Sovyetler Birliği'nin 1991'deki çöküşü, birçok Sovyet ülkesine hangi siyasi sistemi seçecekleri ve hangi uluslararası ittifaklara katılacakları konusunda kendi kararlarını vermeleri için tarihi bir fırsat sundu.
Rusya, üç Baltık ülkesi - Estonya, Litvanya ve Letonya - gibi bazı ülkelerin AB ve NATO'ya katılmasını kabul etti.
Ancak çok daha büyük bir ülke olan ve Rusya'nın uzun süredir etki alanı içinde gördüğü Ukrayna ile ilgili sorunlar, 2014 yılında Avrupa yanlısı kitlesel protestoların ardından Rusya ile yakın ekonomik ilişkilerini soğutma kararı almasıyla doruğa ulaştı.
Bu, Moskova'nın Kırım'ı ve Ukrayna'nın doğusundaki bazı bölgeleri işgal etmesine yol açtı. Aradan geçen on yılın ardından bugün, daha fazla Ukrayna bölgesinin Rus işgali altında olduğu geniş çaplı bir savaş tüm şiddetiyle sürüyor. Gürcistan’ı da benzer bir son bekliyor olabilir mi?
GÜRCİSTAN’DAKİ PROTESTOLAR NE İLE İLGİLİ?
Hafta başında Gürcistan parlamentosu, fonlarının yüzde 20'sinden fazlasını yurt dışından alan bazı kuruluşların "yabancı etki ajanı" olarak kaydolmalarını zorunlu kılan bir yasayı kabul etti.
Yasayı ihlâl edenler para cezalarıyla karşı karşıya kalacaklar.
BBC'nin Gürcistan'ın başkenti Tiflis'teki muhabiri Nina Akhmeteli, Gürcistan'da STK'ların ve bağımsız medya kuruluşlarının yaygın olarak yurt dışına hibe ve fon başvurusunda bulunduklarını söylüyor.
Bu kuruluşlar, ülkedeki sivil toplum çalışmalarının ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor.
Tasarıyı parlamentoya getiren iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi, yasanın hükümete yönelik eleştirileri bastırmayı değil, şeffaflığı sağlamayı ve çeşitli örgütlerin arkasında kimlerin olabileceği konusunda kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçladığını söylüyor.
Ancak Tiflis'teki Ilia Üniversitesi'nde kamu politikası profesörü Hans Gutbrod, yasanın şeffaflıkla ilgili olmadığını savunuyor.
1990'lardan bu yana Kafkasya'yı takip eden ve bu hafta başlarında düşünce kuruluşu Chatham House'da konuşan siyaset uzmanı, “Bu, Gürcistan'da bir süredir devam eden sivil topluma yönelik çok yönlü saldırının bir parçası. Bu yasa, ‘istediğin herkesi bastır’ yasasıdır. Hoşunuza gitmeyen herhangi bir sivil toplum örgütünün baskı altına alınmasına izin verecek şekilde yapılandırılmıştır” diyor.
Tasarı parlamentoda kabul edilmeden önce Avrupa Birliği ve ABD uyarılarda bulundu.
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell yaptığı açıklamada, "Bu yasanın kabul edilmesi Gürcistan'ın AB üyeliğini olumsuz etkiliyor" dedi.
Otoriter buldukları ve Rusya'dan esinlendiğini düşündükleri için tasarıya karşı çıkan on binlerce protestocu Tiflis sokaklarına döküldü ve polisle çatıştı.
Bir protestocu BBC'ye, Gürcistan'ın otoriter Sovyet geçmişine atıfta bulunarak, "Bizi daha yeni çıkmayı başardığımız bir çukura geri itmemelerini sağlamak için buradayız" dedi.
PROTESTOLARIN RUSYA İLE İLGİSİ NE?
Gürcistan’daki, Rusya'nın muhaliflerini bastırmak için kullandığı yasaya benzeyen “yabancı etki yasası”, genel seçimlere altı aydan kısa bir süre kala kabul edildi.
Gürcü Rüyası Partisi, 2012'den bu yana ülkeyi yönetiyor ve birçok kişi, iktidarı tek bir siyasi grubun elinde toplaması açısından, partinin Kremlin'in politikalarını takip ettiğini düşünüyor. Ekim ayındaki seçimler böyle düşünenlere, partiyi iktidardan uzaklaştırmak için bir şans sunuyor.
Gürcü Rüyası Partisi’nin onursal başkanı, tahmini 4,9 milyar dolarlık serveti devletin bütçesinden daha fazla olan ve GSYİH'nın %20'sine eşit olan milyarder Bidzina Ivanişvili. Şirketlerinin çoğu ya Rusya'da ya da Rusya'yla yakından bağlantılı.
Basın kuruluşu Politico'nun Güney Kafkasya muhabiri Gabriel Gavin, “Gürcistan hükümetinin giderek otokratikleştiğini ve sivil toplumu bastırma yöntemleri konusunda Rusya’yı örnek aldığını düşünüyorum” diyor.
“(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in Ivanişvili’yi ikna etmek zorunda kaldığını da düşünmüyorum. Ivanişvili'nin teşvik edilmeye ihtiyacı yoktu çünkü yabancı etki tehdidi konusunda Putin'in yaşadığı paranoyanın aynısını yaşıyor."
GÜRCİSTAN RUSYA VE DİĞER KÜRESEL GÜÇLER İÇİN NE KADAR ÖNEMLİ?
Gürcistan, genellikle Avrupa ile Asya arasında bir geçit olarak tanımlanan Güney Kafkasya'da yer alıyor. Günümüzde önemli bir yere sahip olmaya devam eden eski ticaret yollarına ev sahipliği yapıyor.
Geçmişte İran, Türkiye ve Rusya gibi güçler bu bölge için savaştı ve burada nüfuz yarışına devam ediyor. Son zamanlarda Çin ve Batılı güçler de bölgeye daha fazla önem vermeye başladı.
Gürcistan 19. yüzyılda Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. Moskova ile Tiflis arasındaki ilişki her zaman karmaşık oldu. Gürcistan bazı dönemlerde Rusya ile yakınlık arayışındayken, bazı dönemlerinde ise kendine başka müttefikler aradı.
1918'de kısa bir süre bağımsızlığını yeniden kazansa da, 1991'e kadar Rus hakimiyetindeki Sovyetler Birliği'nde kaldı.
Gürcistan, 1980'lerde ulusal kimliğin yeniden canlandığı ilk Sovyet cumhuriyetlerinden biriydi. Bunu da içeren bir dizi olay, Sovyetler Birliği'nin çöküşüne yol açtı.
Aynı zamanda ülkenin otoriter Sovyet geçmişinden kurtulmaya çalıştığı 2003 yılındaki Gül Devrimi ile, demokratik bir dönüşüm geçiren ilk eski Sovyet ülkesi oldu.
Moskova ile aynı çizgide olmayan ve ülkeyi AB ve NATO'ya katmak için çalışan bir hükümeti iktidara getirdi. Rusya 2008'de Gürcistan'ın bazı kısımlarını işgal etti ve birlikleri Tiflis'ten yaklaşık 130 km uzaklıkta konuşlanmış durumda.
UKRAYNA İLE PARALELLİK KURULMASI NE KADAR DOĞRU?
Bölgeyi takip eden uzmanlar, tarihin tekerrür edebileceğini düşündüklerini dile getiriyor:
Giderek otokratikleşen bir hükümetin ülkeyi demokrasiden uzaklaştırması, buna karşı protestoların patlak vermesi ve buna yanıt olarak Rusya'nın askerlerini göndermesi. 2013-2014'te Ukrayna'da olan da buydu.
Sonrasında 2022'de Avrupa'da 1945'ten bu yana yaşanan en büyük savaş patlak verdi.
Ancak iki ülke arasında büyük farklar da var.
Her şeyden önce Gürcistan, 2003 ile 2008 yılları arasında Ukrayna benzeri bir dizi olay yaşadı; önce protestolar, ardından Rus işgali.
Gürcistan topraklarının yaklaşık %20'si hâlâ Rus işgali altında ve asıl soru şu: Gürcistan'da gerilim tırmanırsa ve Moskova dostu hükümet kontrolü kaybederse Rusya daha fazla alanı işgal eder mi?
Bu seçenek göz ardı edilemez, ancak Gürcü Rüyası Partisi’nin kontrolü kaybetme ihtimali büyük bir soru işareti.
BBC muhabiri Nina Akhmeteli'nin de vurguladığı gibi Gürcistan, nüfusun önemli bir kısmının gerilimin daha da artmasından korktuğu, kutuplaşmış bir toplum.
Bazıları gerçekten iktidar partisini destekliyor; bazıları, ekonomisi büyük komşusuyla ticarete dayanan ve ordusu, Ukrayna işgali nedeniyle ne kadar zayıflamış olursa olsun, Rusya'ya karşı savaşmayı düşünemeyecek kadar küçük olan Gürcistan için Moskova'ya bağlı kalmanın mantıklı bir seçim olduğuna inanıyor.
Ivanişvili, tartışmalı “yabancı etki yasası”nın kabul edilmesi öncesinde nadir bir şekilde halka seslendi, Batı'nın Rusya ile çatışmada Gürcüleri "yem" olarak kullanmaya çalışmasını durdurmak için yasanın gerekli olduğunu söyledi.
Tiflis sokakları, çoğu 35 yaşın altındaki protestocularla dolup taşarken, Gürcistan'ın geleceği belirsiz. Birçoğu, siyaseti Rusya'nınkine benzeyen bir ülkede yaşama ihtimalinden korkuyor, ancak birçoğunu da Ukrayna'nın karşı karşıya olduğu yıkım ve can kaybına uzaktan da olsa benzer bir acı olasılığı dehşete düşürüyor.