Her bir edebi türde olduğu gibi günlüğün nasıl yazıldığı, hangi kurallar çerçevesinde oluşturulması gerektiği ve özelliklerinin neler olduğu sıklıkla araştırılır. Bu nedenle günlüğün temel özellikleri, yazara ne gibi faydalar sağladığı ve hangi adımlarla yazılabildiği açıklanmalıdır. Ayrıca bu türden eserleri kaleme almış olan yazarlara örnek verilmesi, günlüğün temel özellikleri ile çeşitlerinin anlaşılır kılınması bakımından önemlidir. Dolayısıyla günlüklerin edebi bir tür olarak tam anlamıyla tanınması amacıyla bu yazılara dair detaylı bilgiler sıralanmalıdır.
Günce olarak da isimlendirilen günlük; bir bireyin duygularını, izlenimlerini ve yaşadığı olayları yazıya döktüğü eserlerdir. Bu edebi türün en temel özelliklerinden biri tarih belirtilerek yazılmasıdır. Ayrıca günlük özellikleri arasında ön plana çıkan hususların başında bu yazıların günü gününe yazılması da yer alır. Her gün yazıldığı için genelde kısa metinleri içeren günlük, yazarın duygu ve düşünceleri doğrudan yansıtmasıyla dikkat çeker. Bununla birlikte günlük türü özelliklerinden söz edilirken mutlaka değinilmesi gereken diğer hususlar aşağıdaki gibidir:
Yaşadığı olaylara yönelik olan duygu ve düşüncelerini günü gününe kaleme almayı planlayan kişiler genelde "Günlük yazmak istiyorum." diyerek bu türü araştırmaya başlar. Bu doğrultuda günlük tutmanın faydalı bulunan yönleri şu şekilde sıralanabilir:
Yazarın duygu ve düşüncelerini son derece şeffaf bir şekilde yansıtan günlük, düzenli bir yazma alışkanlığı gerektiren edebi türlerdendir. Dolayısıyla "Günlüğe nasıl başlanır?" diyen kişilere ilk olarak yazma alışkanlığı edinmeleri ve bu konuda bir planlama yapmaları önerilebilir. Örneğin belli bir saat belirlenerek her gün ve özellikle akşam olduğunda günlük yazılması mümkündür. Yine günlük türünün temel özellikleri öğrenildikten sonra örnek eserlerin incelenmesi faydalı olabilir. Nurullah Ataç'ın Günce'si, Salah Birsel'in Günlük'ü, Ahmet Refik Altınay'ın ise Kafkas Yollarında adlı eserleri günlük örnekleri arasında ön plana çıkar.
"Günlük nasıl tutulur?" sorusuna verilebilen bir diğer yanıt ise uygun bir defter temin edilmesi veya çevrim içi ortamda eser dosyasının hazırlanmasıdır. Böylelikle her gün belirlenen saatte düzenli olarak günlük tutulabilir. Bu türden eserler kaleme alınırken göz önünde bulundurulması önerilen iki ayrı günlük çeşidi mevcuttur. İçe ve dışa dönük günlükler olarak ikiye ayrılan bu edebi tür, yazarın kendisini veya çevresindeki unsurları odak noktasına koyabildiğini gösterir. Dolayısıyla "Nasıl günlük tutulur?" diyen kişilere bu iki ayrı teknikten birini tercih etmeleri önerilebilir.
Günlüklerin keskin kurallar çerçevesinde yazılması zorunlu değildir. Ancak günlük yazım kurallarının merak edilmesinin temel nedeni, bu yazıların bir edebî eser taşıması için neye ihtiyaç olduğudur. Günlük türünün temel özellikleri dikkate alınarak oluşturulan her bir yazı edebî eser niteliği kazanabilir. Bu doğrultuda günlük yazılarının yazım ve imla kurallarına uygun olarak yazılmasına dikkat edilmesi önemlidir. Yine Victor Hugo, Cemal Süreyya, Albert Camus ve Tomris Uyar gibi günlük türüne öncülük eden yazarların eserleri incelenerek bu konuda daha fazla bilgi birikimi sahibi olunması mümkündür.
Günlüklerde özel hayata ilişkin konulardan siyaset ve politikaya yönelik olaylara varan farklı hususlardan söz edilebilir. Dolayısıyla “Günlük yazarken nasıl başlanır?” sorusunun yanıtı da bu yazıların içeriğine göre değişiklik gösterebilir. Klasikleşen bir ifade olarak bu yazılara başlanırken “Sevgili günlük...” hitabı kullanılabilir. Bununla birlikte dikkat çekici, çarpıcı veya eleştirel bir sözcük öbeği ya da tümceyle de günlük yazısına başlanabilir.