Tarihçiler en erken diş cerrahisinin 9.000 yıl öncesine dayandığını belirtiyor. Fakat o yıllarda diş cerrahisi ve tedavisi oldukça sancılı ve zor bir süreçti. Kerpetenle diş çekimi yapıldığı herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Bu nedenle insanlar diş bakımına her zaman özen gösterdi. Antik Roma, Orta Çağ dönemi Hindistan’ı ya da Tudor dönemi İngiltere’si gibi her dönem ve coğrafyada diş fırçalamak çok yaygındı.
Romalı aristokratların dişlerini köleler fırçalıyordu. Köleler sahiplerinin diş minesini parlatmak için pudra kullanıyor ve ağaç dalı yardımıyla dişleri fırçalıyordu. Bu işlemin sonrasında ise aristokratlar idrarla gargara yaparak ağız bakımını tamamlıyordu. İdrar, amonyak içerdiği için Romalılar, idrarın dişleri beyazlattığını ve çürüklerden koruduğunu düşünüyordu. Hatta idrarla ağız çalkalamak o kadar yaygındı ki M.S. 1. yüzyılda Roma imparatoru Nero, idrarı vergilendirmeye başladı.
İngiltere’de ise insanlar sirke ya da şarapla gargara yapardı. 1879 yılında doktor Joseph Lawrence yeni bir formül geliştirdi. Listerine ismi verilen bu yeni solüsyon ağız bakımı için kullanılan en popüler ürün oldu. Modern diş fırçası ise ilk defa Çin’de üretildi. Fakat bu ürün Avrupa’ya uzun yıllar ulaşmadı. Avrupa’da insanlar yemekten sonra dişlerini sert bir kuş tüyüyle temizliyordu. Amerika’da ise 1857 yılında ilk diş fırçasının patenti alıntı. 1885 yılından sonra pek çok şirket bu yeni ürünün seri üretimine başladı. Diş fırçasının Avrupa ve diğer coğrafyalara yayılması 20. yüzyılı bulacaktı.