Cilt bakımı her mevsimde dikkat edilmesi gereken bir unsur olsa da yaz aylarında dış faktörler sebebiyle cilt yapısının bozulması daha kolay oluyor. Yaz aylarında günlük cilt bakımının kış aylarından biraz farklılık göstermesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Başak Yalçın, yaz mevsiminde güneş ışınları dik olarak Dünya’ya geldiği için güneşten çok iyi korunmak gerektiğini vurguladı. Yaz mevsiminde güneş koruyucu kremlerin üzerinde çok durulduğunu belirten Yalçın, bunun tek başına yeterli olmadığını söyleyerek, “11.00 ile 16.00 arası direkt güneş ışığına çıkmamamız lazım. Çıkarken mutlaka siperli şapkalar, hatta şemsiye kullanmamız ve gözlük takmamız gerekiyor. Onun dışında açık renk ve terletmeyen giysiler giymemiz gerekiyor” diye konuştu.
Güneş koruyucu kremlerin dışarıya çıkmadan 15 dakika önceden sürülmesi gerektiğini kaydeden Yalçın, yaz döneminde bu kremlerin 2 saatte bir tekrar edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Faktör seçimi olarak biz 50 faktör ve üzerini öneriyoruz. Asıl koruyucu olanlar bunlar. SBF ile bahsedilen 50 faktör ve üzeri dışında güneşten koruyucunun aynı zamanda UBA filtresinin de olmasına dikkat edilmesi lazım. Yani güneşten dünyamıza gelen hem UBA hem de UBV’ye karşı koruyucu olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Ayrıca Yalçın, renkli güneş koruyucularının cildi daha iyi koruduğu bilgisini verdi. Güneşten koruyucuların genellikle nemlendirici gibi cilde yedirerek ve az miktarda uygulandığını açıklayan Yalçın, “Halbuki güneşten koruyucuların biraz daha çok sürülmesi gerekiyor. Yüzeyde bir tabaka oluşturması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Güneş lekelerinden korunmanın da temel prensibinin güneş ışınlarından korunmak olduğunu ifade eden Yalçın, “Genel güneşten korunma prensiplerini güneş lekelerini önlemek için de uygulamamız gerekiyor. Soyma ve lazer kozmetik uygulamalar özellikle cilt yapısını ve cilt bariyerini bozduğu için yaz döneminde uygulanmaması gerekiyor. Yüze uygulanan ağda uygulamalarının da yapılmaması gerekiyor” dedi.
Bu dönemde özellikle lekeli cilde lifleme ve fırçalama işlemlerinin yapılmaması gerektiğini belirten Yalçın, bu işlemlerin deri bariyerini bozarak leke oluşumunu artırdığını söyledi. Cilt bozulmalarında hormonal faktörlerin etkisinin büyük olduğunu söyleyen Yalçın, gebelerin, doğum kontrol hapı kullananların ve herhangi bir hormon tedavisi alan kişilerin güneşten çok daha iyi korunması gerektiğinin altını çizdi.
Yaz aylarında çok tercih edilen havuz ve deniz aktivitelerinden sonra cilt bakımına dikkat edilmesi gerektiğine değinen Yalçın, havuzun cilt yapısını bozabileceğini vurgulayarak, “Havuzdan ve denizden çıkınca bir an önce duş almamız gerekiyor. Havuzlarda çeşitli dezenfektanlar, klor ya da tuzlu su deriyi tahriş eden unsurlar. Bir an önce o suyun vücuttan atılması ve çok iyi şekilde kurulanmak gerekiyor. Nemli kalmak mantar enfeksiyonları için de risk oluşturuyor” diye konuştu.
Tüm bunların yanında cildin iyi bir nemlendiriciye ihtiyacı olduğunu söyleyen Yalçın, yaz mevsiminde kullanılan nemlendiricilerin biraz daha hafif olması gerektiğini belirterek, “Kışın cilt daha çok kuruyor ve bu nedenle yağ bazlı nemlendiriciler tercih ediyoruz. Ama yazın kullanacaklarımızın su bazlı losyonlar şeklinde olması uygun olur. Ama topuklarda ve ellerde merhem bazında güçlü nemlendiriciler kullanmamız gerekebilir” dedi.
Yalçın, nemlendirici seçiminin ise kişinin deri yapısına, mevsime ya da kullandığı bölgeye göre değişiklikler gösterdiğini kaydetti. Su içmenin tüm vücut sağlığında olduğu gibi cilt için de önemli olduğunu ama bunun tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Yalçın, “Ne kadar su içersem cildim o kadar nemli olur diye bir şey yok. Biz elbette çok su içmeye özen gösterelim ama cildi dışarıdan nemlendirici ve losyonlarla destekleyelim” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA