Yonhap'ın haberine göre, emniyet kaynakları, kimliği açıklanmayan 72 yaşındaki adamın, Güney Kore ile Japonya arasında devam eden ticari ve siyasi gerilim nedeniyle böyle bir eyleme başvurduğunun yüksek olasılık olduğunu açıkladı.
Emniyet kaynakları, olay yerinde bulunan ve yaşlı adama ait olduğu belirlenen çantada kişisel eşyaların yanı sıra 'Japonya'nın Güney Kore'ye uyguladığı ticari yaptırımları geri çekmesi çağrısı' içeren not bulunduğunu kaydetti. Çantada, "(Japonya Başbakanı) Abe özür dileyene kadar insanlar mücadeleye devam edecek" yazılı broşürün de yer aldığı aktarıldı.
Polis, geçmişte Japonya karşıtı eylemlere ya da oluşumlara katılıp katılmadığı soruşturulacak yaşlı adamın tüm vücudunun yandığını ve durumunun ağır olduğunu ifade etti.
Daha önce de 78 yaşında Kim soyadlı Güney Koreli, Japonya'nın Seul Büyükelçiliği önüne park ettiği aracın içinde kendisini ateşe vermişti. Yetkililer, yaşlı adamın eylemden önce bir yakınını arayarak Japonya'ya duyduğu nefret sebebiyle kendisini kurban edeceğini söylediğini belirtmişti.
Güney Kore vatandaşları Japonya'nın Seul Büyükelçiliği önünde protesto eylemleri düzenliyor. Gösterilerde zaman zaman şiddet olayları yaşanabiliyor.
Güney Koreli Budist din adamı, iki ülke arasında imzalanan Kore Yarımadası'nda 1910-1945'te işgalci Japon askerlerinin tecavüzüne ve cinsel istismarına uğrayan mağdur kadınlara tazminat ödenmesine yönelik anlaşmayı protesto etmek amacıyla 2017'de kendisini ateşe vermiş ve yaşamını yitirmişti.
Birbirlerini hidrojen florid gibi bazı stratejik maddeleri Kuzey Kore'ye yasa dışı şekilde ulaştırmakla itham eden iki ülke arasında ticari kısıtlamalar sürüyor.
Japonya, geçen ay başında aldığı kararla, Güney Kore'den florlanmış polimid, hidrojen florid ve resist maddelerin ithalatının, bireysel izne bağlı hale getirileceğini duyurmuştu.
Güney Koreli yetkililer, kısıtlamanın uluslararası hukuku ihlal ettiğini öne sürerek Japonya'yı Dünya Ticaret Örgütüne şikayet edeceklerini açıklamıştı. Japon tarafı ise kararın, ithal ürünlerdeki denetim eksiklikleri nedeniyle güvenlik gerekçesiyle alındığını belirtmiş, uluslararası hukuka uygun olduğunu savunmuştu.
