HABER

Güneydoğu Suriye Çölü ile birleşecek

Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Atalay, küresel ısınmanın etkisiyle Türkiye'de nelerin değiştiğini ve 15-20 yıl içinde nelerin yaşanabileceğini anlattı.

Güneydoğu Suriye Çölü ile birleşecek
Atalay,yaptığı açıklamada, iklim değişmelerinde iki iklim tipini esas aldıklarını, bunlardan birinin ''sıcak ve nemli'', diğerinin ise ''soğuk ve kurak'' olduğunu, milyonlarca yıldan bu yana iklim değişikliklerinin bu iki tipte görüldüğünü belirtti.
Dünyanın dörtte üçünün deniz olduğunu ve sıcak havayla birlikte buharlaşmanın artacağını, bunun da yağış getireceğini anlatan İbrahim Atalay, sanayi devriminden önce Türkiye'de havadaki karbondioksit miktarının 10 binde 27 PPM olduğunu, bugün ise bu oranın 40 PPM'e yükseldiğini söyledi.
Son 100 yılda dünyadaki sıcaklık artışının ise 0,6 derece olduğunu, bazı yerlerde bu oranın biraz yüksek seyrettiğini anlatan Prof. Dr. Atalay, bunun da çok yüksek bir ısınma olmadığını söyledi.
Küresel ısınma konusunda ''trenin istasyona geldiğini, ancak henüz kalkmadığını'' dile getiren Atalay, ''Tren düdük çalıyor, uyarı veriyor. Karbondioksit emisyonu bu şekilde devam ederse sıcaklık artacak'' dedi.
Karla kaplı bölgelerde ısınma olduğunu, deniz seviyesinde de yükselme yaşandığını ifade eden Atalay, bu göstergelerin dünyanın küresel ısınma trendine girdiğini anlattığını söyledi.
**''SURİYE ÇÖLÜ GÜNEYDOĞU ANADOLU'YA DAYANACAK''**
Türkiye'de sıcaklık artışının etkisinin en erken 15-20 yıl sonra görülebileceğini ifade eden İbrahim Atalay, ''Söz konusu trend devam ederse bugünkü Suriye Çölü Güneydoğu Anadolu'ya dayanacak. Mut Havzası'nda çölleşme etkileri hissedilecek. Buna karşılık Türkiye'de yağış artacak'' diye konuştu.
Yağışın şiddetinin de artacağını söyleyen Prof. Dr. Atalay, Akdeniz, Karadeniz ve İstanbul bölgesinde çok şiddetli taşkınların yaşanabileceğini açıkladı.
''Hava ne kadar buhar taşırsa o kadar istikrarsız olur'' şeklinde konuşan Atalay, Doğu Anadolu Bölgesi'nin de bugüne göre daha fazla yağış alacağını, ancak bölgedeki tarımın da artabileceğini söyledi.
Fırat ve Dicle nehirlerinin suyla daha çok besleneceğini, iddia edilenin aksine barajlarda çekilme olmayacağını anlatan İbrahim Atalay, ''Dolayısıyla küresel ısınmaya bağlı olarak Türkiye'de sıcaklık artışı olsa bile bu ülkenin tarımsal faaliyetlerini etkilemeyecek'' şeklinde konuştu.
Şiddetli yağışlardan en çok etkilenecek bölgenin de Karadeniz olacağını ifade eden Atalay, tüm bu gelişmelerin ''bugünden yarına'' olamayacağını, tüm gelişmelerin en erken 2025-2030 yıllarında yaşanabileceğini, 2050 yılında hava sıcaklığının bugüne göre 2 derece artış göstereceğini de söyledi.
Isınmayla birlikte bitki örtüsünün de değişeceğini ifade eden Atalay, denizin 2050'li yıllarda 76 santimetre yükseleceğini dile getirdi.
Kamuoyunda tartışılan küresel ısınmanın köklü olarak iklim değişikliği meydana getiremeyeceğine işaret eden Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu ısınma trendine bağlı olarak doğa bize şunu söylüyor, (Benim kendime göre bir çalışma kanunum var. Eğer siz bu kanunu bozarsanız, o kanun bozulmuş şekilde çalışır. Siz bana tokat atarsanız. Ben de size yumruğu atarım. Tercih size kalmış''

En Çok Aranan Haberler