Güngören’de 2008 yılında gerçekleşen patlamaya ilişkin savcılığa, patlamanın terör örgütü PKK'nın talimatıyla gerçekleştiği şeklinde ifadesi bulunan "Bir No’lu Gizli Tanık", duruşmada bu ifadenin kendisine ait olmadığını, bu ifade yüzünden masum insanların tutuklu yargılandığını iddia etti.
İlk patlamada yaralananlara yardım etmek için olay yerine gittiklerinde ikinci büyük patlamanın meydana geldiğini ve bu patlamada hamile olan eşini kaybettiğini belirten İlhan Ekiz de tanık sıfatıyla ifade verdi.
İstanbul Güngören’de 27 Temmuz 2008 tarihinde biri annesinin karnında doğmamış bir bebek olmak üzere toplam 18 kişinin yaşamını yitirdiği patlamaya ilişkin açılan davanın son duruşması İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmadan önce, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın içerisinde, patlamada yakınlarını kaybeden aileler ile sanık yakınları arasında arbede yaşandı. Aileleri, güvenlik görevlileri ayırdı. Tutuklu olan 8 sanığın hazır bulunduğu 10. duruşmaya tutuksuz sanık da gelmedi.
Duruşmada iddianamede 1. No’lu Gizli Tanık olarak isimlendirilen şahıs, terör örgütü PKK talimatıyla Kandil’den bir kişinin eylem yapmak için geldiğini ve davada yargılanan tutuksuz sanıkların ismini verdiği yönündeki emniyet ifadesini yalanladı. Tüm ifadelerin bir komplonun ürünü olduğunu ileri süren tanık, "Dosyadaki ifadeler bana ait değil. Gözaltına alındığım sırada, emniyette bana boş kağıt verildi. Üzerine imza ve parmak izlerim alındı. Kağıt daha sonra dolduruldu." ifadelerini kullandı. Davanın daha önceki duruşmasında sanık avukatları, dosyada ifadeleri bulunan gizli tanığın dinlenmesini talep etmişti.
"EN YAKIN ARKADAŞIMA BENZEDİĞİ İÇİN DİKKATİMİ ÇEKTİ"
Güngören'de üst üste meydana gelen iki patlamadan ikincisinde hamile olan eşi Filiz Ekiz'i kaybeden İlhan Ekiz, tanık sıfatıyla ifade verdi. İlk patlamayı görmediğini belirten Ekiz, eşi ile birlikte yaralanan insanlara yardım etmek için patlamanın meydana geldiği yere gittiklerini söyledi. Yaralanan insanlara yardım ederken de ilkinden daha büyük olan ikinci patmanın meydana geldiğini belirten Ekiz, hamile olan eşi Filiz Ekiz'in patlamanın etkisi ile yaralandığını, ancak kaldırıldığı hastanede öldüğünü söyledi.
Patlama öncesi o bölgede toplanmış 8-10 kişinin dikkatini çektiğini belirten Ekiz, "İçlerinde en uzun boylu olanı, benim en samimi arkadaşıma benzediği için dikkatimi çekti. Daha sonra duruşmalar sırasında bu kişinin isminin Şaban Güneş olduğunu öğrendim." diye konuştu.
SANIKLAR İÇİNDE, ŞÜPHELİYİ SEÇTİ
Patlama sırasında ise bir kişinin sürekli panik halde olduğunu ve gözetleme yaptığını farkettiğini belirten Ekiz, Mahkeme Başkanı Mehmet Hamzaçebi ve üye hakimin soruları üzerine bu kişinin üzerinde nasıl kıyafetler olduğunu ve tipini tarif etti. Hamzaçebi'nin, "Bu kişi şu an salonda bulunan sanıklar arasında var mı?" sorusu üzerine Ekiz, "Bakarsam tanırım." diye konuştu. Hamzaçebi'nin isteği üzerine arka tarafında oturan sanıklara doğru dönen Ekiz, ayağa kaldırılan sanıklardan 3. sırada bulunan Şerafettin Kara'yı bu kişiye benzettiğini söyledi. Hamzaçebi'nin "Benzettin mi yoksa net olarak bu kişidir diye teşhis edebilir misin? Budur diyebilir misin?" sorusu üzerine Ekiz, "Diyebilirim ama biraz kilo vermiş." dedi.
Daha sonra da Başkan Hamzaçebi, "Patlama olayının ardından polis müdürlüğünde yaptığı teşhis sırasında sanıklardan Hüseyin Türeli'yi teşhis etmişsin." hatırlatmasını yaptı. Bu sırada sanık avukatlarından Cesim Yalçın da ortada çelişkili bir teşhis durumunun bulunduğunu belirterek tanık Ekiz'den bu çelişkiyi açıklamasını istedi. Ekiz de olay zamanında teşhis ettiği kişiyi üzerindeki kıyafetten teşhis ettiğini açıkladı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz