CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, demokrasinin işlediği ülkelerde insanların tek güvencesinin hukuk olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Uludağ Üniversitesi'nde düzenlenen ‘yüz yüze söyleşileri’ kapsamında öğrencilerle bir araya geldi. Rektörlük binasında gerçekleşen panelde konuşan Gürsel ve Bal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, demokrasinin işlediği ülkelerde insanların tek güvencesinin hukuk olduğunu dile getirirken, “Şu anda Türkiye’de yaşanan sorun bir devlet krizidir. Türkiye’de zaman zaman iktidar krizleri yaşanmıştır. Dünyada da iktidar krizleri yaşanır, ama hiçbir ülkede devlet krizi yaşanmaz.” dedi.
Devlet kavramlarının en önemlilerinden birinin istihbarat olduğunun altını çizen Tekin, “Özellikle teknolojinin geliştiği bu noktada istihbarat örgütlerin güvenlik birimlerinin de üstündedir. Sadece savaş alanlarında değil, ekonomik alanlarda da kontrol etmekteler.” ifadesini kullandı.
Bütün sıkıntıların temelinde siyasi iktidarın yattığını anlatan Gürsel Tekin, şunları söyledi: “İstihbarat örgütümüz güvenlik örgütü ve yargımız adeta bir savaya alanına girmiş ve birbirini boğazlayacak bir duruma gelmişse, bunun tek sorumlusu siyasi iktidardır. Bu gün yaşanan hadise son noktadır. Bu gün yapılacak çok basit bir şey var. Bütün gelişmiş ülkelerde yürütme, yargı ve bütün bunlara bakıldığında bütün siyasetçilerin ortak söylemi; bu kurumların ayrı olması gerekiyor ama olmuyor.”
“YENİ ANAYASA KONUSUNDA İKTİDARA DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Herkesin güvencesi olacak yeni bir anayasa yapılması gerektiğine dikkat çeken Tekin, “Seçim döneminde dedik ki darbe dönemlerinde yapılmış bütün bu anayasayı değiştirip, herkesin güvencesi olacak yeni bir anayasa yapalım. Şimdi tam zamanı, eğer gerçekten iktidar bu konuda çok samimi ise CHP olarak biz bu konuda sonuna kadar mücadele edeceğiz.” diye konuştu.
Son yaşanan manzaranın da ortadan kaldırılmasının tek yolunun mevcut yargı sisteminin değişmesinden geçtiğinin altını çizen Tekin şunları kaydetti: “Şimdi Sayın Başbakan MİT müsteşarı için böyle bir yasa teklifi getirip geçirmiş olsa da yine kurtarmayacak. Çünkü sonuç itibari ile görevlendiren Sayın Başbakan’ın kedisidir. Yarın bir başka savcı Sayın Başbakan’ı da çağırabilir oraya. Özel yetkili savcıların yetkisi var. Bu nedenle Sayın Başbakan’ı da çağırabilir. Bütün bunlardan kurtulmanın tek yolu yeni bir anayasa ve bu hukuk sisteminin değişmesi.”
Başbakan’ın “Dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz” şeklindeki sözünün hatırlatılması üzerine ise Gürsel Tekin, konuşmasını şöyle tamamladı: “İktidarların dini olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde iktidarların dini olmaz. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız. AK Parti yokken de biz Müslümandık. AK Parti son 10 yılda iktidarlarda, peki geçmişte bu insanlar nasıl yetişmişti. İnsanlar tinerci olabilir, başka bağlılıkları da olabilir. Bunun sorumlusu da iktidardır, devlettir. Devletin görevi onları ıslah etmektir. Onları ötekileştirmek değil. Türkiye bu gün ne çekiyorsa her iktidar kendi ötekilerini oluşturduğu içindir. Sayın Başbakan’ın bu dediklerini bir kriter olarak kabul edersek valla ben son on yıla bakarsak Sayın Başbakan’ın bakış açısına göre İslami kurallara göre yaşayan kim var Sayın Başbakan dahil. Bizim inançlarımızda haram yok, hak yemek yok, yalan söylemek yok. Sayın Başbakan sadece etrafındaki bakanların çocuklarına bir baksın. Kendi yanındaki çevresindeki insanların mal varlıklarına bir baksın. Böyle bir yaşam biçimi olan insanların bize din iman dersi verme hakkı var mı?”
“AK PARTİ YANDAŞ OLUŞTURDU”
MHP’li Faruk Bal ise AK Parti iktidarı döneminde yandaş yapılanmanın attığını söyledi Bal, “AK Parti döneminde mücahitlik statüsünden müteahhitlik statüsüne geçildi. Yandaş bir sermaye transferi oluşturuldu. Bu sermaye transferi iki kelime ama doğurduğu sonuçlar itibari ile ekonomik hayatı piyasa şartlarını bozması itibari ile tekelleşme yönü var ve bir ekonomik ihtilaldir.” dedi.
Sosyal hayatta da AK Parti döneminde eşitsizliklerin arttığına dikkat çeken Bal şöyle konuştu: “Her alanda bir yandaşlaşma oluşturuldu. Buna paralel olarak Türkiye’de yeni sonuçlar çıkardı. Özellikle son günlerde Türkiye bir anayasa sürecine girerken devlet organları birbiri ile çatışan bir birini ortadan kaldırmaya çalışmakta.”
Darbenin kimse tarafından kabul edilemeyeceğine dikkat çeken Bal, “Elbetteki darbeye karşı yargısal işlemin yapılması gerekir. Ancak darbe bahane edilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin fonksiyonsuz hale getirilmesi başka bir iştir. Bu gün 2012’ye taşınan temel sorunlardan bir tanesi gemsiz at gibi parlamenter düzenin diğer üç unsuru yürütme ve yasama tarafından dengelenemeyen yargı karşımıza devasa bir güç olarak çıktı ve bu güç hem devlet oranları hem de vatandaşın adil yargılanma hakkını tehdit eder boyuta gelmiştir.”
“700 BİN ASKER EMRİNDE OLAN BİR İNSAN NEDEN SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ KURSUN”
Hukuk’un akla ve mantığa uygun kurallar bütünlüğü olduğunun altını çizen Faruk Bal, şöyle devam etti: “Türk silahlı kuvvetlerinde Genelkurmay Başkanlığı yapmış birinin görevi sırasında silahlı terör örgüt kurmak için girişimde bulunduğunu akla mantığa uygun bulmuyorum. Zaten 4 kuvvet komutanı emrinde, isterse uçaklar, tanklar toplar emrinde. 700 bin tane asker emrinde. Bütün bunları bırakıp silahlı terör örgütü kuracak böyle bir şey var mı?”
Faruk Bal, anayasa konusunda ise MHP olarak en hazırlıklı, en geniş ve en derin hazırlığı yaptıklarını sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz