Güneydoğu Genç İş Adamları Derneği (GÜNSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Akbal, cumhurbaşkanı seçimi değerlendirmesinde bulundu.Türkiye Cumhuriyeti devletinin 12. Cumhurbaşkanının seçim sürecinin resmi olarak 29 Haziran tarihinde başlayacağını belirten GÜNSİAD Başkanı Hakan Akbal, 26 Ocak 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'na göre ülkemizde ilk defa bir cumhurbaşkanının halk oylaması sonucu seçileceğini ve bunun olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Akbal; "Halk oylaması neticesinde ilk kez belirlenecek olan cumhurbaşkanlığı, aynı zamanda ülkemizde başkanlık sistemine geçiş sürecinin önemli bir adımını temsil edecektir. Bu nedenle seçilecek cumhurbaşkanı, anayasamızda gerekli düzenlemelerin yapılması koşuluyla, partili bir cumhurbaşkanı olma sıfatını kazanarak yürütmenin gücünü de önemli oranda kendi makamında bütünleştirecektir. Türkiye’nin başkanlık sistemine geçiş sürecini de temsil eden ve 14 Ağustos tarihinde birinci turun yapılacağı seçimde, geçiş süreci sorumluluğu ve vizyonuna sahip adayların öne çıkması bir zorunluluğa dönüşmüştür. Seçilecek cumhurbaşkanı, aynı zamanda Türkiye’deki sistem dönüşümünün de garantisi olacaktır. 2015 Haziran seçimleri sonucunda oluşacak meclis, başkanlık sistemine geçiş konusunda mutabakata varır ve gerekli anayasal düzenlemeler gerçekleştirilirse, seçilmiş olan cumhurbaşkanı, başkanlık sisteminin özünden kaynaklı yetkileriyle en güçlü icra makamının temsilcisi olacaktır. Bizler GÜNGİAD temsilcileri olarak, ülkemizin temel sorunlarına çözüm önermeyi sorumluluğumuzun bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Bu bağlamda, yaklaşık bir ay önce yaptığımız basın açıklaması ile Türkiye’de özerklik uygulamalarına geçişi kolaylaştırması ve kamuoyundaki “bölünme” kaygısının da doğru yöntemlerle giderilebilmesi için “denetimli özerklik” uygulamasına geçilmesini önermiştik. Aynı sorumluluk bilinciyle, 10 Ağustos tarihinde ilk turu yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkemiz için ülkemizin geleceğine ve ülkemizin yararına en hayırlı olacak isimlerin belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. GÜNGİAD olarak daha önce de bir çok konuda olduğu gibi; toplum yararına olan ve ülkemizin geleceği ile ilgili dinamikleri yakından ilgilendiren Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak da yaptığımız değerlendirme toplantılarında, Cumhurbaşkanlığı için en uygun adaylardan birinin 60 yıllık hukuk geçmişi ile demokrasi, hak ve adalet kavramlarını özünde bütünleştirmiş ülkemizin en saygın hukuk adamlarından biri olan eski Yargıtay Başkanı Sayın Sami Selçuk olduğu istişare edilmiştir. AK Parti’nin kendi içerisinde yaptıkları değerlendirmeler sonucunda cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda resmi olarak bir isim belirlenmediği ve bugün itibariyle de kamuoyuna, üzerinde uzlaşılan bir ismin deklare edilmediği görülmektedir. AK Parti’den yansıyan kulis bilgilerine göre Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ismi konusunda büyük oranda uzlaşma sağlanmış olmakla beraber, bu ismin açıklamasından imtina edildiği de gözlenmektedir. 2002 seçimlerden bu yana üç dönemdir Sayın Başbakanın önderliğinde ülkemizin başarıyla yönetildiğini düşünmekteyiz. Özellikle AK Parti iktidarının birinci ve ikinci döneminde ekonomi, dış politika, AB süreci ve hukuk alanında yaşanan gelişmeler ile ülkemiz, “model ülke” olarak nitelenmiş, demokrasiyi içselleştirme çabası içerisindeki ülkeler için referans noktası kabul edilmiştir" dedi.AK Parti iktidarı döneminde öncelikle ekonomi, daha sonra da dış politika ve demokratikleşme alanında yaşanan ilerlemelerden çok daha önemli bir gelişme yaşandığını belirten Akbal, bunun da çözüm süreci olduğunu kaydetti. Akbal, "Bu gelişme, hiç şüphesiz Kürt sorunuyla ilgilidir. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi konusunda güçlü bir irade ortaya konularak çözüm sürecinin başlamasına vesile olunmuştur. Anadolu halkının vakur bilgeliyle söylediği bir söz vardır; “Çay geçerken at değiştirilmez” Bizler de Öcalan ile birlikte çözüm sürecinin en büyük mimarı olan Sayın Başbakanımızın bu misyonunu sürdürmesi gerektiği inancındayız. Daha önce 8. Cumhurbaşkanımız Sayın Turgut Özal ile 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’in, köşke çıkmasındaki amaçlarından biri rejimi başkanlık sistemine taşımaktı, ancak anayasada gerekli düzenlemeleri yapacak bir siyasi aritmetik gelişmeyince sistemsel dönüşüm sağlanamamış, aynı zamanda liderlerini kaybetmiş olan ANAP ve DYP hızlı bir erime süreci yaşamıştı. Yukarıda açıkladığımız nedenler, Türkiye’nin seçimle işbaşına gelecek ilk cumhurbaşkanının, geçiş sürecini doğru yönetmek ve ülkemizi, evrensel hukuk prensiplerine dayanarak başkanlık sistemine taşıması gerektiği kanaatindeyiz. Geçmiş dönemde yaşadığımız ve toplumda bir anlamda hayal kırıklığı yaşanmasına sebep olan hukukçu cumhurbaşkanı kimliğinde soruna yol açan etken, hukuk savunusu değil, hukukun bürokratlaşmasıdır. Cumhurbaşkanı adayımız olarak ismini kamuoyuyla paylaşmak istediğimiz Sayın Sami Selçuk, ömrünü hukuk mücadelesine, temel, hak ve hürriyetlerin savunmasına adamış, devletin en üst mevkilerinde görev yapmasına rağmen, hukuku bürokratlaştırmamış bizatihi onu içselleştirmiştir. Sayın Başbakanımızın özellikle hem ülkemiz hem bölgemiz açısından büyük bir önem arz eden Kürt sorununun çözümü konusunda üstendiği misyonu tamamlaması son derece mühim bir konudur. Öncüsü olduğu hizmetlerin aksamaması ve ANAP, DYP örneklerinde olduğu gibi, başkanlık sistemine geçişin anayasal alt yapısını oluşturmadan köşke çıkmasının yol açacağı muhtemel sıkıntıların bir daha yaşanmaması gerektiği kanaatindeyiz. Sayın Başbakanımızın, resmi olarak beyan edilmemekle beraber, aday olması muhtemel Cumhurbaşkanlığını fazlasıyla hak ettiğine inanıyoruz. Ancak ülke yararına olduğuna kanaat getirdiğimiz misyonunu henüz tamamlamadığını düşünüyoruz. Çünkü Türkiye’nin yanı başındaki Ortadoğu’da büyük bir kaos yaşanmakta ve komşumuz Suriye’deki bu yangının daha nerelere sıçrayacağı tam olarak tahmin edilememektedir. Ayrıca Cumhurbaşkanı adaylık konusunu, ülkemizin refah ve huzuru açısından, son derece önemli bir konu olan ve mimarlığı Sayın Başbakanımız tarafından yapılan ‘çözüm sürecinin’ henüz başında bulunulması ve Sayın Başbakanın yürütmekte olduğu pozisyondan ayrılması halinde sürecin akamete uğrayacağı korkusu nedeniyle de erken atılmış bir adım olarak değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz