetleme, izleme, raporlama ve yaptırımdır" diyen Mustafa Öztürk, bertaraf tesislerinin, Çevre ve Orman Bakanlığından lisans aldıktan sonra işletmeye açılması gerektiğini kaydetti.
Öztürk, şöyle devam etti:
"Belediyeler katı atıklarını ancak lisanlı toplama, taşıma ve bertaraf tesisi olan firmalara vermeliler. Bu konu ile ilgili olarak mevcut kanunlar yeniden düzenlenmelidir. Kamu İhale Kanunu'nda ve Belediyeler Kanunu'nda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Uzman olmayan kurumlardan alınan olurlar iptal edilmelidir. Bu işler süreklilik isteyen işlerdir. Kendini yenilemeyi ve yatırım yapmayı gerektirir. Dünya'da gelişen teknolojiyi izlemesi gerekir. Bu tür yapılanmalar firmalara kurumsal kimlik kazandırır."