HABER

Güneş lekelerini ihmal etmeyin

Ultraviyole ışınlara maruz kalınması sonrası gelişen küçük, koyu sarıdan kahverengiye değişen lekeler tarzında görülen cilt lezyonlarının, deri kanseri habercisi olabileceğine dikkat çekildi.

Güneşin fotosentez, D vitamini oluşumunu sağlamak, ısı ve ışık yaymak, mikropları öldürmek ve insanlara psikolojik olarak olumlu etkilemek gibi sayısız yararı bulunduğunu belirten uzmanlar, ancak faydası kadar birçok zararının olduğunu da vurguladı.

UVA ve UVB ışınlarını birçok kişinin ismen bildiğini, ancak bu ışınların özelliklerinin, birbirinden farkının ya da benzerliklerinin pek bilinmediğini belirten uzmanlar, ultraviyole A ışınlarının yeryüzüne ulaşan ancak ozon tabakasında süzülmeyen ışınlar arasında yer aldığını, bu nedenle güneş ışığı içinde UVB'ye göre bin kat daha yoğun olarak bulunduğunu söyledi. Bulutlardan ve camdan geçme özelliğine sahip olan bu ışınların, derinin alt tabakasına etki ettikleri için, bronzlaşma geliştirdiği, ultraviyole B ışınlarının ise yeryüzüne ulaşarak güneş yanığına veya kızarmaya neden olduğu belirtilen açıklamada, ışınların derideki hücrelerde, bağ dokusunda ve deri damarlarındaki hasarın başlıca sebebi olduğu bilgisine de yer verildi. Her ne kadar uzun yıllar UVB ışını daha zararlı olarak bilinse de yapılan araştırmalarda UVA ışınlarının daha zararlı olduğunun ortaya çıktığı ifade edilen açıklamada, ultraviyolenin, deri kanserlerine neden olduğunun bilindiği, bu sebeple, deniz kenarında bronz bir ten uğruna saatler boyunca güneşlenen kişiler kadar, güneş altında çalışan insanların da risk altında olduğu vurgulandı.

Uzun yıllar güneş ışınlarına maruz kalındığında deride güneşin geç dönem etkilerinin ortaya çıkacağını ifade eden Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Funda Güneri, güneşe bağlı olarak deri yaşlanması, ciltte ince veya kalın çizgilenme, kuruluk, ince kırmızı damarcıklar, renk bozukluğu, derinin esnekliğinin azalması ve siyah noktalar gibi sorunların görüleceğine dikkat çekti. Bu olayların sadece yaz aylarında güneşlenirken olmayacağını da belirten Güneri, aynı zamanda yolda yürürken, araba kullanırken veya spor yaparken de güneşten korunmak gerektiğine değindi.

Uzun süre güneşe maruz kalmanın, derinin bağ dokusunu etkileyeceğinin altını çizen Acıbadem Hastanesi Bakırköy Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Rıfkiye Küçükoğlu, "Kronik hasarlanma sonucu, erken deri yaşlanması ortaya çıkacaktır.

Güneş ışınları pigment hücrelerini de etkilediğinden istenmeyen çiller veya lekelerin oluşması kaçınılmazdır. Diğer taraftan güneş ışınları, bağışıklık sistemini zayıflatmakta bunun sonucunda enfeksiyonlara direnci azaltmaktadır" dedi.

SOLARYUM DA LEKE YAPIYOR Bronzlaşma cildin kendini koruması anlamına geldiğini belirten Dr. Güneri, bunun nedenini, "Güneş ışığından etkilenen kişilerde öncelikle ciltte kalınlaşma olur ve deri korunmak için daha fazla renk maddesi üretir. Yani bronzlaşma derinin savunma mekanizmasıdır. Fakat ek koruma önlemleri almadan sadece bu mekanizma yeterli olamamaktadır. Açık tenli kişiler, yaşlılar ve 3 yaş altı çocuklar güneşin olumsuz etkilerine daha açık oldukları için özellikle korunmalıdırlar" şeklinde açıkladı.

Güneş ışınlarına maruz kalınmaya devam edildikçe oluşan renklerde koyulaşmanın daha belirgin olarak ortaya çıktığı, bu lekeleri tetikleyen tek faktörün sadece güneş ışınları olmadığı vurgulanan açıklamada, ayrıca son yıllarda moda olan solaryuma giren kişilerde de lekelere rastlandığı ve bu kahverengi lekeleri kişinin genetik özellikleri, hormonal durumu, alınan sıvı gıdalar ve ilaçların da etkileyeceği belirtildi.

Güneşin deri kanseri oluşumuna neden olduğunun bilindiğine değinen Dr. Güneri, "UV B daha az etkili olmakla birlikte hem UVA hem de UVB buna neden olmaktadır. Bu nedenle kullanılan güneş koruyucu ürünlerin her iki ışına karşı da koruyucu filtre içermeleri gerekmektedir. Deri kanserlerinin bir kısmı yıllar içinde yavaşça gelişir ve hayati tehlike yaratmaz. Bazı tipleri ise erken tanı konulmadığı sürece ölüme neden olabilirler" şeklinde konuştu.

Sayıları kalıtsal olarak belirlenen, çocuklukta çıkmaya başlayan, ergenlik döneminde kahverengiye dönüşen ve cilt lezyonları olarak adlandırılan benlerin de cilt kanserine sebep olabileceğine dikkat çeken Dr Güneri, "Benler birden ortaya çıkarsa, hızla büyür ve kabarıklaşırsa, içinde farklı renk tonları varsa, sınırları düzensizse veya kaşınıyorsa mutlaka bir dermatolog tarafından muayene edilmelidir. Güneşe maruz kalma, açık ten rengi, ailede kanser olması ve benlerin sayıca çokluğu benler üzerinden kanser gelişme riskini arttırır. Bu nedenle bu risk faktörlerini taşıyanların güneşten korunmaları gerekmektedir" şeklinde uyardı.

Güneş lekelerine maruz kalmamanın birincil şartının, güneşe karşı korunmaktan geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Küçükoğlu, alınması gereken önlemleri de şu şekilde sıraladı: "Güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde (11.00-15.00) güneşe çıkmayın. Yazın bulutlu havalarda da UV ışınlarının yüzde 50'si yeryüzüne ulaştığından koruma önlemleri alınması gerektiğini unutmayın. Sık dokuma ve renkli giysiler tercih edin. Ayrıca şapka ve gözlük de kullanın. Güneşten koruyan ürünleri bilinçli kullanın. Güneşe çıkmadan yarım saat önce kremi uygulayın ve 3 saatte bir tekrarlayın. Deniz veya havuzlardan çıkınca, terleyince duş alarak tekrar krem sürün. Beyaz tenlilerin, sarışın ve açık gözlü kişilerin, çocukların, yaşlıların ve güneşe duyarlılığı olanların her gün ve faktörü 30'un üzerinde olan güneş koruyucu kullanmaları gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Buğday tenli ve esmerseniz SPF (Güneş koruma faktörü) 15 ve üzerinde olan ürünleri tercih edin".

En Çok Aranan Haberler